(flashback)

875 77 29
                                    

3 yıl önce
(meriç)

karşımda yürüyen bedene bakarak kahkaha atıyordum. uzun bir süre yürümüştük ve ayaklarımız fena derecede ağırıyordu. denizin saçma saçma dans ederek yürüdüğünü görünce kahkaha atmaya başlamıştık. ona sahip olduğum için çok şanslıyım. deniz şarkı söylemeye başlayınca bende onu izlemeye başladım. hem dans ediyor hem şarkı söylüyordu bazen arkasına dönüp bana gülümsüyordu. elimden tutup koşmaya başlayınca ikimizde kahkahalarla sokakta gülerek koşmaya başladık. deniz yanımdayken kendimi o kadar mutlu hissediyordum ki. denizin evinin oralara yaklaşınca durdu. sokak karanlıktı ve bizim gülüşme seslerimizden başka hiç ses yoktu. sokak bomboştu. Deniz etrafa bakarak bana yaklaştı. "ne yapıyorsun deniz" kıkırdayarak bana yaklaşmaya devam etti. dudağıma küçük bir öpücük kondurunca. bende gülümsedim. "seni sokakta öpmeyi hep istemiştim" dedi elimi tutarak. "gizlenmeden" ellerini koluma sürterek yanaklarıma koydu "utanmadan" yanağımı  okşadı "yargılanmadan" gözlerinin dolduğunu görünce bende ellerimi yanaklarına hizaladım. "ağlama" dedim kendimin bile zar zor duyduğu kısık sesimle. tebessüm ederek başını aşağı yukarıya salladı. denizin evinin olduğu sokağa yaklaşınca daha yavaş yürümeye başladım. onu bırakmak istemiyordum. oda anlamış olacak ki adımlarını yavaşlatıp bana döndü. şimdi bir ağacın altında durmuştuk. gözlerime öyle güzel öyle içten bakıyordu ki. iyiki diyordum. iyiki onu sevmişim. deniz kollarını belime sararak başını göğsüme  yasladı. bende sarılmasına karşılık verip burnumu saçlarının arasına koyarak güzelim kokusunu içime çektim. başımı başına yaslayarak huzurlu bir nefes verdim. deniz sallanmaya başlayınca bende ona ayak uydurup bedenimi ona uyarak salladım. şu an ağacın altında sarılırken dans  ediyorduk.  o an zamanı durdurmak istedim. hiç bitmesin biz hep bu ağacın altında sarılarak dans edelim istedim. deniz şarkı söylemeye başlayınca kıkırdadım. deniz başını kaldırıp bana baktı ve beni deliye çeviren sırıtmasıyla gözlerime baka baka şarkı söylemeye başladı.

"Her veda edişimde düşünürüm

Seni bir daha görememek var

Keşke kimsesiz kalsak her yerde biz olsak

Ama yine de seninleyken dünya bile dar"

şarkının sözleriyle gülüşüm daha da büyüdü. ben bu adama çok fena tutulmuştum.

Yine seni düşünürken yağmur çiseledi

Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli

Küçük civcivim güzel kızım dünyam benim

Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer

Bu adam yalnızca sana boyun eğer

güzelim gözleriyle tekrar bana baktı. ağladığımı  gözlerimin altındaki parmakları hissedince anladım. göz yaşlarımı silerken onun da gözlerinin dolduğunu görünce içimi bir hüzün kapladı. o kadar güzel bakıyordu ki şu an öl dese hiç düşünmeden kendi canımı kendim alabilirdim. "seni öpebilir miyim?" izin aldığı için gülerek başımı salladım. cidden bunun için benden izin alması bir saçmalıktı. dudakları dudaklarıma değince titredim. dudakları dudaklarımın üzerinde gerilince güldüğünü fark edip bende güldüm. dudaklarının tadını çok fazla seviyordum. yavaşça dudaklarını dudaklarımdan ayırınca çıkan tok ses hayatımda duyduğum en güzel ses olabilirdi. deniz çok güzeldi. alnını alnıma yaslayarak "seni seviyorum meriç" dedi. kalbim o kadar hızlı atıyordu ki o an öleceğim diye telaşa kapıldım. resmen delirecektim.  o iki kelime dudaklarından öyle güzel dökülmüştü ki donup kalmıştım. "bende" dedim hızlı nefes alış verişlerim arasında "bende seni seviyorum denizim"... ama o gün o ağacın altında bu öpücüğün son olacağını asla tahmin edemezdim.

psikopat manken (boy×boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin