Geçmişin gölgesi

23.8K 1.2K 910
                                    

KAYIP GİDEN GÜNLER

"Demek, sen bir vegansın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Demek, sen bir vegansın."

Emre'ye başımı olumlu anlamda sallarken  gözüm boşluğa dalmıştı. Vegan olmakta ne gibi bir sakınca vardı anlamıyordum.  "Evet, ben bir veganım."  Cevabımdan hemen sonra başım çevirip ona baktığımda o da gözlerini bana çevirmişti. "Sıkı bir vejetaryen mısın, yoksa bazı gıdalarda seçici mi davranıyorsun?" Galiba bu konuda bir hayli tutucuydum.

"Çikolatanın bile veganını arıyorsam gerisini sen düşün derim."

"Çikolata ha! Siz kadınların bu konuda seçici olabileceğinizi düşünmezdim."

"Hep ben anlatıyorum Emre, biraz da sen anlat." Biraz da onu dinlemek istiyorum. Emre son bir soru daha dediğinde gözlerimi devirdim. Hep ben cidden olmuyordu. Birazda onu tanımak istiyordum. "Şu kulağındaki şey.... Artık her ise neden sürekli kulağında takılı duruyor?" Güzel soruydu. Her zaman on ikiden vurmayı bilen biri olması ise ayrı bir konuydu.

"Kısa bir süre önce feci bir kaza geçirdim. O günden sonra kulağımda biraz hasar kaldı diyebilirim."

"Üzüldüm. Çok geçmiş olsun. Şu anda iyi misin? Kalıcı bir hasar var mı?"

Hem de ne büyük bir hasar vardı. Şimdilik seslere alışmış olsam da kulağımdaki koruyucu olmasa seslere tahammül edemezdim. Sırf bu yüzden bile Yıldırım'a minnettardım. Yıldırım bana bunları hediye ettiği ana kadar büyük bir azap içindeydim. Hala bazı noktalarda seslere uyum sağlayamıyor olsam da artık alışmıştım. Nerede ne zaman seslerle oynayacağımı öğrenmiştim. Bu konuda bile Yıldırım'ın büyük desteği varken ben nasıl olur da onu varlığın görmezlikten gelirdim. 

"Lavin!"

Efendim, diyerek ona baktığımda daldığımı söylemişti. Sonradan sorusunu hatırladığımda sorun olmadığını söyledim. Sesler haricinde hiçbir sorunum yoktu. Şu anda iyiydim. Emre anladım diyerek ayağa kalktığında bana da elini uzattı.

"Saat gece yarısını geçeli çok oldu. Uyuma vakti."

O kadar geçmiş miydi? Telefona baktığımda saat epey geç olmuştu. Geç olduğu gibi Yıldırım'dan herhangi bir mesaj da yoktu. "Burada mı sabahlamak istiyorsun?" Burada kalıp güneşin doğuşunu izlemeyi çok istesem de üzerimde günün yorgunluğu vardı. Bu yüzden elimi eline uzatarak bende ayağa kalktım. Ellerimiz bir şekilde bana tuhaf bir bakış attığında hemen elimi ondan geri çekmiştim. Neden öyle bir bakış attığını anlamlandıramadım. Ellerimi arkama götürüp sıktığımda gidelim demişti. Bana yolu işaret ederken bende başımı olumlu anlamda salladım.

Birlikte otele doğru yürürken hep bir adım arkamda olsa da nefesini ensem de hissediyordum. Şu anda aklında neler geçiyordu bilmiyorum ama sanki gecenin sonunda bana bir şeyler söylemeye hazırlanıyor gibiydi. Birlikte tanıştığımız merdivenlere geldiğimiz anda durup ona bakmıştım. Emre fazla düşünceli görünüyordu. Tavırlarının neden bir anda değişip sessizleştiğini anlamıyordum. Oysa tüm gece konuşmuştu.

VEGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin