Bölüm 26:

7.8K 530 88
                                    

Kirlenmek..

Bir insanın kirli olması için toza, çamura ihtiyacı var mıydı? İnsanların sadece bedenleri mi kirlenirdi? Bir de bedeni temiz olan- en azından öyle görünen- ancak ruhu kirli, balçıkla sıvanmış insanlar vardı. Onları nasıl anlayacaktık?

Hiç suçu olmadan, kirliyim diye dolaşan bir insan vardı. Bir de onu kirli olduğuna inandıran ama temizmiş gibi dolaşan bir insan müsveddesi vardı. Kadın kendisini kirli sanıyor, kendisine cefa ediyorken; adam almış olduğu zevkin keyfini çıkartıyordu. Beden kiri suyla sabunla çıkardı da.. ya ruhdaki kirler.. onları ne çıkartacaktı?

Tövbe-i istiğfar...

Nefes'i bir türlü kirli olmadığınına inandıramıyordu Barlas. Ne dese, ne yapsa dinlemiyordu? Konuşmaya başlamıştı ancak konuştukları can sıkıcıydı. Saçlarını kesmişti. Bir de buna üzülmüştü. Nefes sanki bir bataklıktı ve Barlas içine çekiliyor, ona yardım edemiyordu.

Onu öyle, kabarmış kısa saçlarla masum bir çocuk gibi bakarken görünce dayanamamış sımsıkı sarılmıştı. Onun göğsünde göz yaşlarını akıtmasını beklemişti. Ama kadın ağlamıyor, aksine etrafa gülücükler saçıyordu. Geri çekildiğinde, ona gülen gözlerle bakan kadını görünce ağzı bir karış açık kalmıştı. Delirdi galiba sonunda, diye düşünmeden edememişti.

"Nefes'im? İyi misin?"

"Evet. Hem de hiç olmadığım kadar."

Tamam gülünce çok güzeldi, hep gülmeliydi. Ama bu kadar erken beklemiyordu Barlas. Daha gitmeden önce korktuğundan, gitmemesinden bahsediyordu. Şimdi ise gittiği haline tezat bir şekilde kendisine bakıyordu.

"Sa-saçların?"

Yüz ifadesi değişti birden. Daha çok öfkeli bir hal aldı. Ama gözlerine yerleşen hüznü görebiliyordu adam.

"Kirliydi onlar. Kangren olmuşlardı. Kestim, kurtuldum ben de!" diyerek konuyu kapatmışçasına yanından geçti.

Kapıda bekleyenleri görünce şaşırmıştı. Hande, Memati, Fırat ve Zeynep şok olmuş bir şekilde kendisine bakıyordu. Değim yerindeyse ağızları bir karış açıktı.

Zeynep? Zeynep de buradaydı. İşte Nefes bunu beklemiyordu. Çok özlemişti arkadaşını. "AAA," diye bir sevinç nidası firar etti pembe dudaklardan. Yüzündeki neşe görülmeye değerdi. Koşarak gitti ve Zeynep'e sarıldı.

Zeynep ise şok olmuş bir vaziyetteydi. Ancak olayı idrak ettiğinde ağlamaya başlayacaktı. Sadece o değil, Hande de yapacaktı bunu. Bunu bilen Memati kaş göz yaparak Nefes'i uzaklaştırlmasını işaret etti. Memati ve Barlas için mimiklerini saklamak zor değildi. İçi kan ağlasa da arkadaşının her şey yolundaymış gibi davranabileceğini biliyordu.

Barlas onu dediğini anlar anlamaz yüzüne rahat ve gündelik bir ifade takındı. Günlerdir yaptığı gibi... Kadına yaklaştı ve hafifçe koluna dokundu. Gerekmedikçe dokunmuyordu ona. Çünkü ona dokunmak olmadık hayaller getiriyordu gözünün önüne. Nefsine yenik düşmekten, Allah'ın yasakladığı bir şey yapmaktan korkuyordu. Zaten yeterince şey yapıyorken, Nefes ile uyuması gibi, daha fazlası olmazdı.

Elini çektiğinde gülümseyerek ona döndü Nefes. Bu kadın gülerken cennet bahçelerinden bir gün oluyordu Barlas için. Karşılıksız bırakmadı. Aynı etkiyi yarattığını bilmeden gülümsedi.

NEFESİM OLDUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin