Yaşananlar bir deprem öncesi toprağın titremesi gibiydi.
YILDIRIM - LAVİN
BEN - BİR TEK SANA - ALIŞAMADIM
"Kızım, neden burada tek başına oturuyorsun?"
Tüm büyü bozulduğunda başımı kaldırarak sesin sahibi olan tatlı kadına bakmıştı. Yıldırım'ın annesi hizmetlinin elinden tutmuş bana doğru bakıyordu. Tam olarak nerede oturduğumu göremese de sanki ruhumun derinliklerini görebiliyormuşçasına benden tarafa bakıyordu. Kendimi iyi hissetmesem de elimin tersiyle burnumu silerek ayağa kalkıp görmediğini bilsem de gülümsemiştim.
"Burada Yıldırım Beyi bekliyordum."
Yıldırım Bey. Artık benim için beyden öte olmayacaktı. Teklifi kabul ettiği anda aramızdaki tüm bağları koparmıştı. Teklifi kabul ettiği anda beni sildiğini biliyordu. Benim tüm konuşmalarımı duyduğumu bilerek evet, demesi her şeyin sonu demekti. Bilse isteye canımı yakmasını hoş görmeyecektim. Madem kabul etmişti artık benden daha fazla hiçbir şey görmeyecekti.
"Sen bizim misafirimizsin. Hadi benimle gel. Yemekten önce biraz sohbet edelim." Bana elini uzattığında hemen kulaklığımı taktım. Artık daha fazlasını duymaya ihtiyacım yoktu. Bana duyduklarım bana yeterdi.
Geliyorum, diyerek yanına ulaştığımda hala ısrarla bana uzattığı elini tutmuştum. "Kızım hasta mısın ellerin buz gibi." Hastayım teyzeciğim hastayım. Bu kız senin oğluna hasta o ise kendine... "Hava biraz serin bu yüzden ellerim üşümüş olmalı. Birazdan ısınırım." Aklıma gelen en mantıklı açıklamayı yaparken yanındaki hizmetliye benim için bir şeyler yapmasını söylemişti.
Onun ilgisi karşısında içim ısınırken büyük bir salona geçmiştim. Buraya geldiğim o anki ilgim tamamen yok olduğunda etrafa göz atma ihtiyacı bile görmemiştim. Yıldırım'ın annesi oğlu hakkına sorular sorarken tüm içtenliğimle cevaplar vermiştim. Kısa bir süre sonra sesler duyulduğunda Serdar Bey salona gösterişli bir giriş yaparak yemek zamanı demişti.
Yıldırım masaya geçmek yerine doğrudan annesinin yanına gelerek elinden tutup ayağa kaldırmıştı. Bende hala annesinin elinden tutarken gözlerine bakmaktan çekiniyordum. Yalnızca bir an baktığımda o güzel gözlerimiz birbirine kavuştuğunda sanki soru sorar gibiydi. Sanki duyup duymadığımdan emin olmak istiyordu. Ona suratı asık şekilde boş bir ifadeyle bakarken duyduğumu anlamıştı.
Serdar Beyin küstah konuşmalarıyla beraber masaya geçtiğimizde beni masada görmezden gelmeye çalışmıştı. Annesi her ne kadar Lavin derse babası o kadar beni bir hiç olarak masada varlığımı yok etmeye çalışıyordu. Ara sıra Yıldırım'a baktığımda keyfinin olmadığını görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEGAN
RomanceYaşıyor. Kız yaşıyor... Ambulansı arayın, hemen! Mucize olmalı. Evet, bu bir mucize! ... AŞK BİZE NANKÖR AŞK BİZE DÜŞMAN!