Bölüm 33

22.4K 1.2K 42
                                    

"Yemin ediyorum yıldım!.."

  Sinan, odama rüzgar gibi gelip ilk bulduğu yere oturmuştu. Bende gözlüğümü çıkararak ağrıyan gözümü ovaladım.

"Hayırdır?.."

   Sinan, sesli şekilde nefes vererek yüzüme baktı. Gözlerim ağrıdığı için kırpıştırarak baktım.

"Senin gözlüğün mü vardı?.."

"Ah evet, dinlendirici sürelikli bilgisayara bakmaktan yakında kör olacağım."

"İlk fırsatta bende dinlendirici alacağım benim de gözlerimin çok yoruluyor."

"Alırsında neden bu kadar sinirlisin?"

"Abimin yokluğu beni deli ediyor. Bütün işler bana kaldı. Bugün odama giren çıkanın hesabı yok. Hayır, sen gidiyorsun Eylül, ne alâka en azından o kalsaydı. Bende odana kaçmak zorunda kalmazdım."

"Ne yani Eylül olsaydı onun yanına mı kaçacaktın?."

"Ne alâka Miyase, ben Eylül burada olsaydı üstüme bu kadar iş kalmazdı demek istedim."

"İstersen ben yardımcı olabilirim iş yükün azalmış olur..."

  Sinan, elini yüzüne götürerek kaşıdı bir süre düşündükten sonra yüzüme baktı. Artık ne düşündüyse.

"Bende Yasemini asistan olarak düşünmüştüm. Sen, her iki işi birden yürütebilecek misin?.."

"Yasemin de maşallah her yerde..." derken sinirliydim. Bu halimi gören Sinan, bıyık altı gülerek.

"Bu iki oldu Miyase, sen beni kıskanıyor musun?"

"Hiç de bir kere ben sadece fikrimi söyledim... Yardım etmemi istiyor musun istemiyor musun?.."

"Sakin kraliçe senden gelen hiçbir yardıma hayır demem..."

  Bu sözüne güldüm Sinan da gülünce kısa bir süre birbirimizin yüzüne bakarak gülmüştük. Gözlerine biraz daha bakarsam iyi olamayacak diyerek başımı başka yere çevirerek.

"Şey Nine, gitti mi?"

"Evet, sabah erkenden gitti. Giderken de Abime 'Bana kız isteyeceğimiz günü önceden haber ver eğer vermezsen en geç bir aya gelir aniden istemeye gideriz' dedi..."

"Cidden mi?."

"Evet, Ninem bu konuda çok ciddi hatta küçük bir tehdit de etti. Eğer sizi almazsak kendi iki gelin adayı bulup zorla evlendirecekmiş..."

"Peki ne yapacağız?."

"Valla abim düşünsün benlik bir durum yok  ne de olsa ilk sırada abim değil mi?.."

"Ne demek onlar düşünsün ya abinden sonra sırada biz varız..."

"Miyase, tedirgin olmana gerek Abim evlenmeyeceği için hiç sıra bana gelmeyecek bu konuda rahatım."

"Sen öyle san Sinan, onlar birine aşık bir aya kalmaz da istemeye gidersiniz."

  Sinan, söylediğim şeyden sonra kaşlarını çattı. Bu demek oluyor ki onun hiç bir şeyden haberi yoktu.

"Eylül ve Kerem birbirlerini seviyor. Nerden biliyor dersen ilk olarak Kerem itiraf etti. Hani şu sen bizi öp.."

"Miyase!.."

"Şey o gün yanı ayrıldığımız gün bana itiraf etti. Benden ayrılmasının en büyük sebebi de Eylül zaten..."

"Ne güzelmiş abimde ki medeniyet beni hayran bıraktı. Demek hem seni... Sana itiraf etti Eylül'ü sevdiğini..."

"Evet, Sinan bunda ne kötülük var ki Kerem, mert şekilde sevgisini itiraf etti. Eylül de sevdiğine göre sen bizi düşün ne yapacağız?.."

"Of!.. Bilmiyorum Miyase. Ben, abime güvendiğim için çok rahattım. Şimdi sen böyle söyleyince şaşırdım. Evet, aralarında ki çekimi fark ettim ama aşk olduğuna ihtimal vermedim."

"Sinan, ne olacak Ninen çok tatlı üzülsün istemem ama isteme olamaz.."

  Sinan, onu istemediğim anlamında düşünmüş olabilir ama ben aile konusunda terdirgindim. Sinan, bozulunca..

"Şuan ne söylesem boş Miyase, önce abimin işi olsun olamadı ayrıldık deriz..."

"O zaman Ninen, başka birini bulursa."

"Bulursa evlenirim Miyase..."

  Sinan, ayağa kalkınca öylece kaldım. Ne yani kabul edip evlenecek miydi?. Yok artık ama ya...Sinan, tam arkasını dönüp girecekti ki

"Sinan!.."

"Miyase, işlerim var sonra konuşalım."

  Sinan, sözümü dinlemeden geldiği gibi girmişti. O gidince başımı masaya koyarak gözlerimi kapattım. İstesemde yapamazdım istesemde ailemin yanına gidemezdim. Ah Sinan, bir sorsan neden diye... Aradan bir saat geçmeden yine kapı çalınmadan içeriye Sinan girdi.

"Miyase, şunlara bakar mısın?.."

"Olur bakarım." diyerek elimi uzattım. Sinan ise yanıma gelerek başımda dikilmeye başladı.

"Miyase, bak ne diyorum. Madem bütün işler bizim üstümeze kaldı. Mesai yapsakda bitiremeyiz. Gel yine birde kal..."

"Olmaz Sinan, Reyhan hanım bizi el ele görünce yadırgamıştı. Şimdi evde abinde yok yanlış anlayabilir."

"Reyhan hanım bir kaç gün önce abimden izin istemiş abimse işlerden dolayı izin vermemişti. Ben arar ona izin veririm ama yemekler senden.."

  Sinan'a bakarak güldüm gayet ciddi görünüyordu. Aslında kalabilirdim  neden olmasın ki...

"Evde ikimiz mi?.."

"Neden olmasın daha önce de kaldın şimdi yadırgıyor musun?. Eğer korkun varsa korkma eğer sana zarar vermek isteseydim sen sarhoşken yapardım."

"Neden dramaya bağlıyorsun sizin ev çok büyük neden benim ev değilde senin ev demek istedim..."

"Adı üstünde senin ev küçük o rahatsız koltukta yatamam. Yok dersen ki seni koynumda yatırım o zaman sorun yok kalmaya gelebilirim."

"Sinan ya tamam size kalmaya gelirim de abin öğrenirse malum senin ondan korkuyorsun."

"Anlamıyorsun değil mi ben korkmuyorum. Sadece Abimi çok seviyorum o benim abim bana bugüne kadar babalık yaptı. Ona üzecek bir şey yapmak istemiyorum."

"O zaman yapma Sinan, ne sen üzül ne de beni üz. Tamam mı yapma!.."


İÇİMDEKİ SEN 👑 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin