29 ~ Unutalım

675 34 8
                                    

Bir karar vermiştim. Baya hızlı verdiğim bir karar olmuştu. Rüzgar'ın yanına gelirken aklımda sadece ona bakmak vardı. Biraz konuşmak... Ona geri dönmek aklımın ucundan geçmemişti.Hatta "Ara verelim." derken bile ara vermediğimizi, bu ilişkiyi bitirdiğimi düşünmüştüm. Bu inişli çıkışlı, sürekli ayrılıp barışmalı ilişkimiz nereye gider bilmiyordum.Rüzgar'a baktığımda ona geri dönmek istedim. Onu sevdiğim için değil, o beni sevdiği için.

Hala birbirimize sarılı öylece dururken Rüzgar benden ayrılıp elimi tuttu. "Gel."

"Nereye?" dedim peşinden giderken.

Odasına gittik. Öpüşmenin devamını getirmeyi düşünmüyordu inşallah.

Elimi bırakıp başucundaki çekmeceyi açtı. Eline bir kutu aldı. Yanıma gelip kutuyu uzattı.

"Bu ne?" dedim kutuya bakarak.

"Aç."

Kutuyu açtım. İçinde çok pahalı olduğu belli olan bir bileklik duruyordu. Rüzgar kutuyu alıp içinden bilekliği çıkardı. Elimi tutup, bilekliği taktı.

"Bugün sevgililer günü." Bugünün 14 Şubat olduğunu tamamen unutmuştum. Zaten yarım saat öncesine kadar bir sevgilim olmadığı için önemi de yoktu. "Sevgililer gününü gereksiz bulduğum için bunu doğum gününde vermek için almıştım."

Bilekliğe baktım. İncecik gümüş renkli zincirin tam ortasında yine gümüş küçük bir motorsiklet vardı. O kadar zarif duruyordu ki.

"Bu çok fazla Rüzgar. Kabul edemem." dedim. Belli ki özel yapımdı. Yoksa kim motorsikletli pırlanta bir bileklik alırdı?
"Seni ilk gördüğüm anı hatırlıyor musun?"

Güldüm. "Rezil olmuştum." Aynı zaman da Rüzgar'ın kaskın altından bile masmavi "Ben buradayım." diye bağıran gözlerine bakakalmıştım.

"Motorsikletimle sana çarptığım zaman tanışmamıştık ama yine de seni ilk gördüğüm an oydu. O zaman sana bu tutulacağımı söyleseler güler geçerdim."

"Bana da seninle beraber olacağımı söyleseler 'Dalga mı geçiyorsunuz?' derdim."

"O yüzden bu bilekliği kabul edeceksin. Çünkü birbirimizi gördüğümüz ilk anı temsil ediyor." Ellerini yanaklarımın iki yanına koydu. Elleri soğuktu. "Tamam mı?"

Başımı aşağı yukarı salladım. Rüzgar hangi ara bu kadar ince düşünen, romantik biri olmuştu? Etkinlenmiştim. Hangi kız olsa etkilenirdi. Düşünülmüş, özel bir hediyeydi.

Cebimdeki telefon çalmaya başlayınca Rüzgar ellerini yüzümden uzaklaştırdı. Pantolomun arka cebindeki telefonu elime alınca arayanın Ayaz olduğunu gördüm. Günlerdir aramayan Ayaz zamanı mükemmel ayarlamıştı.

Arayanı gören Rüzgar kısık ama duyabileceğim bir sesle küfür etti.

Açıp açmamak konusunda tereddüt ettim.Günlerden sonra aradığına göre önemli bir şey olmuştu.

"Efendim?" diyerek açtım.

"Ela, nerdesin?" Bir hafta sonra ağzından duyduğum ilk cümle.

"Dışardayım." Bir taraftan da göz ucuyla Rüzgar'a bakıyordum. Odasındaki tekli koltukta oturmuş.Sol bacağını sallıyordu. Derslerde de genelde sıkılınca böyle yapardı.

"Seninle konuşmak istiyorum."

"Sonunda sevgilinden ayrılıp aklına gelebildin mi?" demek istedim. Ama sadece istemekle kaldım.

Rüzgar ayağa kalktı. Telefondaki kişinin duyabileceği bir sesle "Ben banyodayım sevgilim." deyip odasındaki banyoya girdi.

Bilerek yaptığını anlamamak için salak olmam lazımdı.

Ben BöyleyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin