Hastane penceresinden içeriye sızan güneş yüzümü buruşturmama sebep oluyordu. Rahatsızdım ve bunun sebebi sadece güneş değildi. Yüzüme mal mal bakan bir meriç bir tunahan ve anne , babam vardı. Şokla açılan gözlerimi yumup sakin bir nefes aldım. Gözlerimi tekrar açtığımda karşımdaki herkes gözlerime babasından para çalmış çocuk gibi utangaçça bakıyordu. "Neler oluyor burada?" Sordugum soru ile herkes birbirine bakmaya başladığında sinirle derin bir nefes aldım " bana cevap verin" meriç yüzüme çekingen bakışlar atarken "zamanı gelince deniz" dediğinde sinirle güldüm. " meriç şaka yapıyorsun heralde" gülüşüm büyük bir kahkahaya dönerken herkes bana deli gibi bakıyordu. Evet delirmiştim. Delirtmişlerdi beni. "Süreki zamanı gelince diyorsun ,meriç hangi zaman bu?" Meriç iç çekip derince ofladı. Annem babam ve tunahan birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. Babam yanıma gelip kolumdan tutarak beni tekli koltuğa oturtunca bende derin bir iç çektim . Birinin bana olanları anlatması gerekiyordu. Kendi hayatımda resmen üçüncü kişi muamelesi görüyordum şu duruma bak.
Babam sakince omzumu sıkarak "meriç haklı deniz zamanı gelince sana her şeyi anlatacağız" dedi. Babamın ağzından dökülen her bir söz kalbime ok gibi saplanmıştı. Benden her şeyi saklıyorlar ve benden de bunu oturup Hiç bir şey yapmadan kapatmamı bekliyorlardı. Tekrar sinirle soludum" baba saçmalıyorsun şu an" . Aniden ayağa kalkım " baba burada neler oluyor?" elimi uzatıp meriçi ve kendisini gösterdim" siz...siz nereden tanışıyor sunuz ?...neden bana hiç bir şey söylemiyorsunuz" gözümden akan yaşı belli etmeden omzuma silmeye çalıştım ama meriç bunu görmüştü. Hızla yanıma gelip koltuğa geri oturttu. "Yeter ben dayanamıyorum artık" meriçin ağzından dökülen sözlerle hızla yüzümü ona çevirdim. Samimi bir tebessümle bana baktığını görünce içim ısındı. Bende aynı tebessümle ona karşılık verdim. "Meriç oğlum" babamın kararsız bakışlarına meriç sakince başını sallayarak karşılık verdi ve karşımdaki koltuğa oturdu. Etrafa baktığımda herkesin oturmuş beni ve meriçi izlediğini görünce rahatsızca yerimde kıpırdandım. Meriç sürekli ağzını bir şey söylemek için açıyor ama geri kapatıyordu. Sonunda başladığını anlayarak dikkatle onu dinlemeye başladım. " şimdi deniz anlatacağım şeyleri kesmeden dinlemeni istiyorum tamam mı ?" Hafifçe olumlu anlamda başımı salladım. Oda beni taklid ederek kafasıyla onay verip anlatmaya başladı.
"Aslında biz çok uzun zamandır tanışıyoruz" başladığı gibi şokla açılan gözlerime pişman bir bakış atıp devan etti" yıllar önce sen bir kaza geçirdin ve kaza sonucunda hafızanı kaybettin sadece anne ve babanı hatırlıyordun" meriç anlattıkça gözlerim yırtılacak gibi açılıyordu. Sözleriyle kalbim teklemeye başladı. Anne ve babama baktığımda ikisininde ağladığını görünce kendimi tutamayıp gözlerimdeki damlaların akmasına izin verdim. Meriç göz yaşlarımı takip ederek devam etti anlatmaya " ka...kazadan önce aslında biz sevgiliydik" meriçin son sözüyle bir "ne" çıktı ağzımdan oturduğum yerden kalkarak anne ve babama baktım "bu...bunlar doğru mu? " hala ağlıyordum. Göz yaşlarım istemsizce akıyordu gözlerimden. Annem ve babam yüzlerini çevirip başka bir yere bakınca meriçe baktım. Onunda gözleri sulanmıştı. "Bunlar çok fazla meriç" gözlerini yumup bir kaç dakika öyle kaldıktan sonra tekrar araladı gözlerini " deniz otur her şeyi anlatayım bir daha bu cesareti bulamayacağım çünkü" bakışlarını az önce kalktığım koltuğa sabitleyince zar zor kendimi koltuğa attım. Bir baş hareketiyle devam etmesine izin verdim "tunahan bizim çocukluk arkadaşımız" dedikleriyle aklıma yeni geliyormuş gibi tunahana baktım o da ağlamıştı. "Peki kaza...kaza nasıl oldu ? Ben bu hale nasıl geldim?" Meriç suçlulukla kaçırdı gözlerini benden. Uzun bir süre konuşmayınca birilerinden bir cevap bekledim ama kimse suratıma bile bakmıyordu. Meriç kendini toplayıp kızarmış gözleriyle bana baktı " ben yani biz buluşacaktık. Sonra...Sonra" meriçin sözünü kesen ağzından çıkan bir hıçkırıp olmuştu. Elini ağzına bastırıp hıçkırıklarını dindirmeye çalışırken ona şaşkınlıkla baktım. "Ben geç gittim .buluşma yerine geldiğimda bir insan topluluğu gördüm bir şeye bakıyorlardı ilerde de param parça bir araba vardı. Kaza olduğunu anladım ama çarptığı kişinin sen olduğunu sonradan gördüm deniz..." ağzından çıkan bir hıçkırık daha sözünü kesince vaz geçti anlatmaktan.
Bunlar çok fazlaydı. Bu anlatılanlar bana çok fazlaydı. Her şeyi düşünebilirdim her şeyi ama bunu asla düşünemezdim. Bu yük benim omuzlarıma fazlaydı. Meriç Hızla ayağa kalarak sarıldı. "Seni seviyorum deniz" gözünden düşen yaşlar omzumu ıslanıyordu. Onu itip hızla hastane odasından çıkıp merdivenlere yöneldim. Merdivenleri ikişer üçer inip hastaneden çıktığımda nereye gittiğimi bende bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psikopat manken (boy×boy)
Mystery / Thriller"Aşka inanmıyorum" dedi sarhoş sesiyle. "Neden?" Diye sordu kapşonlu olan. "Acıtıyor o yüzden" dedi gözünden bir damla yaş akarken. "Ağlama" dedi kapşonlu olan sesi titrerken "Ağlama sana aşkı öğreteceğim deniz"...