17.BÖLÜM

3.4K 354 236
                                    

Hoseok odadan çıkıp elimi tuttu. Onun ne ara odadan çıktığını anlamasam da gülümsedim. Hoseok da bana hafifçe gülümseyip bana yaklaştı. Yüzümüzün arasında birkaç santim kalmışken o güzel gülümsemesini bahşetti bana.

"Çok havalıydı." dediğinde güldüm. Bana doğru daha da yaklaştı. Burunlarımız birbirine değerken Hoseok sessizce konuştu.

"Ayrıca seksi."

Gözlerim dudaklarına kaydı. Onun dudakları hep böyle güzel mi görünüyordu?

Yutkundum. "Gitmeliyiz." diyerek konuyu kapattığımda Hoseok kahkaha attı. Gizli odadan çıktığımızda Jimin, Jungkook ve Jin bizi bekliyordu. Onların bütün adamları bağladığını görünce sırıttım.

"İyi işti, çocuklar."

Korumalar havalı pozlar verirken Hoseok onları bu tatlı hallerine güldü.

"Şu parayı alın." dedi çocuklara para uzatarak. "Bu gece eve gelmeyin."

Jin parayı alırken Jimin ve Jungkook ellerine çaktılar. Orada bağlanmış adamları hiçbirimiz umursamıyorduk. Hoseok elimi bırakmadan bardan çıkarken oldukça mutluydum. Hoseok beni dinlemişti.

Kimseyi öldürmemişti.

Hoseok'la eve vardığımızda ikimiz de neşeliydik. Onun kocaman kahkahası kulaklarımı doldururken mutlu olmamam imkansızdı zaten.

Hoseok'a iyi geceler dileyip odama doğru yürüyeceğim sırada kolumu tuttu. Beni yavaşça duvara yasladığında karnımda oluşan kasılmaya bir ad aradım.

"Nereye böyle?"

Gözlerim Hoseok'un dudaklarına kaydı. Evde yalnız olmamızdan kaynaklanan bir şey miydi bilmiyordum ama gözlerimi onlardan alamadım. Kendimi toparlamaya çalışsam da Hoseok bana hiç yardımcı olmuyordu. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki, nefeslerimiz karışıyordu.

"Neden peşimden geldin?" dedi Hoseok. "En başta neden bunu kendine yaptın da beni takip ettin?"

Gözlerimi onun dudaklarından zar zor ayırdım. Gözlerine baktığımda Hoseok'un bu soruyu oldukça merak ettiğini fark ettim.

"Çünkü seni gördüm." dedim yavaşça.

"Aşık olduğum adamı."

Hoseok hiçbir şey demeden yöneldi dudaklarıma. Ona koşulsuz karşılık verirken bir elimi ensesine yerleştirmiştim bile. İkimizin de gözleri kapalıydı. Sadece birbirimizin özlemini gideriyorduk.

Geç kalınmış aşkı yaşıyorduk.

Hoseok nefes almak için ayırdı dudaklarımızı.

"Seni ilk öptüğüm gün." dedi nefes nefese.

"O gün bana öyle bakıyordun ki..." dedi alnını alnınma dayayıp.

"Benim kötü biri olmadığımdan emindin. Birini öldürmeyeceğimden emindin."

Gözlerimi kapattım.

"Ama öldürecektim."

Sesi titremişti konuşurken. Yanaklarından süzülen göz yaşları yüzüme damladığında anladım ağladığını.

"Ta ki sen, benim birini öldürmemi görmemek için gözlerini kapatana kadar. O an, işte o an her şeyi bıraktım. Sadece senin yaşamanı istedim. Sadece seni istedim."

Gözlerimi açtım. Hoseok'un dudaklarına doğru yaklaştım. Dudaklarımı onunkilere değdirdim. Onu yavaşça öperken Hoseok bir anda hızlandı. Dudaklarımız birbirine kalplerimiz gibi girerken Hoseok elini belime attı. Beni kendine yasladı.

(YN : öhöm öhöm... Buradan sonrası biraz +18. Dikkat! Skhdjdjd)

Hoseok'un bütün vücudunu vücudumda hissederken ellerimi Hoseok'un saçlarının arasından geçirdim.

Dudaklarımızı ayırmadan yatak odasına doğru ilerledik. Hoseok'un üstünü çıkardım ve ellerimi göğsünde gezdirdim. Ben de üstümü çıkardığımda Hoseok çıplak sırtımla oynadı.

"Bu beyaz tenin..." dedi çıplak bedenime bakarken. Devamını getirmesini beklemeden dudaklarına yöneldim tekrar. Hoseok kemerini çıkardıktan sonra pantolonunu da çıkardı.

Gülümseyerek ona baktığımda Hoseok beni kolumdan tutup yatağa attı. Pantolonumu tek hamlede çıkarıp atarken üstüme çıktı. Elleri kalçamı kavrayıp kendine bastırdığında dudaklarımdan birkaç ses çıktı.

Hoseok'u çevirip üstüne çıktım ve boynuna yöneldim. Boynunda dilimi gezdirirken Hoseok boğuk bir sesle konuştu.

"Ah, bunu 6 yıl önceden yapmalıydık."

Hoseok'un vücudunda dudaklarımı gezdirirken saçımı tuttu. Tekrar dudaklarıma yöneldiğinde kıkırdadım.

Kalçalarım onun ellerine amedeydi. Vücudum da öyle...

Yatağa yattığımda Hoseok kahkaha attı. Dudaklarını yalayıp bacaklarımdan tuttu. Beni kendine çekerken alt dudağımı ısırdım.

Hoseok baksırımın belinden tuttuğunda bana baktı.

"Seni seviyorum."

Gözlerim kocaman açıldı. Söylediği şey kalbimde bir kasırgaya neden olmuştu.

"Seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Söylediklerimin aksine..."

Hoseok'un baksırımın bel kısmında olan ellerini tuttum. Gözlerim hafifçe dolmuştu ve ben dünyanın en mükemmel insanı gibi hissediyordum.

"Bende seni seviyorum." dedim sessizce. Sonra Hoseok'un ellerinden tutup yavaşça sıyırdım baksırımı bacaklarımdan.

O beni sevdiği müddetçe her şeye vardım. Her şeye hazırdım.

Sadece beni sevmesi yeterdi tüm hücrelerimin tapusunu ona yapmam için.

Çünkü onu, onun beni sevdiğinden bile çok seviyordum.

DARK -SOPE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin