Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"VEGAN"
YILDIRIM ZİNDAN
BÖLÜM
- GİRDAP-
"Sesim geliyor mu?"
Sesim geliyor mu? Bu adam yine neyin peşinde? Olduğum yerde dönerek Yıldırım'dan tarafa baktım. Sesim geliyor mu da ne demekti? Yoksa arada beni yokluyor muydu bana mı öyle geliyordu? Sanki beni ara sıra da olsa sınıyor gibime geliyordu? Yoksa benden şüphe mi duymaya başlamıştı? Sesleri eskiye nazaran çok iyi duyamadığımı mı fark etmişti. Evet, kaza sonrasına nazaran artık sesleri en yüksek eşikten duyumsamıyordum. Sesler bir yerde kopuyordu. İlla bazen odaklanmam gerekiyordu. Yine de hala gayet iyi duyduğumu düşünüyordum.
"Acaba yazsan mı diyorum Yıldırım, yakınlarından biri sesini işitebilir."
Bana uzaktan ses kontrolü yapmasına gerek yoktu. Onun sesinin rengini nereden olsa çok iyi tanırdım. Ben onun sesini her yerden duyabilirdim. Sesini tanımam için onu görmem bile gerekmezdi.
"Bu gece önemli Lavin, sana bahsettiklerimi sakın unutma bu iş..."
"Yıldırım Bey kiminle konuşuyorsunuz?" Yeniden Yıldırım'dan tarafa baktığımda konuklardan birisi Yıldırım'a tuhaf bakışlar atıyordu. Yıldırım da elini ensesine götürerek benden tarafa bir bakış attığında bakışları uzaklaş der gibiydi. O farkında değildi galiba ama ben zaten ondan olabildiğince uzaktaydım.
"Bir saniye..."
Garsonlardan biri önümden geçerken elinde tuttuğu tepsisinden elime rastgele bir şey aldım. Garson tuhaf bir bakış attığında elimle ona gidebilirsin demiştim. Bu adam zaten bunları bizim için servis yapmayacak mıydı? Şimdi önden bir şeyler atıştırma isteği ne zamandır suç sayılıyordu. Garson başını sallayıp uzaklaşırken elimde tuttuğum şeye baktım. Bu neydi böyle? Bebek maması falan mı? Kaşıkla püre tarzı tatlıyı karıştırdığımda kokusu tanıdık geldi. Bilmeden kremalardan birini mi yürütmüştüm. Tatlı kaşığının ucuyla birazcık aldığımda ağzıma götürdüm.
"Sen... Sakız." Bu sakız tadıydı. İyi ama sen çok güzelsin. Bir kaşık daha aldığımda ağzımda erimesinden büyük bir zevk aldım. Hayatımda yediğim en güzel sakızlı muhallebi...
"Lavin, ne yapıyorsun orada?"
Annesine yakalanmış çocuklar gibi Yıldırım'a döndüğümde bana hayretle bakıyordu. Ona ve bana bakan birkaç kişiye daha göz attıktan sonra son lokmamı da yutarak elimdekini masaya bıraktım. Eve döndüğümüzde senden sakızlı muhallebisi istemezsem bende Lavin değilim.
"Sürekli bana bağırmak yerine etrafına bakın, herkes seni ve babanı konuşuyor."
"Ben sana bağırmıyorum Lavin, hatırlarsan senin kulakların hassas. Eğer öyle olmasa bir adım ilerimdeki adam neler konuştuğumuzu gayet iyi duymaz mıydı?"
