KARANLIĞIN İKİ YÜZÜ
LAVİN
Umudun gölgesi
Gerçek gibiydi...
Belki de gerçekten öte rüyaydı.
Evet, burası cennetten bir parça olmalıydı.
Kendimi doksanlı yılların film setlerinde gibi hissediyordum. Burası nefes kesiciydi. Belki her şey siyah beyaz değildi ama siyah beyaz kadar eşsiz bir renge sahipti. Saf, tertemiz, duru bir güzellik... Baktığım her yere ezberlemek için en az iki defa daha bakıyordum. Yıldırım gerçekte zevkli bir adamdı. Her ne kadar ben tatile gitmek istediğimde peşime takılıp o da gelir diye düşünsem de benimle gelmemiş yalnızca bana kalacağım yerin bilgilerini vermişti. Beni ciddi anlamda şaşkınlığa uğratmış olsa bile sonuçtan gayet memnundum.
"Git ve eğlenmene bak Lavin!"
Sonuç, işte sonunda buradaydım. Tatil cennetinde. Kalabalıktan yoksun olabildiğince şık bir o kadar da sessiz cennet. Burası her şeyiyle mükemmeldi. Odada etrafımda döndüğümde içime derin bir nefes çekerek kendimi yatağa bıraktım. Odamın dört bir yanı ahşap mobilyalarla çevriliydi. Sanki mobilyalar bile bana eşsiz biri olduğumu kanıtlamak ister gidi durmuyor muydu? Burada harika vakit geçireceğimden emindim. Sessiz sakin kendimi dinleyeceğim güzel bir hafta sonu yaşayacaktım.
Odaya göz atmaya devam ederken kendi içimde tatil planları da yapmaya devam ettim. Pencerenin önünde duran koltuk sanki beni çağırıyordu. Tam şu pencerenin önünde oturup saatlerce hem kitabımı okur ara sırada doğaya göz atardım. Doğa demişken yatağımdan fırlayarak pencere kenara gittim. Tam dışarıyı görmek için balkona çıktığımda kollarımı gökyüzüne doğru kaldırıp merhaba doğa demeye hazırlanıyordum ki birinin beni izlediği hissine kapılarak hemen aşağıya baktım.
Kimse yoktu.
Burası otelin arka tarafına denk düşüyordu. Arka tarafta yapay bir göl etrafında pek çok masa vardı. Yine de göze batan kimseler yoktu. Yılın bu zamanlarında çok sakin olduğu söylenmiş hatta şu anda birkaç kişi haricinde pek fazla müşterinin olmadığını söylemişlerdi. İlk buraya adım attığımda Yıldırım'ın burayı benim için kapattığını bile düşünmüştüm. Oysa durum farklıydı. Burası denizden uzak doğa ile iç içe tatil köyü gibi bir yerdi. Biraz ileride birkaç köye rast gelmiştim. Hatta yolda nereye gittiğimi bilmez haldeydim. Sonuç olarak burayı beğenmeseydim, eve geri dönecek sonra da Yıldırım'ın canına okuyacaktım.
Şükür ki buna gerek kalmamıştı.
Sonunda birilerine bakınmaktan vazgeçerek önce balkondan sonrada pencereden uzaklaşmıştım. Her ne gördüğümü zannettiysem yanılmış olmalıydım. Elbette Yıldırım yanıma birkaç adam vermek istemiş bense kesin dille karşı çıkmıştım. Sonuç olarak birini peşime taktığını düşünmüyordum. Ne de olsa buranın güvenliğinden dem vuran kendisinden başka biri değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEGAN
RomansaYaşıyor. Kız yaşıyor... Ambulansı arayın, hemen! Mucize olmalı. Evet, bu bir mucize! ... AŞK BİZE NANKÖR AŞK BİZE DÜŞMAN!