YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVET

Bölüm 4

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... KEYFİNİ ÇIKARIN...

İki hafta içerisinde pek çok yer dağıldı ve meleklerle müttefik olan pek çok ırk öldü. Kimse bunun nasıl olduğunu ya da kimin yaptığını bilmiyordu. Tek bildikleri iblislerin bu işte parmağı olduğuydu.

"Bu iş için baş melekler sana güvendiler, Joan" dedi Akatriel sert bir şekilde. "Onların bu güvenlerini boşa çıkarmamalısın"

Yargı meleği her zaman sakin ancak bir o kadar da net davranırdı. Asla kendinden ödün vermezdi. Son derece güçlü bir hâkimdi. Karşısındaki kendi oğlu bile olsa acımazdı.

Üçüncü nesil bir melek olan Joan, oğlu olarak bunu çok iyi biliyordu. Bunu araştırmak onun işiydi. "Cenneti yarı yolda bırakmayacağım" dedi başını eğerek. "Müttefiklerimiz için gereken her şeyi yapacağım"

Akatriel başını salladı. Oğlunun yüzünü kara çıkarmayacağına emindi.

Gerçekten bu dünyada mı hapsedilmişlerdi? İki hafta içinde bu dünyadaki her deliğe girip çıkmıştı. Ancak hiçbir iz bulamıyordu. En derinlerde bulunan mağaradan en tepedeki dağın tepesine kadar girip çıkmıştı.

Ne Şehvet, ne yalan ne de diğerleri... Hiçbir iz yoktu. Sesini duyduğu kadının Şehvet olduğundan bile şüphe etmeye başlamıştı. Belki de bir melek onunla oyun oynuyordu. Artık her şeyden şüphe duymaya başlamıştı doğrusu. Erkek başını iki yana salladı. Hiçbir günahtan iz yoktu.

Deniz kenarında bir kayanın üzerinde oturmuş dalgın bir şekilde etrafına bakınıyordu. Daha ne kadar bu saçma aramaları yapması gerektiğinden emin değildi. Baş melek bile olsalar ne kadar derine gömebilirlerdi ki onları?

Erkek ellerini saçlarının içinden geçirdi ve derin bir nefes aldı. Doğru düzgün dinlenmeden, yemek yemeden sadece dövüşüp, sonuçsuz sorgularla devam ederek ilerlemişti. Hiçbir şansı yoktu. Bir çemberin içinde dört dönüyor gibi hissediyordu.

Jagan elleriyle yüzünü sıvazladı. Eğer sesini duyduğu kadın gerçekten Şehvet ise neden ona yerini söylemiyordu? Açıkça dile getirseydi eğer böyle olmayacaktı. Onu bulmasını istediğini söyleyip sadece aptalca şeyler söyleyip duruyordu.

Gerçi söylediklerine bakınca onun gerçekten de Lilith'in kızı olduğuna inanası geliyordu. Aynı onun gibi konuşuyordu. Kendisini bulmak istiyorsa bulabileceğini söyleyip duruyordu. Jagan cevap verdiğinde de gülerek ortadan kayboluyordu. Gerçekten de oyun oynamayı seviyordu.

En kötüsü ise sesinin yarattığı etkiydi. Dünyada olduğundan beri Jagan kimseyle beraber olmamıştı. Bu kadının yarattığı arzunun ne kadar büyük olduğunu anlayamıyor muydu? Kendi kendisini tatmin etmek bile işe yaramıyordu onun yanında.

Şu hissetmek ile ilgili sözleri kafasının içinde dönüp duruyordu. Daha ne kadar bu şekilde devam edecekti? Bir iblisin neyi hissetmesini bekliyorlardı ki? Genç adam başını iki yana salladı. Başı dönüyordu artık. Şehvet'i hissedebiliyordu işte. Bu durumda onu çoktan bulması gerekirdi.

Muhtemelen sesini duyduğu ilk anda...

Bu arada melekler muhtemelen artık peşine düşmüş olmalıydılar. İki hafta içinde çok fazla ölüme neden olmuştu. Müttefiklerinin öldüğünü bilmek cenneti harekete geçirmiş olmalıydı. Başını iki yana salladı. Çok fazla belaya neden olmuştu. Bu işin sessiz olması gerekiyordu ama çok fazla hır gür çıkmıştı.