Çocukken parkta koşarken annem arkamdan "Koşma yavrum, düşceksin." diye bağırırdı.Onun uyarısını dikkate almak yerine koşmaya devam ederdim.Koşar, koşar sonunda kendimi yerde bulurdum.Annem yanıma gelir, kolumdan tutar, yerden kaldırırdı.Yaralarımın üzerindeki taşları kumları yavaşça temizler.Acımasın diye üflerdi.Annemin sözünü dinlemediğim için sonunda canı yanar ama gidip annemin kollarında ağlardım.
Şuan annemin kollarında değildim.Zaten anneme gidip sevgilimin uyuşturucu kullandığımı söylesem kadının kalbine inerdi.Pardon eski sevgilimin...Çünkü kendisini yaklaşık beş dakika önce terk ettim.Ben Ela Alparslan az önce Rüzgar Eser'i terk ettim.Acaba daha önce terk edilmiş miydi? Hiç sanmıyorum.
Ayaz beni uyarmıştı.Ama ben onu dinlemeyip Rüzgar'a güvenmeyi seçmiştim.Ayaz'ın sözünü dinlemeyip, Ayaz'ın kollarında ağlıyordum.
Ayaz taksi şoförüne benim evimin adresini söyleyince "Eve gidemem, Miray'larda kalıcaktım." diye itiraz ettim. Miray'ın barda olduğu aklıma gelince "Ama anahtarım yok." dedim. Ağladığım için sesim zar zor çıkmıştı.
Pantolonunun cebinden telefonu çıkarıp bir iki parmak oynattıktan sonra kulağına götürdü. "Ben çıktım.Sen de Elif ile Miray'ı alıp hemen Miray'lara gel." Buğra'yı aramıştı.Buğra bir şeyler dedikten sonra "Evet, Ela benimle." diye cevapladı.
Telefonu kapattıktan sonra Miray'ın evinin adresini sordu.Hatırladığım kadarıyla evin adresini verdim.Taksi durunca Ayaz elimden tutarak beni çıkardı.
Apartmanın hemen yanında bulunan çardağa doğru yürüdük.Oturunca ben tekrar Ayaz'a sokuldum.Neyseki artık ağlamam durmuştu.Bir kaç dakika ikimizde tek kelime etmemiştik.Sormasını bekliyordum ama susuyordu.
Üstünde sadece gömlek olduğunu hatırlayınca başımı göğsünden çektim."Sen bekleme istersen, üşüyeceksin." diyerek aramızdaki sessizliği bozdum.
Aralık ayı bitmiş, ocağa girmiştik.Benim üstümde deri ceketim olduğu halde ben bile üşümeye başlamıştım.
"Üşümüyorum.Üstelik bu saatte ve bu halde seni yanlız bırakmam."
Aklıma bu gece İlayda ile olduğu geldi. "Sevgilin merak etmiştir."
Gözlerini yüzüme dikerek "Sevgilim mi?" dedi anlamadığını belli eden bir ses tonuyla.
Az önceki ağlak kız modundan çıkarak "İlayda'dan bahsediyorum." dedim.Sesim artık düzgün çıkmaya başlamıştı.
"Kendine geldin, bakıyorum." dedikten sonra "Ela bana ne olduğunu anlatacak mısın?" dedi.Sonunda sormuştu.
Başımı iki yana salladım.Başımı eğip ellerimle oynamaya başladım. "Rüzgar'dan ayrıldım." Rüzgar'ın uyuşturucu kullandığını biliyor muydu acaba?Eğer bilmiyorsa ve öğrenirse yine kavga çıkardı.Benden duymaması daha iyiydi.
Yavaşça kolumu tuttu.Gözlerimin içine baktı. "Ela sana bir şey mi yaptı?"
Gözlerine bakmayalı ne kadar uzun zaman olmuştu.Hala aynı lacivert, mükemmel gözler.Ne saçmalıyorum ben? İnsanın göz rengi iki güne değişir mi?
Kolumu tutan elini sıktı. "Seni bir şeye zorlamadı değil mi?" Sesi sert çıkmıştı.Zaten konu Rüzgar olunca her zaman sertti.
Aniden "Hayır." dedim.
Beni zorlamıştı ama Ayaz'ın bunu kast edip etmediğinden emin değildim.Hem bunu Ayaz'a söyleyemezdim.Söylersem ten rengim hafif hafif kırmızıya kaçardı kesin.
Ayağa kalktı.Elini sinirli bir şekilde saçlarının arasından geçirdi. "O zaman ne oldu, neden bu haldesin Ela?" diye bağırdı.
Tam o sırada bir arabanın kapısının kapanma sesi geldi.Zaten o duyulmadan Miray'ın kıkırtıları duyuluyordu.Elif ve Buğra'nın koluna giren Miray bize doğru yürüdüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Böyleyim
Teen FictionAşk mı? Dostluk mu? Yoksa her ikisi de mi? Ya da hiçbiri mi?