İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Yargısız infaz gerçekten acımasızlıktı. Jagan, derin bir nefes aldı. Yargısız infaz yaptığı yoktu. Sadece gerçeklerden emin olmaya çalışıyordu. Ne kralına ne de kurdukları bu yere zarar gelmesini istemiyordu.
Lilith adındaki bu kadını biliyordu. Türünün üç örneğinden biriydi sadece. Cennette yaratılmıştı. Dünya adındaki gezegenin tamamlanmasına ve dünyaya gönderilmesine az bir zaman kala bir gece ortaya çıkmıştı. Kanlar içinde ve bir savaştan çıkmış gibiydi.
"Canınızı yakmayı gerçekten istemem" dedi genç adam sakin bir şekilde. "Ancak durumu anlamanız gerekiyor."
Gümüş rengi saçları ve sürekli değişen göz rengiyle hiç şüphesiz ki çok güzel bir kadındı Lilith. Narin bir görüntüsü olmasına karşılık son derece güçlüydü. Jagan'ın ona yaptığı her şeye karşılık gayet dirayetli davranmıştı. Rol yapıyor olabilirdi ancak bu kadar acıdan sonra buna devam edemezdi.
Kadına saygı duyduğunu hissedebiliyordu. Bu durumdan bir yanıyla son derece memnundu ancak diğer yandan bundan hiç hoşlanmıyordu.
Lilith, nazik bir şekilde kıkırdadı. "Önemli değil" dedi sakince. "Nedenlerini çok iyi anlıyorum."
Anlıyordu. Cennetten çıktığı için, Tanrı tarafından yaratıldığı için bütün bunları yaşadığını biliyordu. Onu sinirlendiren tek bir konu vardı. Bir erkek için yaratılmış olması o erkeğe boyun eğmesi anlamına gelmiyordu. Bütün bu süre içinde sadece bu konuda Jagan'a tepki vermişti.
Tek bildiği gerçekten o güvercin kanatlılardan nefret ediyordu. Bunu anlayabiliyordu. Kral Samael'in de bundan farklı bir düşüncesi olduğunu düşünmüyordu muhtemelen. Artık sadece nokta koymak kalmıştı geriye.
Erkek onun karşısında durup bir süre ona baktı ardından omuzlarını silkti ve kılıcını ona doğru uzattı. Bu insan denen varlıklar çok kırılganlardı. En ufak bir hatada ölebilirlerdi ve yeniden dirilme yetenekleri de yoktu. Aslında hiçbir güçleri yoktu.
Bu kadar kırılgan varlıkların neden yaratıldığına hiç anlam verememişti doğrusu...
"Tek bilmek istediğim neden buraya geldiğin" dedi genç adam sakince. Bunu belki de defalarca sormuştu. Her seferinde aynı cevabı almıştı. Bugün de farklı bir şey söyleyeceğini düşünmüyordu.
Ancak bu sefer farklı bir şey oldu. Şeker pembesine dönmüş gözlerini Jagan'a dikti. Tuhaf bir şekilde duygusal bir bakışı vardı. "Eğer bu son konuşmamızsa" diye fısıldadı. "ve bunun sonunda beni öldürecekseniz eğer bu konuşmayı onunla yapmak istiyorum" dedi. "Kral Samael ile"
"Beni bir hücreye kapatıp işkence ettiğin günlerin üzerinden çok zaman geçti" dedi kadın gülerek. "Şimdi de bir çocuğumu benden alıyorsun. Bunlar sence de haksızlık değil mi, Jagan?"
Kraliçe Lilith'in her zaman kendisine has bir eğlence anlayışı olmuştu. Bazen başa çıkmazı oldukça zor olabiliyordu ancak her zaman ona saygı duymuştu. Genç adam, kulenin tepesinden aşağıdaki kızıl ve karanlık denize bakıyordu.
Dalgın bir iç çekti. "Şehvet'e yetecek gücüm yok" dedi en sonunda. Bunu en başından beri biliyor olmalıydı. Jagan sıradan bir iblisti. Onu her besleyişinde ölecekti. Buna ne onun ne de Ruth'un uzun süre dayanamazlardı. İkisi de bunu biliyordu ve cehenneme dönmeleri bunun en büyük göstergesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVET
FantasíaBu dünya üzerinde insanların kalplerini zehirleyen en büyük kötülükler hapsedildi. Cennet ve cehennem arasında binlerce yıldır süre gelen savaşlar nihayete erdi. En büyük tehdit olan Yedi Ölümcül Günah ise hapsedildi. Gece İblisi Jagan, efendileri t...