KAR TANESİ

🥀|13.MEÇHUL|🥀

°Lana Del Rey ~ Born to Die°

"Gamze kızım, yüzüklerin olduğu tepsiyi getir hadi."

Babam 'verdim gitti' dedikten sonra annem de Gamze'den yüzükleri istemişti. Vücudum, heyecanımın esiri olurken hızlanan nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum. Acaba Bulut da benim gibi miydi? Aynı duyguları paylaşıyor muyduk?

Gamze gittiği gibi geri gelmişti. Onun gelişiyle odadaki herkes ayaklanmıştı.

"Bulut şimdi yere düşeceksin. Sakin ol biraz." Koray erkeksi bir şekilde gülerken hala onun bu değişimine alışamamıştık.

Bakışlarımı Bulut'a çevirdim. Yerinde duramıyor, gergince kravatını düzeltiyor, ellerini ovuşturup duruyordu.

Demek ki o da benim gibi çok heyecanlıydı. Bu duruma sevindim ve bazı şeylerin karşılıklı olduğunu görmek beni rahatlattı. En azından evliliğimizde gereğinden fazla anlaşmazlık yaşamazdık.

Gamze elinde tepsiyle salonun ortasına geldi ve ben de yavaş adımlarla Gamze'nin yanına gittim. Bulut ise babamla birlikte geldi.

"Hadi bakalım geçirin yüzükleri parmağınıza."

Bulut sağ elimi ürkek bir şekilde tuttu ve kaldırdı. Parmaklarımı uzatırken titreyen eliyle tepsideki yüzüğü alıp yüzük parmağıma taktı. Gündüz hazırlık yaparken tektaşımı çıkarmıştım ve şimdi o tektaşın yerinde gri bir alyans vardı.

Ben de Bulut'un elini tuttum ama o tuttuğum el her an düşecekmiş gibiydi. Sanki Bulut benden kayıp gidecekmiş gibiydi. Bu düşünce içimi ürpertirken aklımı dağıtmak için gülümsemeye çalıştım ve tepsideki diğer yüzüğü Bulut'un sağ elinin yüzük parmağına yavaşça taktım.

Şimdi yüzüklerimiz arasında sallanan kırmızı bir ip vardı ve kesilmeyi bekliyordu.

Etrafıma dikkatlice bir göz attığımda annemin gözlerini kuruladığını, Gamze'nin bizi videoya çektiğini, babamın gözlerinin dolduğunu ve Koray'ın da gıpta ile bizi izlediğini gördüm.

Babam eline makası aldı ve "Hayırlı, uğurlu olsun. Allah mutluluğunuzu daim etsin." diyerek kırmızı ipi kesti.

Odayı alkış sesleri doldururken Bulut'la bakıştık. Kelebekleri mutlulukla uçuşuyordu. Gülümsedim ve dudaklarımı oynatarak sessizce teşekkür ettim.

Bulut da dişlerini göstererek gülümsedi ve sıkıca elimi tuttu.

Gamze'nin kamerası Bulut'la benim ellerimize kayarken gözümden bir damla yaş aktı.

Her şey düzeliyor gibiydi...

*

"Ya Yağmur, tektaşınla alyansın çok güzel durdu!"

Ertesi gündü. Gamze'yle salonu temizlemeyi bitirmiştik ve yüzüklerimi inceliyorduk.

"Bir zamanlar benim de vardı böyle parmaklarımda yüzükler..." diye iç geçirince "Biraz zorlasaydınız şu anda boşanmamış olurdunuz bence." dedim.

"Aman! Şeytan görsün onun yüzünü. Savunma şunu bana." diyerek eski eşine atıf yaptı.

Gözlerimi devirdim.
"Ben onu değil 'evliliğinizi' savunuyorum ve aniden boşanmanızı da aklım hala almıyor."

Gamze huysuzca söylenmemi takmadı ve saçlarını beni gıcık etmek istercesine geriye savurduktan sonra alyansımı incelemeye devam etti.

'Acaba Bulut şimdi ne yapıyor?' diye düşünürken Gamze aniden bağırdı.