Bölüm 24

4.9K 484 29
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...


"Neden gözlerini açmıyorsun? Neden uyanmıyorsun?"

"Ölmedim mi?"

"Hayır, ölmedin. Unuttun mu? Sen ölemezsin"

Evet, doğru! Kral Samael, onu ölümsüzlükle lanetlemişti. Ancak son savaşında bütün gücüyle savaşmıştı. Kendisini toplayacak ya da yeniden canlanacak gücü yoktu. Gerçek ölümü tatmış olması gerekiyordu.

Derin bir nefes alıp gözlerini açmaya çalıştı ama olmadı. Bedeninin çok net farkındaydı. Ancak onu hareket ettiremiyordu. Bedeni, beynini dinlemiyordu. "Yapamıyorum" dedi en sonunda.

Şehvet'in Günahı hüsrana uğramış bir nefes alıp verdi. "Hissedebiliyor musun, Jagan? Seni sevdiğim gibi beni seviyor musun?"

Hissettiği şeyin adını bilmiyordu. Sadece daha önce yaşamadığı farklı bir şey olduğunu biliyordu. Konstantinova'ya karşı zayıflığı yüzünden mahcup olmuştu. Onun kendisi yüzünden güçlerini mühürlediğini biliyordu her zaman. Ancak Rutha karşı sadece kendisine kızmıştı. Zayıf olduğu için. Ona yetemediği için...

Öleceğini düşündüğü o kısacık anda bile yapabildiği tek şey onu düşünmekken nasıl olur da bunu inkâr edebilirdi ki? Bu kadınla daha tanışmadan onu arzulamıştı. Onunla olan evliliği gerçekti.

"Seviyorum" diye fısıldadı en sonunda genç adam.

Ruth'un gülümsediğini görmekten çok hissedebiliyordu. Kadının elini ona uzattığını fark etti o anda. "Ben kimim?" diye sordu kadın neşeli bir şekilde.

Beni arzula... Prensesini değil...

Bu sözleri hatırladı o anda. Her zaman onu istemesini istemişti. Jagan'ın prensesi olmasına karşılık ona kendi eşiti gibi davranmış ve en sonunda kocası olarak kabul etmişti.

Genç adam, gülümsedi ve kendisini zorladı. Elini kadına doğru uzattı. "Karım" diye fısıldadı neşeli bir şekilde ve onun elini tuttu.

Gözlerini zar zor fırtınalı bir gökyüzüne açtı genç adam. Görüşündeki bulanıklık yavaşça dağıldı ve hemen önünde duran güzel kadını gördü. Şehvet, endişeli ve korkmuş bir şekilde ona bakıyordu. Genç adam, acıya karşılık zorlukla gülümsedi ve ona doğru uzandı.

Parmakları onun yanağına dokundu ve pürüzsüz tenini hissetti. "Güzel kadın" diye mırıldandı. "Seni özledim"

Bu zamana kadar ona karşı bu kadar güzel sözler söylemiş miydi? Onun iyi olduğunu görmek o kadar iyi gelmişti ki Ruth başka hiçbir şeyi önemseyecek durumda değildi. Bir elini onun elinin üzerine koydu. Şaşkın bir şekilde bir an durdu. Gözlerinden bir damla yaş aktı çünkü o an.

Jagan, kendini zorlayarak doğruldu. Bir parmağı ile gözyaşı damlasına dokundu nazikçe. Daha önce Lilith dışında bir iblisin ağladığını hiç görmemişti. O da o zamanlar henüz insanlığını tam olarak kaybetmemişti. Genç adam, nazikçe kadının yanaklarını sildi. "Özür dilerim" diye fısıldadı alnını onun alnına dayayarak. Ne için olduğunu bile bilmiyordu. Doğrusu sıralamak istese çok kısa sürede ona karşı özür dileyeceği pek çok şey vardı.

Ruth, derin bir nefes aldı ancak nefesi hıçkırıkla karışık çıktı. "Öldüğünü sandım" dedi. "Gerçek ölümü tattığını sandım. Çok korktum."

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 1- ŞEHVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin