Ben yardım istedikçe üstüme su dökmeye devam etmiştiler. Sırılsıklam olmuş ve aşırı derece sinirlenmiştim. Kapıyı yumrukladım ve kapıyı açmalarını rica ettim. Çünkü daha fazla dayanamıyordum. Girdiğim tuvalet feci kötü kokuyordu. Öğürmeye başladım. "Lütfen keser misiniz şakayı? Nefessizlikten ölüyorum. Çok pis kokuyor." demem ile gülme sesleri artmıştı. Ve gülme seslerinden, bazılarının erkek olduğunu anladım. Kapı kilidi açıldı. Kapıyı onlar açmadan ben engel oldum bu sefer. "Erkek sesleri geliyor ve ben kapalı biriyim sudan dolayı kıyafetim uygun halde değil. Bana hırka verebilir misiniz?" Dedim çabuk olsalar keşke. Kokuya dayanamıyordum. Başıma denk gelen hırka canımı yakmıştı. Şu an mecburdum giymeye, erkeklerden birinin olmalıydı. Giyip hemen dışarı çıktım. Rahat bir nefes aldım. Ben bir şey söylemeden oğlanlardan biri küfür attı ve dışarı çıktı. Diğeri de onu takip etmiş çıkmıştı benim için iyi olmuştu.
"Biri polisi arasın, ben kurtulmak için yalan söylüyorsun sanıp açmayacaktım az kalsın. İyi dayanmışsın. Özür dileriz. Biz seni başkasıyla karıştırdık. Normalde çocuksu görünüyor ama uzunca anlatıp başını şişirmek istemiyorum erkek meselesi. Büşra'nın tek vukuatı değil genelde olaylı biri. Çok şansızmışsın onun oda arkadaşı olmuşsun. Bu arada çok konuşmaktan kendimizi tanıtmadık. 12-C deyiz hepimiz. Benim adım, Burcu, o Ayşe ve dışarıda bizi bekleyen, sana hırkasını veren Hakan ve Samet. Tanıştığımıza memnun oldum. Bir şeye ihtiyacın olursa seve seve yardım ederiz bir özür borçluyuz sana." Dedi ve utangaç bir şekilde tekrardan özür diledi.
Burcu Abladan ben biraz uzundum. Saçları düz ve kahverengiydi ve gözleri aynı renkteydi ama güzel bir fiziğe sahipti bana göre daha olgun görünen yapısı vardı. Ayşe Abla da en çok sevdiğim özelliği, kızıl renkli kıvırcık saçları olmuştu. Gözleri mavi renkliydi ve teni ayı kıskandıracak şekilde beyazdı. Çok güzeldi. Ebral Karahan olarak tanıttım kendimi. Ve Büşra adında olan biri ile karıştırılmak beni üzmüş babamı hatırlatmıştı... Islandığım için bozulan, başörtümü düzenlediğim sıra da Ayşe abla elimi havaya kaldırdı; "Oha lan beş taş mı bu? Gerçek mi? " Şaşkınlıkla bakmıştılar bana. "Pek magazin izlemiyorsunuz galiba. Ukalalık etmek istemem. Pek iyi bir konuda olmasa da babamın ölümünden sonra mirasçı kaldığım için bu ara popülerim. Ve mutlu değilim. Neyse çok uzatmadan. Evliyim ve biliyorum erken oldu ama size anlatamayacağım bazı özel meseleler var ama eşimi seviyorum ve mutluyum. Eşim beni kıskandığı için yüzüğü takmamı istedi. Yoksa absürt bir durum olduğunu biliyorum."
"Öncelikle başın sağ olsun. Biliyorsun yatılı kalıyoruz ve son senemiz olduğu için pek telefonu elime almıyorum bundan dolayı haberim yok ama enişteyi merak ettim bakacağım. Senin kararın buna saygı duyuyoruz ama arkadaşın olarak bizi görürsen mutlu oluruz. Üşüteceksin. Üstünü değiştirmeye gitsen iyi olur seni tuttuk baya." Dışarıda bizi demin içeride olan erkekler karşılamıştılar. Ben konuşmak istememiştim ve üşüdüğüm için yanlarından ayrılacağım sıra " hırkam sende kalabilir güzellik... ahh..." Burcu abla, o sözünü tamamlayamadan kafasına vurmuştu.
(Burcu) Lan bu seferki söyleyeceğim seni kalpten götürebilir.
-Lan anam babamı aldatmış, yoksa... ahh... Yeter lan başım teneke değil acıyor yahu iyi alıştın kardeş değilsek başka ne olabilir ki?
-Evli, senden önce kapmışlar şıpsevdi Hakan geç kaldın bu sefer maalesef ...
Atışmalarını bölen benim hapşırmam ve Hakan Abi'nin ağzından çıkan küfür olmuştu. "Lan bu korkunç şakayı yapmak zorunda mıydınız?" Dediğinde kalbimin acıdığını hissettim. "Kızlar durumu anlatır. Ben çok üşüdüm ve bünyem zayıf olduğu için hasta olmak istemiyorum. Hırka için teşekkür ederim." Deyip onun vereceği cevabı beklemeden yanlarından ayrıldım. Hırkayı yıkadıktan sonra geri teslim edecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASĪ GELĪN (Wattys 2023)
EspiritualEbral: Kaderim boynumda kördüğüm olmuşken ben can çekişiyordum hayatın bana sunduğu tuzaklar ile. Ya ben yaşayacaktım ya da teslim olacaktım azrailime. Yaşım, canım, ben... Hiç bir zaman önemli olmadım onlar için. Ama ben vardım. Ben asi kişiliğimle...