🥀|12.HİS|🥀

2.7K 156 55
                                    

°Lana Del Rey ~ Carmen°

"Benim güzel kızım, Yağmur'um..."

Akşam Bulut beni istemeye gelecekti ve ikramlıkları hazırlıyordum. Annem ise yanımdaydı. Hem bana yardımcı oluyor hem de beni sık sık seviyordu. Saçımı okşuyor, beni öpüyor ve bana güzel sözler söylüyordu.

Yakın zamanda yaşayacak olduğumuz ayrılık için benimle gizli gizli vedalaşıyordu...

İçimi bir hüzün kaplarken gözlerim parmağımdaki yüzüğe kaydı. Aileme evlilik teklifinden ve yüzükten bahsettiğimde çok sevinmiş ama Bulut'un ailesi hakkında ağızlarını aradığımda da hiçbir şey dememişler, birden suskunlaşmışlardı.

Demek ki ailem de Bulut'un ailesi hakkındaki 'sırrı' biliyordu ve bana yine bir şey anlatılmıyordu. Derin bir nefes aldım, bu durumu sineye çekmeye çalıştım.

"Anne, Gamze nerede?"

"Sana ve kendisine elbise almaya gitti."

Kaşlarım havalanırken içime bir kurt düştü.

"Ya aldığı elbise güzel olmazsa? Hem bedenimi nereden biliyor ki?"

Annem baygınca bana bakmaya başladı.

"Kızım, Gamze senin kaç yıllık arkadaşın. Hem de en yakın arkadaşın. Bedenini de biliyor, sana yakışan elbise modelini de. Biraz onun zevklerine güven. Modadan anlayan kızdır..."

Annem haklıydı ve içimi rahatlatan cümlelerini ardı ardına sıralarken zihnimi meşgul eden asıl soru 'Ya Bulut beni beğenmezse?' idi.

Neden Bulut'u bu kadar çok düşünüyordum, bilmiyordum. Aklım hep ona kayıyor ve özellikle benim için ne hissedip, düşündüğünü merak ediyordum. Onunla evlendikten sonra evin içinde gece gündüz birlikte olacaktık. Acaba anlaşabilir miydik? Yoksa durmadan tartışır mıydık? Yerli yersiz kıskançlıklarımız, haftasonu gezmelerimiz, ev ziyaretlerimiz, misafir ağırlamalarımız olur muydu?

Veya en kötü ihtimalle iki yabancı gibi mi yaşardık?

Kendi içimdeki sorularım bir türlü bitmiyor, içim içimi yiyordu. Evlilik işi beni çok germişti ve günlerimi stres içinde geçiriyordum.

İkramlık ve içecek hazırlığımız bitmişti.
"Hadi şimdi sen odaları toparla, ben de arkandan evi süpüreyim. Sonra parkeleri paspaslarız. Kapıları da dört koldan sileriz. Akşam yemeğinin yarısı hazır zaten, çok sorun olmaz. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı da perdeleri de yıkayabilseydik..."

Annem nefes almadan konuşuyordu. Bir an için panik atak geçirdiğini zannettim.

"Annecim biraz sakin olur musun? Bulut sadece salonu görecek. Ne perdesi şimdi? Zaten akşam vakti lamba altında tozu kiri fark etmez..."

Annem ufak bir kahkaha attı.

"Doğru diyorsun aslında. Bulut da heyecanlıdır şimdi, gözü senden başka hiçbir şeyi görmez. Ama ben sizden daha çok heyecanlıyım. Biricik kızımı evlendiriyorum. Hem içim kıpır kıpır hem de buruk..."

Yutkundum ve annemle bir müddet bakıştık. Annemin gözleri dolarken benim yüzüm asılmıştı.

"Anne... Bir şey diyeceğim yine kızacaksın."

"Söyle minik tavşanım." Annem gülümsemeye çalıştı ama bu konuda pek başarılı olamadı.

"Sen bu evliliğe gerçekten razı mısın?"

Annem sessiz kaldı. Bakışlarını yere indirdi ve ellerini birleştirdi.

"Bak kızım, ben yani biz, yani babanla ben... Aslında Bulut'u yıllardır tanıyoruz. Sebebini merak edeceğini biliyorum ama bunu bizim açıklamamız doğru olmaz. Bulut iyi çocuktur, güvenilirdir, sadakatlidir... Seni üzmez, sen yararlanırsan o yaraları birlikte sarar. Seni yarı yolda bırakmaz... Onunla çok güzel, huzurlu bir hayat geçirebilirsin."

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin