🥀|34. ÖZEL BÖLÜM: MUCİZE|🥀

2.1K 117 19
                                    

Bebeğimin ağlama sesiyle kalktım yataktan. Gözüm duvardaki saate kaydığında daha sabahın beşi olduğunu gördüm. Kızım yedi aylıktı ve yedi aydır uyku düzenim berbattı. Ne doğru dürüst uykumu alabiliyor ne de evden dışarı çıkabiliyordum. Bulut ise her haftasonu bizi parka ya da az insanın olduğu açık alanlara götürüyordu.

Bu üçümüze de çok iyi geliyordu.

Kızım beni çok yoruyordu ama o her şeye değerdi. Onu ve babasını öyle çok seviyor öyle aşkla yaşıyordum ki bu duyguyu hiçbir şeye değişmezdim.

Başımı yatağın diğer tarafına çevirdiğimde Bulut'u göremedim, elimle yattığı yeri kontrol ettim. Hafif bir ılıklık vardı. Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

Ayaklanıp minik meleğimin odasına gittiğimde Bulut kızımızı kucağına almış onu pışpışlıyordu. Ne yazık ki meleğim yatışmak yerine daha da çok ağlıyordu.

Yanlarına yaklaşıp "Benim şekerparem acıkmış mı?" diye mırıldandım.

Bulut beni görür görmez yüzünü buruşturup "Ah, Yağmur! Sen uyanma diye çok çabaladım ama minik fare susmak bilmiyor..." diye söylenmeye başladı.

Keyifle kıkırdayıp kızımı kucağıma aldım. Odasına koyduğumuz pufun üstüne oturup kızımı emzirmeye başladım. Günlerdir aç kalmış gibi sütünü emmeye başladı ve ağlaması hemen kesildi.

Bulut bizi mutlu bir yüz ifadesiyle izliyordu. Yanıma gelip yanağıma öpücük kondurdu.

"Kusura bakma güzelim, keşke ben de yavrumuzu besleyebilsem ama elimde değil işte. Geceleri uyanıp duruyorsun böyle."

Gözlerimi ona değdirip "Bunları düşünmen bile benim için yeter Bulut, üzerimize titremen her şeyi anlatıyor." dedim ve dudağına hızlı bir öpücük kondurdum.

On dakika ya geçti ya geçmedi meleğimiz uykuya daldı. Onu beşiğine yatırdıktan sonra güzel bir uyku çekmek için yatağımıza gittik.

*

Bugün yılbaşıydı, yeni seneye yeni bir aile kurmuş olarak girecektim. Biz ve Gamzeler akşam annemde toplanacaktık. Bir yanım buruktu çünkü tarihler değişip bir yıl ileri gittiğinde babam yanımda olmayacaktı.

Derin bir nefes alıp dolan gözlerimi kırpıştırdım. Onu ne zaman hatırlasam gözlerim doluyor, yüreğim sızlıyordu. İyi ki Bulut'la tanışmıştı, iyi ki yanımızda olmuştu. İyi ki diye başlayan cümlelerimin sonu yoktu. Derken kızımın uyandığını belli eden sesini duydum. Beşiğinden güzel bebek mırıltıları geliyordu.

Şekerparemi kucağıma aldım ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Bu hareketime karşılık kıkırdamaya benzer bir ses çıkardı ve elini yüzüme attı. Burnumu ufak boynuna dayayıp mis kokusunu içime çektim. Babası gibi harika kokuyordu, gözlerine bakmaya doyamıyordum.

Bulut duştaydı ve akşam olmak üzereydi, yemeğimizi de annemlerde yiyecektik bu yüzden meleğimin üstünü giydirmeye başladım.

Kırmızı bir bebek tulumu giydirip saçına kırmızı toka taktım. Mavi gözleri ve kıyafetiyle o kadar güzeldi ki nazar değmesinden korktuğum için tulumunun içine nazar boncuğu takıp dualar okudum. Dışarı çıktığımızda bebeğimizi sevmeye gelenler oluyordu ve her defasında nazar değiyordu. Biz de bol bol dua okuyorduk.

Kendi kıyafetlerimi da yatağın üstüne koymuştum ki Bulut duştan çıktı. Beline sardığı havlu her an düşecek gibiydi ve göğsündeki su damlaları onu çok çekici gösteriyordu. Yutkunup yanına yaklaştım.

"Hmm, çok güzel kokuyorsun. Bebeğimiz gibi." diye mırıldandım. Bulut çapkınca sırıtıp çenemi öptü, baş parmağıyla yanağımı okşadı ve mest oldum.

"Tek dokunuşumla her seferinde eriyorsun Yağmur." Kurduğu cümlesi üzerine attığı kısık sesli kahkaha beni gülümsetirken parmak uçlarımı belindeki havlunun hemen üstünde ve karnında dolaştırdım. Bakışları ciddileşip koyulaşırken "Sen de tek dokunuşumla hemen kıvama geliyorsun." deyip kıkırdadım.

Bulut boğazını temizledi ve başını yatağın üstünde durup kendi kendine değişik sesler çıkaran kızımıza çevirdi.

"Şu anda beni tahrik etmek istemezsin değil mi? Birkaç saat sonra evden çıkacağız." dedikten sonra göz kırpıp yanımdan geçti.

Ben de sırıtarak duşa girdim ve sıcacık suyun beni rahatlatmasına izin verdim.

*

"Bebeğimizin çantasını hazırladım güzelim, hadi çıkalım."

Bulut'un bana seslenmesiyle parfümümü de sıkıp odadan çıktım. Meleğimin elbisesine benzer bir elbise giymiştim. Kırmızı ve capcanlıydı. Hafif de bir makyaj yapmıştım. Bulut'u kızımızla evden çıkarken gördüm ve ceketimi giyip ben de çıktım.

Kapıyı kilitleyip bebek çantasını koluma taktım, üçümüz arabaya giderken kızım biraz huysuzlandı. Babasının kucağında keyfi yerinde gibi görünmesine rağmen mızıklanıyordu. Minik ellerini Bulut'un boynuna koymuştu ve maviş gözleri her yeri inceliyordu.

"Bu kadar güzel olmana gerek var mıydı?"

Bulut da kızımız gibi mızıklanmıştı. Kaşlarını hafifçe çatmış bana bakıyordu, bana bakarken bebeğimizin alnını saçlarını öpmeyi de ihmal etmiyordu.

"Sadece elbise giyip makyaj yaptım." deyip dudağımı öne doğru büzdüm. Bulut başını iki yana sallayıp iç geçirdi. Arabaya gelmiştik, meleğimizi bebek koltuğuna koyup yerleştik ve yola çıktık.

"İki tane güzel kız var yanımda. Herkesin gözü sizde olacak. Sizinle ne yapacağım ben?"

"Yapman gereken tek şey bizi sevmek!"

Keyifli sesimi duyunca güldü ve radyoyu açtı. Sevdiğimiz bir parça bizi neşelendirirken böyle bir durumda olduğum için şükrediyordum.

*

Yemekler yenmişti, sıra tatlılardaydı. Annemlere geldiğimizden beri kahkaha hiç eksik olmamıştı. Herkes o kadar sevinçliydi ki ortam harikaydı. Şekerparem de huzurluydu çünkü Gamze onu durmadan kucağında sallıyor, yorulduğunda bu işi Koray devralıyordu.

Tatlılarımızı yerken gözüm saate kaydı. Yeni yıla girmemize sadece beş dakika kalmıştı.

Bulut kucağında meleğimizle yanıma gelip "Yağmur, balkona çıkalım mı?" diye tatlı tatlı sordu.

Ben de şirin bir sesle "Çıkalım." dedim.

Balkona çıkar çıkmaz üşümüştüm, hava soğuktu ve rüzgar kuvvetliydi. Elbisemin eteği havalanıyordu.

Bulut kızımıza ceketini giydirmiş ve onu kucağında sımsıkı sarmıştı. Üşüdüğünü sanmıyordum ama ben çok üşüyordum.

"Bence içeri girmeliyiz." Konuşurken dişlerim takırdamıştı, Bulut kolunda durduğunu yeni fark ettiğim ceketini birden omuzlarıma koyunca şaşırdım fakat çok üşüdüğüm için  ceketini hemen giydim.

Kokusu her yerimde dolanırken bana iyice yaklaşıp sağ kolunu omzuma attı. Bir kolunda ben bir kolunda kızımız vardı, huzur daha önce hiç olmadığı kadar içimizdeydi.

"Yeni bir gün, bizim için verilmiş yeni bir şans. Her yeni nefes, hayatımızda değiştirmek istediğimiz şeyler için bir mucize. Ben hayatımı değiştirdim Yağmur. Seninle, kızımızla, ilk başta da babanın sayesinde hayatımı değiştirdim. Bana verilen her şansı, her mucizeyi en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum. Bunu bütün sevgimle ve kalbimle yapıyorum. Yetiyor muyum bilmiyorum ama her bir zerremi size adadım ben. Bu yıldan ve gelecek olan her yıldan istediğim tek bir şey var: Birbirimizi daima sevmek."

Bulut'un şefkatli sesi beni neredeyse ağlatacaktı. Dolu olan gözlerimi gözlerine sabitledim. Ne diyebilirdim ki? Bu sözlerin üzerine ne konuşabilirdim. Havai fişekler patlamaya başladığında yapabildiğim tek şeyi yaptım. Tüm sevgimi hissettirebileceğim bir şekilde onu öptüm.

Birbirimizi daima sevmek.

İşte bu en güzel mucizeydi.

*
Ara sıra böyle özel bölümler yazmaya çalışacağım. Hangi sahneleri okumak istersiniz? Karakterlerimizi nasıl hayal edersiniz? Fikirlerinizi sunarsanız isteklere göre özel bölümler yazabilirim. Yorumlarınızı bekliyorum, sevgiyle kalın.💫

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin