YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVET

Bölüm 7

  İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... İYİ EĞLENCELER... 

 "Ağabeyimi öldüren iblisi bulup gömeceğim" diye bağırdı Brian. "Nasıl olurda basit bir yaratık Joan'ı öldürebilir ki?"

Genç kadın, erkeğin cesedinin önünde durmuş ona bakıyordu. Yüzü ifadesizdi. Erkek ona doğru bir adım attı ve elini ağabeyinin bulunduğu masaya vurdu. "Laadan!" diye bağırdı. "Cevap ver bana"

"Sessiz ol, Brian"

Babası her zamanki gibi soğukkanlılığını korumakta kararlı görünüyordu. En büyük oğlunun ölümüne karşılık bile son derece sakindi. Onun muhakeme yeteneği her şeyin ötesindeydi ancak babalık konusunda öyle denemezdi.

Brian dişlerini sıktı. "Baba" dedi hırlayarak. "Lütfen, bırak da onu öldürenlere bulayım" dedi. "Beni bırak dünyaya gideyim."

Akatriel, derin bir nefes aldı. "Brian" dedi oğlunun üzerine bir örtü örterek. "Joan, bir araştırma göreviyle gönderilmişti. Bulaşmaması gereken bir şeye bulaştı. Senin bile üzerinde bir durum bu. Buna karışmana izin veremem" dedi ve arkasını dönüp çıktı.

Onun arkasından hem kadın hem de erkek bir süre sessizce durdular. Brian başını iki yana salladı ve elini saçlarının içinden geçirdi. Ağabeyine benziyordu kesinlikle. Altın rengi gözleri ve siyah saçları vardı onunda. "Laadan" dedi sakinliğini geri kazanmış gibiydi. "Onu neyin öldürdüğünü biliyor musun?"

Genç kadın hafifçe başını salladı. "Kılıç yarasını sende ayırt edebilirsin" dedi sakince.

Sabrını mı deniyordu? Brian başını yana eğdi sakince. "Laadan" diye tısladı.

Kadın başını eğdi hafifçe. Önüne düşen siyah saçlarını kulağının arkasına itti. "İblis" dedi ardından. "Gece İblisi olduğunu düşündüm. Akatriel'in de böyle düşündüğünü biliyorum. Bu yüzden peşinden gitmeni istemiyor"

Gece İblisi...

Cehennem kralı tarafından cehennemin karanlığından yaratılan ilk ve tek iblisti. Brian dişlerini sıktı. Buna ne kadar dayanabilirdi? Gece İblisi çok güçlü bir iblisti ve günahlardan sonra en kıdemli komutandı. Onlardan önce bile vardı. Brian ne kadar güçlü bir savaşçı olsa da onunla başa çıkabilecek güce sahip olmadığını biliyordu.

Genç adam başını iki yana salladı. "Bunu böyle bırakmayacağım" dedi sakince. "Gece İblisi'nin varlığına daha fazla müsaade edemem" dedi ve arkasını dönüp çıktı.

Soğuk o kadar keskindi ki neredeyse etini ısırıyor gibi hissediyordu. Deri ceketi bu soğuktan kurtulmak için çok inceydi. Erkek başını iki yana salladı. Fırtına o kadar büyüktü ki gözlerinin önünü göremiyordu bir türlü. Ancak çok net bildiği bir şey vardı.

O buradaydı...

Soğuğa karşılık onu iliklerine kadar hissedebiliyordu. Buz tepelerinden ölümcül bir yerdi burası. Genç adam derin bir nefes aldı. Burada olduğunu biliyordu ancak yardım edemiyordu. Nerede olduğunu bulması gerekiyordu.

Temiz havayı içine çekti. Ardından yürümeye devam etti. Ceketinin yakasını yüzüne siper etti. Onu bulabilirdi. Eğer hislerine güvenirse onun yerini tespit edebilirdi. Sadece o arzuyu hatırlaması gerekiyordu.