Merhaba arkadaşlar, yeni bölüm ile karşınızdayız. Belirtmek isteriz ki bu bölüm içimize çok sindi. Umarım sizlerde bu bölümü beğenirsiniz.Lütfen okuyun,yorum yapın,eleştirin,tahminlerde bulunun.Hikayemizi oylayın.
Rüzgar, bana göz kırptı.Bana göz kırptı. RÜZGAR…BANA…GÖZ…KIRPTI!!!! Şu an kırlarda koşmak, coşmak geliyordu içimden.TEK BİR GÖZ KIRPIŞ VE DAĞILAN BİR ELA…İki ihtimal var:Ya benimle dalga geçiyor ya da gerçekten bunu samimi bir şekilde yapmıştı.Tabiki içimden ikinci ihtimal olmasını istiyordum.
Sıkıcı 2 dersin sonunda Miray yanıma geldi.
“Bizimle geliyorsun,değil mi?“
“Tamam geliyorum.Kim kim gidiyoruz?”
“Sen,ben,Çağla,Esra,Erdem ve Buğra”dedi Miray.
Buğra derken ses tonunun değiştiği dikkatimden kaçmamıştı tabiki.İki dersin sonunda çıkışta Miray’a “Eee nereye gidiyoruz ?”
“Okulun arkasındaki pizzacıya gidiyoruz” dedi Miray.
Bahçeye çıktığımda kalabalık bir grup gördüm.Biraz daha yaklaşınca birilerinin kavga ettiğini anladım.Çıkışa doğru ilerlediğimde kavga edenlerden birinin Rüzgar olduğunu gördüğümde resmen şoka uğramıştım.Ama asıl şok benim için kavga eden bir diğer kişinin beden dersinde tanıştığım Ayaz olduğunu görmemdi.
Kimileri Rüzgar’ı engellemeye çalışırken kimisi de Ayaz’ın yumruklarını durdurmaya çalışıyordu.Ayaz’ın yüzü sinirden olsa gerek kıpkırmızı olmuştu.Rüzgar bir yandan onu durdurmaya çalışanların elinden kurtulmak için çırpınıyor, bir yandan da Ayaz’a küfürleri sıralıyordu.
“Sana sorucam lan ben bunun hesabını orospu çocuğu.” Diye bağıran Rüzgar’ıhiç bu kadar sinirli görmemiştim.
“Belanı arama, siktir git lan.” Diye karşılık verdi Ayaz.
Ayaz’ı tutmaya çalışanlardan biri Buğra’ydı.Bu sırada Miray beni kolumdan tutup ileriye doğru çekiştirdi ve “Gümbürtüye gitmeden çıkalım şu okuldan.” Dedi.
Ayaklarım beni ileriye doğru götürse de aklım hala orada kalmıştı.Neden kavga etmişlerdi acaba?
En sonunda merakıma yenik düşerek “Neden kavga ediyorlardı ki?” diye sordum Miray’a.
“Aman eder onlar böyle arada.Alıştık biz artık.Sen de alışırsın yakında.”
“Neden hoşlanmıyorlar peki birbirlerinden?”
“Belirli bir nedeni yok aslında.İkisi de yakışıklı, başarılı, zengin, popüler, havalı, sporcu…Eee doğal olarak aralarında bir rekabet oluşuyor.Birbirlerinden nefret ediyorlar.İnan bana onlar için en ufak bir şey bile bir kavga sebebi.”
“Ne yani sırf bu yüzden insan sürekli yumruk yumruğa kavga eder mi?”
“Aralarındaki bu nefreti alevlendiren bir olay oldu tabi.Bu ikiside basket takımında ya, takım kaptanlığı yüzünden zaten bozuk olan araları iyice bozuldu.Rüzgar takım kaptanıyken görevini hiç adam gibi yapmadı.Antremanlara falan gelmedi hiç.Tabi kendisine sorsan beyefendi takım kaptanlığı için tek uygun kişi.İşte bu gerizekalı bu vurdumduymaz havalarına bürününce Mehmet Hoca bunun yerine Ayaz’ı kaptan yaptı.İşte ilk büyük kavgalarını da bu olaydan sonra yaptılar.O gün bugündür kedi köpek gibi didişip dururlar.”
Miray, anlatana kadar okulun arka sokağındaki pizzacıya gelmiştik bile.Arkamızdan da Erdem, Çağla, Esra geldi.
“Buğra, gelmemiş” dedim Miray’a ima ettiğim şeyi beli ederek.
“Gelir birazdan. Ayaz’ı sakinleştirmeye çalışıyordur”
“Rüzgar’ın arkadaşı değil mi o. Neden Ayaz’ı sakinleştiriyor?”
Miray’ın “Yok be Ayaz’ın kankasıdır o.” Demesiyle şaşırdım
Siparişlerimizi verdikten sonra üst kata çıkıp hilal şeklinde oluşturulmuş masaya oturduk.Resmen aşiret gibiydik.Böyle toplanmaları severim ama ortama girerken insanlar tip tip bakıyor.Neyse biz aşiret gibi oturmuş Buğra’yı beklerken –Tabi beklememizi isteyen Miray’dı-konuşmaya daldık. Neredeyse her bir şeyden konuştuk ama Buğra bir türlü gelmek bilmedi.Ben artık iyice acıkmaya başlamıştım.Öyle ki karnımdan saçma sapan sesler yükseliyordu.En son bunlar yanımda konuşurken ben sıkılıp başımı masaya koydum.İnsaf be 20 dk oldu.Bu kadar bekletilir mi diye içimden söylenirken karşı sandalyenin çekildiğini farkettim.Kafamı kaldırıp “Sonunda gelebildin” dedim.Ama sandalyeye oturan Buğra değildi.Kafamı kaldırır kaldırmaz o ışıltılı lacivert gözlerle karşılaştım.Onun burada ne işi var ya.
“Hayırdır gözlerin yollarda mı kaldı”dedi gülümseyen Ayaz.
Bir an şaşırdım.Sonra “A sorma ya dört gözle seni bekliyordum”dedim.
“Hiç şaşırmadım.Kızların beni dört gözle beklemesine alışkınım” dedi keyifli bir şekilde.
Bu daha az önce Rüzgar’la kavga etmiyor muydu?Nasıl değişken bir ruh halidir bu.Şahsen ben biriyle kavga etsem bütün gün heyheylerim üstünde dolanırım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın o derece yani.
“Sen de fazla ego birikmesi olmuş canım ya. Bir ara git aldır istersen.” Dedim.
“Yok ben böyle iyiyim CANIM.”
“Açlıktan ölücem şimdi.Hadi lütfen başlayın.” Buğra’nın araya girmesiyle Ayaz ile olan hoş sohbetimiz(!) yarıda kesildi.Aile babamız Buğra’da masamıza teşrif edince yemeğimize başlayabildik sonunda.Biz pizzamızı yerken bizim okuldan bir grup erkek masamıza doğru geldi. “Oooo Ayaz Efendi de buradaymış.Fena benzetmişsin Rüzgar’ı.Geçen kavganın öcünü almışsın.Az kalsın arada Banu da senin gazabına kurban gidiyormuş.” dedi adını Yusuf olarak hatırladığım bir çocuk.
Lacivert gözlerine öfke parıltıları yerleşen Ayaz ”Aman oda Rüzgar’ın peşinde dolaşan kuyruklarından biri olmasaymış.Bir de kendilerini ona feda etme çabaları yok mu çok gülüyorum.” dedi.Rüzgar derken suratında bir tiksinti ifadesi oluşmuştu.
Yusuf,”Boşver ya takma “ diyerek masamızdan uzaklaştı.
Ayaz arkasından”Ne takıcam ya.Kaç kızı aynı anda idare ediyor şerefsiz” diyince neden bilmiyorum birden şoka girdim,elim ayağım birbirine dolaştı.Elimdeki çatal yere düştü.
Tam çatalımı almak için davranırken Ayaz’ında benimle birlikte çatalı almak için eğildiğini farkettim.Elleri ellerimde ve o bir çift lacivert göz gözlerimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Böyleyim
Novela JuvenilAşk mı? Dostluk mu? Yoksa her ikisi de mi? Ya da hiçbiri mi?