Piknik

620 29 14
                                        

-Damla-

Hepimiz zorlu bir hafta geçirmiştik fakat şükürler olsun ki Emre kurtulmuştu.

Bugun pazardı ve hep beraber pikniğe gitmeye karar verdik.

Yemekleri sepete iyice koyduktan sonra Arda'nın arabasındaki yerimi aldım. Hepımız 3 arabaya sıgmıstık.

Kafamı cama yasladığımda beni endişelendiren tek şey Mert ile yakın arkadaş olduğu için Ahmet ve karısınında gelecek olmasıydı.

Hayır balayını biraz uzatsanız ne olur sanki?

Zaten şu ezeli rakiplerde oynayanlar neden milli takımda dost oluyor anlamıyorum. O adam geldiğinde içinden "Ay yine geldi şero" diyeceğine Mert kalkmış bizim Ahmet'e dost demiş. Ahmet hep yavsak oldugundan bana bir adım gelene ölümüne yürürüm anlayışıyla yürüyünce kesin dost oldu bunlar. Ah Ahmet ah!

Piknik alanına geldiğimizde kocaman bir masa bulmanın sevinciyle örtüyü serdik.

Sabahtan geldiğimizden ilk başta kahvaltı yapacaktık. Bu yüzden erkekler yerleşti biz kızlar ise kahvaltılıkları yerleştiriyorduk. Elo'nun yaptığı su böreğine aşkla baktıktan sonra masaya bıraktım.

Ahmet ve Patricia'da gelmişlerdi. Patricia hemen hepimizle kaynaşmıştı ve yardıma koyulmuştu. O iyi biriydi, Ahmet yüzünden ondan nefret edemezdim.

Hepimiz masaya geçtiğimizde tüm çiftler karşılıklı oturmuştu ve benim karşımda da Sare vardı. Artık eskisi gibi sap kalmıyordum en azından. Gerçi Sare evlenip gider benim saplığım daim kalır.

Düşüncelerden yanımda oturan Ahmet'in telefon sesiyle arındım.

"Tamam anne."

"Evet evet o piknik alanı"

"Getirin siz"

"Hadi baay"

Ahmet telefonu kapattığında hepimiz merakla bakıyorduk.

"Annemler düğün için buraya gelmişlerdi dönüyorlar. Havaalanına gitmeden bana bir şey vermek istemişler bende bilmiyorum birazdan ugrayıp gidecekler"

Ahmet'in ailesini İstanbula geldiğim ilk sene görmüştüm. Yaklaşık 4 yıl olmuştu ve o geçen yıllarda saçlarımı boyatmıştım. Beni tanımazlardı umarım.

Ahmet'in annesi geldiğinde Patricia'ya soguk davranması ilgimi çekmişti ama ilgimi çeken bir şey daha varsa o da bana doğru eğilmiş olmasıydı.

"Damlacııımm saçların çok yakışmış" herkes merakla bakıyordu. Ben tam açıklayacaktım ki Ahmet'in annesi konuştu;

"Ahmetle yaşadığın kaldığın zamanlar tanışmıştık" dediğinde yüzü düşen Patricia'ya bakarak onu küçümsemişti.

Ahmet'in annesi gelinine kaynanalık yapmak için beni kullanmıştı!

"Bu yüzük sende kalsın Damlacığım bana da kayınvalidem takmıştı" diyerek yüzüğü takmaya çalışınca elimi çektim. Ahmet başını eğmişti. Patricia ise ağlayacak gibiydi.

"Ben- ben bunu kabul edemem"

"Lütfen üzme beni" diyen kadına tiksinerek baktım ve elindeki yüzüğü alarak Patricia'ya taktım. Herkes şaşkındı ve Ahmet'in ailesi hışımla burayı terk etti.

Rahat bir nefes vererek yerlerimize geçtik ve herkes eski haline döndü, biri dışında.

Elindeki yüzüğü zaferle bana karşı sallayan Patricia'nın aslında iyi biri olmadığını anlamıştım...

Kilometrelere RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin