İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... İYİ EĞLENCELER...
Jagan bedenindeki bir şeylerin hareketlendiğini hissetti. Güçleri yeniden yükseliyordu. Bütün bedeni yenileniyor gibiydi. Karanlık bir güç dalgası etrafını sardı. Gözlerini açtığında şehvetin yeşil gözlerinin ona dikilmiş olduğunu ve etrafını kızıl bir gücün çevrelediğini gördü.
Şehvet yavaşça ondan ayrıldı ve gülümseyerek başını yana eğdi. Bir şeylerin onu kadına bağladığını hissediyordu. Diz çökmek istiyordu. Ağlamak istiyordu. Kahkaha atmak istiyordu. Onu yanından ayırmamak istiyordu. Hayatı boyunca... Asla...
Genç kadın parmaklarının ucuna yükseldi ve hafifçe erkeğin burnunun ucunu yaladı. "Biliyordum" diye fısıldadı. "Sesimi duyduğun andan beri emindim"
"Neye?" diye sordu ama sesi tıpkı onun gibi fısıltıdan ileri gidemiyordu. Sanki saatlerce koşmuş gibi göğsü nefes nefese inip kalkıyordu. Alnını onun alnına dayadı. "Neye emindin, prenses?" derken onu tekrar öpmek istediğini fark etti.
Kadının yeşil gözleri onun kızıl gözlerine dikildi. "Ebedi eşimin beni aradığına" diye fısıldadı ve dudaklarını onun dudaklarına bastırdı.
Aç bir öpüşmeydi. Genç adam, onun bedenine sarıldı ve bir anda kaldırdı. Kadın bacaklarını anında onun beline sardı. Buz gibi mağaranın soğuğu hissedilmiyordu artık. Kadının yasemin kokusunu alabiliyordu. Ağzının içindeki tatlı tattan aklı başından gitmişti. Hiçbir şey düşünemiyordu. Ne onun kim olduğu ne de son sözü umurunda değildi.
Kadın üzerindeki ceketi açtı ve erkeğin omuzlarından aşağı indirdi. Jagan ceketi bir kenara attı ve kadını hızla buzdan yapılma duvara dayadı. Soğuk duvarla sıcak bedenin arasında kalan kadın ağzına doğru inledi. Ellerini erkeğin saçlarının içinden geçirdi.
"Ruth"
Ayrıldıklarında ve erkeğin tişörtünü çıkarmak için ayrıldıklarında. Erkek tişörtü bir kenara bıraktı. "Ne?" diye fısıldadı ancak söylediklerinin farkında değil gibiydi. Başını kadının boynuna gömdü. Tadını almak istiyordu. Böyle bir şeyi daha önce yaşamamıştı bile.
"Adım" diye inledi kadın. Başını yana eğerek onun daha çok yere ulaşmasını sağladı. "Ruth"
Ruth...
Güzeldi. Adı da kendisi kadar güzeldi. Kim şehvet gibi bir günahın adını bilebilirdi ki? Genç adam onu yukarı kaldırdı. Ruth, ellerini aralarından kaydırdı ve aşağı indirdi. Erkeğin pantolonunun fermuarını aşağı çekti. "Çok uzun zaman oldu" diye fısıldadı. "Bana güç ver"
Ne demek istediğini gayet iyi anlıyordu. Jagan üzerindeki pantolonu bacaklarından aşağı itti. Çoktan sertleşmişti. Genç kadının ıslandığını biliyordu. Onun her şey için çok uzun zamandır hazır olduğunun farkındaydı. Kendisini anında onun içine itti.
Her ikisi de titreyerek gerildiler. Bedeninin buzdan kalma soğukluğu arzunun açlığı ile yok olmuştu. Çok sıcaktı ve çok ıslaktı. Ayrıca da çok dardı. Onu böylesine sıkıştırıp zorluyordu. Başını eğerek onun dişlerini kadının yumuşak tenine geçirdi. Kükremesini onun teninde boğdu.
Kadın içine girdiği anda boşalmıştı. Onun omuzlarına geçirmişti tırnaklarını. Canı pahasına tutunuyordu sanki. "Jagan" diye fısıldadı kulağına doğru. "Daha fazla besle beni"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVET
FantasyBu dünya üzerinde insanların kalplerini zehirleyen en büyük kötülükler hapsedildi. Cennet ve cehennem arasında binlerce yıldır süre gelen savaşlar nihayete erdi. En büyük tehdit olan Yedi Ölümcül Günah ise hapsedildi. Gece İblisi Jagan, efendileri t...