Bölüm 18

25.8K 1.4K 131
                                    

     Yatağımda uzanmış saatlerdir olanları düşünüyordum. Evet, Kerem ile aramızda sorunlar uzak mesafeler vardı. İlişkiye yeni başlamamıza rağmen ara vermiştik...

Ama yok ya Kerem, yapmaz. Özellikle de Eylül ile çünkü ben biliyorum ki o kıza harika biri üstelik arkadaşım da...

Hem Kerem, bana tatile gidelim demişti. Beni sevmese bunu söylemezdi değil mi?..

  İçerden gelen tıkırtılarla aklım yerinden çıktı. Hemen gece lambasını kapatarak ayağa kalktım. İçeride birisi olmazdı değil mi?..

  Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Küçük adımlarla kapıya kadar giderek aralık kapıyı biraz daha açtım. Kafamı uzatmam ile el fenerinin ışığını gördüm.

  Işık görmem ile nefessiz kalarak geriye çekildim. Elim ayağım birine dolanarak yatağın üstündeki telefonu alıp lavaboya koştum.

  Koşarken sessiz olmaya çalışmıştım. Eğer yatak odasının kapı sesini duyarsa saldırabilirdi. Lavaboya girince hemen kapıyı yavaşça kilitledim. Kalbim deli gibi atıyordu.

  Gözüm içerdeki karanlığa alışınca küçük dolabı ses yapmadan kaldırarak kapının arkasına koydum. Bana göre çok ağırdı. Kapının arkasına koyduğum desteğe sırtımı vererek oturdum.

  Sonra aklıma gelen şeyle büyük panik yaşadım. Telefonum çalabilir ya da mesaj sesi duyulabilirdi. İçimde oluşun korku ile elim titreye titreye tuş kilidini açtım. İlk iş olarak sessize alıp ekran parlaklığını kıstım. Bütün bunları saniyeler içinde yapıştım.

"Kerem!.." yazıp gönderdim. Aklıma ilk o gelmişti. Ondan hemen sonra ise aklıma gelen kişiye yazdım. Kerem, görmeyebilirdi.

"Sinan!.." diye yazıp gönderdim saniyesinde cevap geldi.

"Efendim."

"İlk önce sakın beni arama ve evimde hırsız var..." diye yazdım elim titriyordu. Kendimle birlikte elimin titremesi ayazda kalmış hissiyatı oluşturuyordu.

"Şaka değil mi?.." diye gelen mesajla.

"Sinan, çok korkuyorum ne olur gel. Yalvarırım." dedim. Dişlerim zangırdamasın diye kendimi sıkıyordum.

"Lanet olsun... Hemen geliyorum kendini ben gelene kadar güvenli  bir yerde tut Miyase..." Diye yazdı.

"Yatak odamda banyodayım Sinan, ne olur çabuk gel." yazdım. Korkudan kalbim durabilirdi.

"Polis, polise haber verdin mi?."

"Hayır, ses duyulur diye arayamadım." yazarken peşi sıra mesaj geldi.

"Ben araba kullanıyorum bana sürekli mesaj at. Okuyamasam da mesaj sesi duymak istiyorum. Böylelikle güvende olduğunu bilirim." yazmıştı.

"Tamam Sinan..." yazdım. Sonra durup içerden gelen sesi dinledim.

"İçerde!.. Yatak odamda Sinan!.." diyerek zar zor yazıp gönderdim. Sürekli yanlış yazıyordum.
 
Odadan gelen takırdılar atmıştı. Her gelen ses kalbime ok gibi saplanıyordu. Telefonun ışığı görünmesin diye bacak arama alarak görmeden sürekli şekilde rast gele harfler atıyordum.

  Banyo kapısının kolu oynayınca sol elimle ağzımı sıkıca kapattım. Artık mesaj da atamıyordum. Allah'ım yardım et. Ne olur yardım et beni fark etmesin. Yalvarırım gitsin... Diyerek içimden dualar ediyordum.
 
Kapı kolu bir kez daha oynadıktan sonra ses kesildi. Elim ağzımdan dişlerim zangırdadığı için kendimi hiç olmadığı kadar kastım.

İÇİMDEKİ SEN 👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin