15.BÖLÜM

3.8K 408 224
                                    

Yüzüme gelen güneş ışıkları beni rahatsız ediyordu. Uyanmak istemesem de oflayarak gözlerimi açtım. Fazla güneş yüzünden elimi gözlerime siper ettim.

"Günaydın."

Bana gülümseyerek bakan Hoseok'u gördüğümde elimi gözlerimden çektim.

İşte fazla güneşin sebebi belli oldu.

"Günaydın." dedim bende. Sabahları Hoseok'un güzel sesiyle uyanmayalı çok oluyordu.

"Hadi Uykucu." dedi Hoseok kıkırdayarak. "Uyan da kahvaltı yapalım."

Hoseok'un kolundan tutup çekiştirdim.

"Biraz daha uyuyalım."

Hoseok'un kahkahası kulaklarımı doldurduğunda bende güldüm istemsizce. Onun kahkahası ilaç gibiydi.

Sadece bana özel yapılmış bir ilaç.

"Jin, Jungkook ve Jimin aç kalsın yani?"

Oflayarak bıraktım Hoseok'un kolunu.

"Ah... Şu veletler!"

"Ya, ben hepinizden büyüğüm! Bana velet diyemezsin."

Odanın dışından Jin'in sesi geldiğinde Hoseok'la kahkaha attık. Zorla da olsa kaldırıldığımda hepimiz kahvaltı masasına oturmuştuk. Hepimiz belki de ilk defa gülerek sohbet ediyorduk. Hoseok'un neşeli halleri bana küçüklüğünü hatırlatıyordu. 'Bana kötü davranan adam bu muydu?' diye düşünmeden edemiyordum.

Kapı çaldığında Jungkook kapıyı açmak için ayağa kalktı. İçeriye girmeden kulaklarımıza dolan neşeli ses nedense tanıdık gelmişti.

"Vaah, kahvaltı yapmamıştım iyi oldu."

Yüzünü gördüğümde hatırlamıştım kim olduğunu. Barda Hoseok'un aradığı adamın yerini Hoseok'a söyleyen adamdı. Taehyung...

"Seni buraya hangi rüzgar attı?"

Taehyung zeytinin çekirdeğini umursamazca masaya tükürdü. Sonra biz kızmayalım diye şirince gülümsedikten sonra konuştu.

"Korumaların çok yakışıklı o yüzden geldim."

Taehyung Jin'e göz kırptığında istemsizce gülümsedim. Jin hafifçe gülüp yemeğine devam ederken Hoseok da kahkaha attı.

"Onu biliyorum. Başka bir sebebi var mı?"

"Ah, beni iyi tanıyorsun." dedi Taehyung gülerek. "Sana bir şey anlatmaya geldim."

Hoseok'un bir şey söylemesine izin vermeden ben konuştum.

"Burada anlatabilirsin."

Taehyung gözlerini kocaman açıp ellerini göğsünde birleştirdi.

"Hyung, bu adam beni korkutuyor."

Herkes Taehyung'a gülerken ben de kıkırdadım. Sonra Taehyung konuşmaya başladı.

"Bizim şişko yine bir şeyler planlıyor." dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Bang Shi Hyuk'dan bahsediyor olmalıydı.

"Son zamanlarda biri tarafından tehdit ediliyor. İlk baslarda umursamadı ama şu an sinir küpü. Her an senin onları öldürmeni isteyebilir."

Hoseok elini çenesine koyup düşündü.

"Tehdit ediliyorsa bu seferkiler güçlü olmalı."

Taehyung başını salladı.

"Şişko bunları yakışıklı korumanın hattına anlattığımı duyarsa beni sallandırır."

Jin'in kulakları kızarırken Jimin ve Jungkook kıkırdamışlardı.

"Kimseyi öldürmeyeceksin." dedim Hoseok'a sertçe. O ise bana gülümsedi ve elimi tuttu.

"Öldürmeyeceğim."

Taehyung gözlerini kocaman açtı. Endişeyle Hoseok'la bana baktı.

"Ama..." diye başladığı cümleyi Hoseok kesti.

"Tamam Taehyung. Bu kadarı yeter."

Taehyung susarken Hoseok bana dönüp tekrar gülümsedi. Onun gülümseyişiyle kendime geldim. Endişelerim kayboldu ve sadece ona odaklandım.

Günün ilerleyen saatleri oldukça neşeli geçmişti. Taehyung Jin'le uğraşırken hepimiz kahkahaya boğuluyorduk. Jimin ve Jungkook ise ortalarda görünmüyorlardı.

Hoseok'un telefonu çalana kadar yan yana oturuyorduk. Hoseok kulağımla oynuyordu.

Telefonu çaldığında ise yanımdan kalktı. Odadan çıkıp gözden kaybolduğunda Jin ve Taehyung'a odaklanamadım bile. Aklım Hoseok'ta kalmıştı.

Hoseok bir süredir ortalarda yoktu ve ben onu merak etmiştim. Ayağa kalktım. Odadan çıktım ve Hoseok'un odasına doğru gittim. Kapıyı açıp içeri baktım fakat kimse yoktu. Kaşlarımı çatıp rastgele bir odaya girdim.

Girdiğim hiçbir odada Hoseok yoktu. Yani dışarı mı çıkmıştı?

Dış kapıya doğru yürüdüm. Bir şeyler mi oluyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

Kapı tam açacaktım ki, benden önce biri davrandı. Hoseok eve girdiğinde beni gördü. Gözleri kocaman açılırken hafifçe yutkundu.

"Dışarda ne yapıyordun?" dediğimde Hoseok hafifçe güldü.

"Bang Shi Hyuk aradı." dedi Hoseok. "Taehyung'un bahsettiği şey."

Kafamı hafifçe salladım.

"Ne yapacaksın?" dediğimde Hoseok elimi tuttu. Beni sakinleştirecek gülümsemesini koydu yüzüne.

"Bir planım var."

DARK -SOPE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin