🥀|9.ŞÜPHE|🥀

2.8K 168 26
                                    

°Halsey ~ Without Me°

"Sen babanla hastane odasında konuştuktan sonra gittin ya, Bulut da hemen arkandan çıkıp gitti. Meğer seni takip etmiş, bir kaldırım kenarında bulunca da seni evine almış..."

Annem susmuyordu. Bana Bulut'u anlatıp duruyordu.

"İyi de anne, banane bundan? Banane Bulut'tan?"

Umursamaz çıkan sesime karşılık annem uzanmakta olduğum yatağımın kenarına oturdu ve bandajlı olan elimi tuttu. O gece, Bulut'un kaşını yardığım gece elim kesilmişti ve daha sonra o elimi ağlaya ağlaya bandajlamıştım. Elimin acısından değil, Bulut'un acısındandı gözyaşlarım. Derdimi ise kimseye anlatamamıştım, Gamze'ye bile.
O gecenin üstünden sadece iki gün geçmişti.

"Kızım, bir anne için bunu söylemek ne kadar zor bilemezsin. Seni göz göre göre sevmediğin biriyle evlendirmek için can atmıyorum. Ama şöyle bir düşününce babanın söylediği şeylere hak verdim. Bulut, sana iyi bir eş olabilir. Seni koruyup kollayabilir. Bak seni evine almış, sana yardım etmiş, sana sahip çıkmış..."

"Babam bizden hasta olduğunu sakladı, bu bir.
Ve gidip Bulut'la resmen bir anlaşma yaptı, bu da iki. Şimdi gelmiş bana 'en doğrusu bu' diyorsunuz. Ben asla bu evlilikte mutlu olamayacağım."

Gözlerime dolan yaşları geri ittim. Şimdi ağlamak istemiyordum. Bu evliliğin olmaması için savaşmak ve ailemi bu işten vazgeçirmek istiyordum.

"Yağmur'um, benim güzel kızım, minik tavşanım..."

"Ben artık minik tavşan değilim. Kimse minik tavşanını, minik yavrusunu evlendirmek istemez, değil mi anne?"

Annemin gözlerinin etrafındaki çizgiler kırıştı ve bir an için annem gözüme çok yaşlı göründü. Belki de hastaydı, belki de şu son birkaç gün içinde on yıl birden yaşlanmıştı.

Göğsüme çöreklenen üzüntüyü yok saymaya çalıştım ama bu durumda hiçbir şey yok sayılamayacak kadar belirgindi.

Annem elini bandajlı elimden çekti. Bana hafifçe başını salladı ve odamdan usulca çıkıp gitti. Demek ki o da bu durumu yadırgamadan 'kabullenmişti'.

Kapım kapandıktan sonra yorganımı başıma kadar çektim ve gözlerimi sımsıkı kapadım. Hiç kimseyle konuşmak, kederimi paylaşmak istemiyordum.

Annemin gidişinin üzerinden yaklaşık beş dakika geçti ve kapım tıklatıldı. Cevap vermedim ama kapım yavaşça açıldı ve Gamze'nin sesini duydum.

"En yakın arkadaşım burada bu haldeyken ben içeride oturamazdım. Hadi kalk dışarı çıkıp hava alalım ve benimle dertleş Yağmur."

Bu kız neden bu kadar çok konuşuyordu? Dışarı çıkmak istemediğimi anlamıyor muydu?

"Gamze, gider misin lütfen?"

"Seninle dertleşmeyi, acılarımızı paylaşmayı, zorlukları birlikte atlatmayı özledim be Yağmur."

"Sen bazı şeyleri özledin diye ben neden mağdur oluyorum?"

"Birincisi sen mağdur olmuyorsun. İkincisi ise bu 'bazı şeyleri' biz birlikte yapardık. Şimdi yine birlik-"

"İstemiyorum."

"İstiyorsun."

"Hayır, istemiyorum. Git."

"İstiyorsun ve gitmiyorum."

"Gamze, beni rahat bırak."

"Sen önce şu kafanı yorganın altından çıkar. Sonra da hazırlan."

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin