Veda Busesi

20.2K 1.1K 577
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bazen kapının yanında uyanıyorum
Çaldığın şu kalp, seni bekliyor olmalı , Şimdi ayrılmış olsak bile, Kendimi seni aramaktan alıkoyamıyorum

***


 VEGAN

- AŞK GİRDABI -


GECEYE KARIŞAN BİR ADAM


"Yıldırım, kime diyorum ben? Kime?"

Dur be adam, dur. Deli divane gibi dönmekten vazgeç. Böyle yaparak kime nasıl bir faydan olacağını sanıyorsun? Dur! "Yıldırım!" Sonunda önünü keserek gözlerinin içine baktım. Yıldırım durulsa da burnundan solurken bana tıpkı bir düşman edasında bakıyordu. Onun gözlerindeki kini anlayamazken benimde kalbim deli gibi atmaktan öteye gitmiyordu. Beni haliyle tedirgin etmekten öte korkutuyordu. Ona ne olmuştu böyle? Yıldırım bir şeyler söylenmek ister gibi ağzını açtığı sırada titreşim sesiyle elini cebine soktu. Bu hareketi yaparken bir an için bile olsa gözlerini üstümden almamıştı. Cebinden telefonunu çıkarırken benim yalnızca telefonunu sessizde kullanıyor olması bile bir kez daha yüreğimi yumuşatmaya yeterken gözlerinden akan öfke dalgası içimin titremesine neden oluyordu... Oysa onun bana karşı böyle içten bir sevgi beslemesi ona uzun süre öfkeli kalmama engel oluyordu.

"Evet!"

Yıldırım karşı tarafla iletişim halindeyken bende kulak kabartarak ne söylediğini duyma çabaları içine girdim. Bunu anlayan Yıldırım, telefonun yan tuşundan sesini kısmakla kalmayarak aynı zamanda da benden uzaklaşmaya başladı. Bende ardından dudak büzerek kollarımı göğsümde birleştirdim. Sabırla Yıldırım'ın konuşmasının bitirmesini beklerken sırtını bana dönmesi hiç hoşuma gitmemişti. Aslında bugün yaptığı çoğu şey hoşuma gitmemişti. Bu gece Emre'ye olan tavrı keskindi. Elbette bende ona öfke duymuştum ama bu Yıldırım'ın beni kukla gibi görmesini haklı çıkarmazdı. Bu gece yaptığı şey kişiliğime karşılık büyük bir saygısızlıktı. Üstelikte yalnızca benim işime karışmamış kendi işini de baltalamıştı.

Yıldırım, takipte kal, diyerek telefonu kapattığında hemen sırtını dönmemiş aksine avucunun içinde tutuğu telefonunu sıkmaya başlamıştı. Onun buradan bile derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştığını seyrederken aklıma yeniden ve yeniden sözleri düştü. Bana o adam evli, diyordu. Evli! Hesap sorarcasına üstüme geliyordu.

Sanki seviyor gibi, sanki kıskanıyor gibi...

"Bana bir açıklama borçlusunuz Yıldırım Bey, neden bu denli öfkelendin? Neden Emre ile olan ilişkim seni bu denli divaneye dönüştürdü? Neden? Söylesene..."

VEGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin