Bölüm 20

5.3K 495 58
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

"Öldüğün zaman geri döneceksin. Karanlık ateş seni tekrar yaratacak."

Jagan, şaşkın bir şekilde kralına baktı. Samael, gözlerini dalgın bir şekilde cehennemin surlarına dikmişti. Kafasında çok fazla şey vardı her zaman. Cehennem henüz yeni kurulmaya başlamıştı ve ciddi bir savaşın içindeydiler. Dahası cennetten düşen kadında buradaydı.

Lilith, bir gün aniden cehennemin kapılarında belirmişti. Çıplak bedeni savaştan çıkmış gibi kan revan içinde ve yüzünde zafer dolu bir gülümsemeyle gelmişti.

Kral Samael'in insan kadına karşı bir merakı olduğu çok belliydi. Ona karşı normalde cennetten çıkan hiçbir canlıya göstermeyeceği bir özen gösteriyordu. Lilith, cennete karşı kin ve nefret doluydu. İlk geldiğinde çok ağır işkenceler görmüştü ancak hislerinde samimi görünüyordu.

Samael, derin bir nefes alıp verdi. "Ölümünden sonra yeniden doğduğunda kendine yüklenmemelisin. Güçlerini gerçek anlamda tekrar toplamadan yine ölürsen bu sefer tekrar canlanamazsın." Ciddi bir ifadeyle gözlerini ona dikti. "Gerçek ölümü yaşama, Jagan" dedi. "Senin gibi güçlü askerlere ihtiyacım var"

Onun gözlerindeki gölgeleri görebiliyordu. Kral Samael çok nadir gülümseyen korkutucu bir adamdı. Ancak yine de saygı duyulası bir adamdı. Jagan, kralına duyduğu sadakatten çok saygı hissediyordu.

Genç adam, hafifçe başını eğdi. "Gerçek ölümü tatmadan size sonsuzluk boyunca hizmet edeceğim, kralım" dedi en sonunda.

Ruth, durumlarından gerçekten memnun değildi ama karşı koyacak hali de yoktu. Jagan neredeyse gerçek ölümü tadacaktı ve kendisi ikinci kere hapsedilecekti. Konstantinova ve Gideon olmasaydı mahvolmuşlardı. Mikaela'nın baygın bedeni Gideon'un yanında uzanıyordu.

Genç kadın derin bir nefes alıp etrafına baktı. Buldukları en yakın adaya kendilerini atmışlardı. Yeniden dirildikten sonra Jagan, hemen savaşamayacağını ona söylememişti. Aksi halde goblinler onunla başa çıkamazdı. Lanet olası adam hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Konstantinova ise onunla ilgili her şeyin farkındaydı.

Kıskançlık kadının damarlarında dolaşmaya başladı...

Gideon aniden başını kaldırıp ona baktı. Alaycı bir şekilde gülümseyerek kaşlarını kaldırdı. Ruth, başını iki yana salladı ve kendisine gelmeye çalıştı. Ardından Konstantinova ve Jagan'ın yanına gitti. "Evden erken ayrılmışsınız" dedi hafif bir gülümsemeyle.

Konstantinova, kızıl renkli gözlerini ona dikti. Bir eli nazikçe Mikaela'nın saçlarına dokunuyordu. "Kardeşlerimizi aramada size yardımcı olmak istedik" dedi. Ardından başını eğip dalgın bir şekilde Mikaela'ya baktı. "Gideon, Torin'i bulmak istiyor"

İşte can alıcı nokta buydu. Jagan, başını kaldırıp hem ona hem de Gideon'a baktı. Ruth, onun diğer herkesten ziyade Torin'i bulmayı çok istediğini biliyordu. O, Torin ve Konstantinova birbirinin en yakın arkadaşlarıydı anladığı kadarıyla ama sadece bununla kaldığını sanmıyordu.

Bilmediği bir şeyler vardı...

Peki, Gideon nerden ona bu kadar kafayı takmıştı? Torin'de bu kadar önemli olan ne vardı? Ruth, derin bir nefes aldı ve Jagan'ın yanına diz çöküp oturdu. "Neden özellikle Torin?" diye sordu en sonunda.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin