Karanlık...koca bir karanlık içerisindeyim. Tüm vücudum ağırıyor. Kendimi onlarca sopa ile dövülmüş gibi hissediyorum. Gözlerim kapalı ama kapalı olmasına rağmen gözlerim yanıyor. Kıvranıyorum ama bedenim haraket etmiyor. Gözlerimi açmaya çalışıyorum. İlk denemem başarısız oluyor ama ikinci denememde gözlerimi birazcık açabiliyorum. Karşımda tanıdık bir tavan var. Yumuşak bir yere yatırılmışım. Gözlerimi tam açıp etrafı tarıyorum. Odamdayım tüm ev karanlık. Odama nasıl geldim hatırlamıyorum sadece gölgenin önünde bayıldığımı hatırlıyorum. Aklıma yiğit geliyor , yüzüme çarpan gerçek tokat hissi veriyor. Yiğit öldü , yiğiti o öldürdü. Ellerim tekrar titremeye başlıyor. Korkuyorum. Yatakta doğrulup etrafa bakıyorum. Susamışım. Yataktan kalkıp mutfağa gidiyorum. Okadar yorgunum ki koridor gözlerime çok uzun görünüyor.
Hızlı adımlarla mutfağa girip su dolduruyorum. Su boğazımdan akarken boğazım yanıyor ama bu rahatlatıcı bir his. Ferahlıyorum. Ellerime baktığımda hala titrediklerini fark ediyorum. Ellerimi tezgaha koyuyorum. Bu olayın etkisinden nasıl çıkacağım ben ?. Yavaş adımlarla mutfaktan çıkarken karanlık salonda koltuğa oturan birini görüyorum. Gözlerimi kaşıyıp tekrar bakıyorum. Gölge mi o ? Titrek adımlarla salona geçiyorum. Birden bana bakıyor. Yüzündeki maske hala yüzünde ve bu beni daha fazla korkutuyor. Geri adım atıyorum. Adım attığım gibi ayağa kalkıyor. Bana yaklaştıkça geri adım atıyorum. Gözlerindeki o bakış , gözündeki parıltılar ona güvenmem gerektiğini bağırıyorlar. Ona nasıl güveneceğim o bir insan öldürdü. Sırtım duvara çarpınca yolun sonu olduğunu fark ediyorum. Gözlerimi sıkı sıkı kapatıyorum. Ellerim titriyor. Yumruk şeklindeki ellerimi sıkıyorum. Bedenim titriyor bunu onunda bildiğini biliyorum. Boş salonda yankılanan ayak sesleri daha çok ürpermeme sebep oluyor. Yüzüme çarpan sıcak nefesle donup kalıyorum. Çok yakın. " benden korkuyor musun deniz ? " Yanağımdaki dokunuşla söylediği bu söz irkilerek gözlerimi açmama sebep oluyor. Bakışları... bakışları okadar derinki kendimi nefessiz kalmış gibi hissediyorum sanki gözleriyle boğazımı sıkıyor ve beni nefessiz bırakıyordu. Elini yanağımdan çeneme doğru sürtüyor. Dokunduğu yerler yanıyor sanki. Elini kaldırıp yanağımı okşuyor. Dokunuşları altında tüm bedenim titriyor. Bu adam bir insan öldürdü ve ben hala ondan etkileniyordum. Bu çok saçma vücudum ona istemsiz tepki veriyordu. "Gözlerini kapat" maskeden dolayı boğuk çıkan sesiyle bile tüylerim diken diken oluyor. Ben istemiyorum ama bedenim sanki ona itaat etmek için kurulmuş gibi gözlerimi kapatıyor. Parmaklarını dudağıma sürtüyor. Dudaklarım yanıyor bu sefer. Hışırtı seslerinden maskesini çıkartığını anlıyorum. Onu görmek istiyorum. Gözlerimi açmak istiyorum ama yapamıyorum. Neden yapamıyorum. Göreceğim şeyden mi korkuyorum. Yoksa daha çok bağlanacağımı bildiğim için mi açamıyorum. Sıcak nefesini bu sefer boynumda hissediyorum. Boynuma doğru küçük bir öpücük bırakıyor. Gene titriyorum. Bedenim bu adama karşı çok fazla tepki gösteriyor ve ben bunu engelliyemiyorum. " seni görmek istiyorum" titrek ve kısık çıkan sesimle konuşmaya çalışıyorum . Boynumdaki öpücükleri sertleşiyor. Yanlış bir şey mi söylemiştim. Köprücük kemiğimi yalıyor ve oraya küçük bir öpücük daha bırakıyor. Birden anlımdaki baskı ile anlını anlıma yasladığını anlıyorum. İç çekiyor iç çekişindeki acıyı iliklerime kadar hissediyorum. Neler yaşıyorsun sen böyle gölge?
"Seni seviyorum" kısık sesle söyledoği kelime kalbimin hızlı hızlı atmasına sebep oluyor . " seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum..." ardı arkası kesilmeyen kısık sesiyle söylediği seni seviyorumlarla kalbimin durduğunu hissediyorum. Bana neler yapıyorsun böyle gölge ?
"Gözlerimi açmak istiyorum" umut dolu sesimle konuşuyorum. Sesim neden bu kadar umut dolu çıktı bende bilmiyorum şu an tek bildiğim onu görmek istemem. Belki yarın bu yaptığımdan pişman olacağım ama bunu bilmek istiyordum. Tekrar gelen hışırtı sesleriyle maskesini taktığını anlıyorum. Ellerini gözlerime koyup gözlerimi açıyor. Gözlerimi açınca tekrardan derin bakışlarının esiri oluyorum . Birkaç adım uzaklaşıp " uykum var" diyor. şu anki durumumuzla hiç alakası yok ki bunun ? " beraber uyuyalım" ağzından çıkan kelimelerle gözlerim sonuna kadar açılıyor " NE!". Maskeden görmesemde duyduğum kadarıyla kıkırdıyor ve ilk sorduğu soruyu tekrarlıyor " benden korkuyor musun denizim". Bakışlarımı kaçırıyorum. Ondan korkuyorum evet. Aklıma yiğite yaptığı şey geldikçe dizlerimin bağı çözülüyor ayakta duramıyorum. " benden korkma" diyor saf bir sesle. Bakışlarımı tekrardan gözlerine sabitliyorum. " sana zarar verecek en son kişi benim çünkü" sesi bana güven veriyor. Nerden geldiğini bilmediğim bu güven ona güvenmem için yalvarıyor ama ondan korkuyorum. " s-sen birini öldürdün
N-nasıl sana güvenebilirim" bakışlarını anında gözlerime dikiyor. Gözlerindeki duygunun sinir oldugunu fark edince kendimi daha çok duvara yaslıyorum. Başını eğerek iç cekiyor " çünkü o sana zarar verdi" içindeki siniri belli etmemeye çalışıyordu ama sesinden öfke akıyordu. " bana zarar verdiği için sonunun bu olması gerekmiyordu" gür çıkan sesime şaşırıyorum. Tekrardan iç çekiyor bu gün kaç oldu bu? " sadece uyuyalım".kolumdan tutup odama sürüklüyor. Ne kadar korksamda bir yanımda onunla uyumak istiyor. Nedenini asla bilemeyeceğim sanırım. Karanlık odada yankılanan hışırtı sesleriyle yatağa giriyor. " gel" kısık sesi odamdaki duvarlara çarpıp kulaklarıma doluyor. Yavaşça yanına uzanıyorum. " maskeyle mi yatacaksın?" Evet anlamında başını sallıyor. Bedenime dolanan kollarla duraksıyorum. Kalbim tekrardan normal ritmini unutmuş durumda. Hızlı hızlı nefesler alıyorum. "Şşş..."
" benden korkma deniz" . Beni daha sıkı sardığında kollarını bana güven vermek istercesine sarıyor. Ne olacaksa olacak diyerek ellerimi kolları üverine koyuyorum. Parmaklarını parmaklarımın arasına geçirerek elimi tutuyor. Başını boynuma yaslıyor. Maskesinden dolayı gıdıklanan boynumdan dolayı kıkırdıyorum. "Masken...masken çok gıdıklıyor" hala kıkırdarken kurduğum cümle onunda kıkırdamasına sebep oluyor. " pekala o zaman sadece gözlerini kapat" gözlerimi kapatınca yanımdaki bedenin haraketlemesiyle maskenin çıktığını fark ediyorum. Sonra boynumda yumuşak saç tutamları hissediyorum. Avuçlarım kaşınıyor. Elim benden bağımsız olarak saçlarına kayıyor. Saçları okadar yumuşak ki bulut tutamlarını seviyormuşum gibi hissettiriyor. Boynuma kondurduğu küçük öpücük ile elim duruyor " devam et " diyor küçük bir çocuk edasıyla. Sanki bir adam öldürmüş olan kendi değilmiş gibi savunmasız duruyor karşımda. Saçlarını okşamaya devam ediyorum
Çocuk gibi mırıltılar çıkarıp nefes sesleri düzene girince uyuduğunu anlıyorum. Odadaki nefes sesleri daha önce bana verilmemiş bir huzuru bahşediyor bana. Kendimi ilk defa bukadar huzurlu hissediyorum. Korku , huzur ve güven bunları ilk defa bir arada yaşıyorum. İçimdeki bu garip sesleri nasıl susturacağımı bilmiyorun. Odam sessiz ama içimdeki bu çığlıklar sessizliği bozuyorlar sonra başımı yanımdaki bedenin saç tutamlarına koyuyorum. Burnumu saçlarının arasına sokuyorum. Aldığım fesleğen kokusu içimdeki tüm çığlıkları bir anda susturdu. Bu bedenin bu kokunun bana neler yaptığını bir türlü anlayamıyorum. Onun karşısında nasıl böyle huzur dolu olabiliyorum anlayamıyorum. Sonumun kötü bitmesinden korkuyorum ama içimden bir ses bu adama kapılırsam dünyanın en mutlu insanı olacaksın diyor. Burnumun altındaki bu fesleğen kokusu sanırım bu içimdeki sesin dediklerini doğruluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat manken (boy×boy)
Mystery / Thriller"Aşka inanmıyorum" dedi sarhoş sesiyle. "Neden?" Diye sordu kapşonlu olan. "Acıtıyor o yüzden" dedi gözünden bir damla yaş akarken. "Ağlama" dedi kapşonlu olan sesi titrerken "Ağlama sana aşkı öğreteceğim deniz"...