( Depremde ölenlere Rahmet diliyorum ve yaralılara şafi ismiyle şifa diliyorum. Yaşıyoruz ama ne yediğimizden tat alıyoruz ne uykudan aklımız ve kalbimiz orda. Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık ama yeterli olmadığını biliyorum. Biraz nefes almak için düzenlemeye devam edeyim dedim. Rabbim yardımcıları olsun. Kalanlara Sabır versin inşallah. )
Nefesim yavaş yavaş tükeniyorken, aklımı boşaltmaya çalıştım. Ellerim boştu ve bu durumu hızlı ve akıllıca kullanmalıydım. Gözlerimdeki görüntü bulanıklaşmadan önce kolundaki yarayı fark ettim. Gücüm tükenmişti yine de gücümü toplayıp yaralı kolunu sıktım. Kız iniltiyle elini boğazımdan çekti. Nefes almaya başladım ve öksürüyordum. Yeni bir hamleyi engellemek için onu yataktan ittim. Kolundaki kan birikintisi elbisesini kaplamıştı. Yine de pes etmiyordu. Bir elimle onu etkisiz hale getirip diğer elimle kolunu sıkmaya başladım. Acıdan çığlık atması için çünkü ben atacak durumda değildim. Görüntüm bulanıklaşıyorken bayılmadan önce onu ısırdım çünkü yarasını bastırmam işe yaramamıştı...
Çabalarım sonucu ikimizde revire gittik. Burcu Abla haklıymış. Oda arkadaşım psikopat birisi çıkmıştı. Hayat hep bana garip davranıyordu. Can tehlikem azalsın diye beni uzaklaştırmıştı Mehmet Abi be. Ben belayı çekiyordum. Boynumdaki parmak izleri kanıttı. Onunla aynı revire gitmek istemedim. Nöbetçi kızın sayesinde başörtümü takabilmiştim. Okulda iki tane revir vardı ve diğeri erkeklerin bölümündeydi. Ben orda tedavi görüyordum. İnsan canı oyuncak değildi. Kendisi de yaralıydı. Ve o yarasına baktırmak yerine bana zarar vermeye çalıştı. Biz her şeyin bize ait olduğunu sanıyoruz ama vücudumuzda dahil olmak üzere sahip olduğumuz her şey bize ait değil emanetti. Benim sayemde yarasına bakılmış ve kan kaybından ölmekten kurtulmuştu...
Uyuyamıyordum ve gözlerimi kapattığımda nefessiz kalıyordum. Rabbime Şükürler olsun ikimize de bir şey olmamıştı. Arada beni kontrole gelen hemşire dışında gelen giden olmamıştı.
Nefes nefese uyanmıştım. Babamı kaybettiğim rüyaların üstüne birde bu eklenmişti. Elimi güven verircesine tutan kişi Mehmet Abiydi. Hemşireyi çağıracağım korkma hemen dönerim deyip yanımdan ayrıldı. Mehmet Abi'ye kim haber verdi bilmiyordum ama gelmesi iyi olmuştu. Yüreğimdeki yalnızlık tohumu filiz vermişti. Ağlamak istiyordum. Gözyaşlarımı döküp rahatlamak istiyordum ama bir damla gözyaşı gelmemişti gözlerimden...Saat geç olmuştu, Mehmet Abi benim kaldığım odaya giremediği için revirde kalmıştık. Yanımdaki hasta yatağına uzanan Mehmet Abi hemen uyumuştu. Israrıma rağmen eve gitmemiş beni yalnız bırakmak istememişti. Yorgundu, iki iş onun omuzlarındaydı yetmiyormuş gibi birde benimle uğraşıyordu. Bu nedenle uykuya çabuk yenik düşmüştü benim aksime. Gözlerimi kapayıp öylece bekledim. Bir şekilde dinlenmem gerekiyordu. Odaya dolan ezan sesi ile huzur dolmuştu yüreğim. Serumumu önceden hemşire çıkartmıştı. Korksam da Mehmet Abiyi uyandırmak istemediğim için sessizce odadan çıktım. Erkeklerin bölümünde olduğum için temkinli şekilde ilerledim. Acil durumlar için iki yurdu birleştiren bir kapı vardı ve anahtarları sadece revir görevlilerinde bulunuyordu. Şimdilik bendede vardı anahtar bu sayede kestirme yoldan bizim bölüme geçtim. Odama geldiğimde rahat nefes aldım. Etrafı kontrol ettim. Kız revirden çıkıp gelmiş olabilirdi. Odanın boş olduğuna kanaat getirdikten sonra namaz giysilerimi dolabımdan aldım. Olay yeni olduğu için odaya girdiğim andan itibaren nefesim kesiliyormuş gibi hissettiğim için kıyafetlerimi yatağımın üstüne bırakıp, pencereyi açtım ve derin bir nefes aldım. Ve sakinleşene kadar gökyüzündeki yıldızları saydım.
Banyoya geçip, kapıyı kilitledikten sonra kirli giysilerimden kurtuldum. Abdestimi alıp, temiz kıyafetlerimi giydim ve eşarbımı değiştirdim. Seccademi alıp revire gitmek için odamdan çıktım. Çok sessizdi etraf. Sessiz olmaya çalışıyordum kimseyi uyandırmak istemiyordum. Bana dokunan elle, bağıracakken ağzımı eliyle kapadı. Normalde bağırmazdım ama yeni bir olay yaşadığım için tedirgindim. Nöbetçi öğrenciydi ve erkekler tarafına geçilen kapıya kadar bana eşlik etti. Diğer yurdun girişinde de rastladığım erkek nöbetçi öğrenciye açıklamamı yaptım tam gidecekken bana eşlik edeceğini söyledi. Teşekkür ettim ve beraber revire geldik. Mehmet Abi uyuyordu. Telefonumla kıblenin yerini öğrenip seccademi serdim. Namazımı kıldım ve selam veriyorken Mehmet Abi uyanmıştı. Uyku sersemliği ile etrafı inceliyordu. Kendine gelmesiyle karnından gelen gurultuyla ikimizde gülmüştük. Oysa gece birde döndüğümüz yemekte yediği lokmaları saymaya matematiğim yetmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASĪ GELĪN (Wattys 2023)
SpiritualEbral: Kaderim boynumda kördüğüm olmuşken ben can çekişiyordum hayatın bana sunduğu tuzaklar ile. Ya ben yaşayacaktım ya da teslim olacaktım azrailime. Yaşım, canım, ben... Hiç bir zaman önemli olmadım onlar için. Ama ben vardım. Ben asi kişiliğimle...