5

5.3K 216 0
                                    

Gazel ellerini yatağa bastırdığında sol elinde bir ağrı hissetti. Sesizce tısladı. Bileğine baktığında bileği mordu. Dün geceyi hatırladı. Haşim ağa yapmıştı bunu öfkesinden daha da bastırdı bileğine genç kadın.
"Şerefsiz." diye mırıldandı. Hızlıca yataktan inip kıyafet seçmeye başladı.
Kolları tül olan ince bir gömlek üstüne de siyah kalem etek giydi. Saçlarını geriye doğru taradı. Her zamanki günlük makyajını yaptı siyah güneş gözlüğünü gözüne takıp koyu gri renginde el çantasını alıp aşağı indi. Hiç içeri girmesine gerek kalmadı. Oya hanım, Makbule hanım ve Demir onu kapıda bekliyordu. Güneş gözlüğünü çıkarıp onlara baktı. Oya hanım Gazel'e Mahbule hanımı kaşıyla gösteriyordu. Gazel sonradan selamlaşması gerektiğini anladı.
"Hoşgeldiniz hanımefendi." dedi. Elini sıktı. Oya hanım Gazel'e sitem ederek gözlerini kapattı. Gazel önden ilerledi.
Makbule hanım Oya hanımın sırtına dokundu.
"Oya alınmadım bile. Böyle şeylere alışık değil zamanla öğrenir inşallah." dedi ve anlayışla gülümsedi. Oya hanım da bu kibar gülümsemeye karşılık verdi.
"İnşallah Makbule." dedi ve iki kadın da ilerlemeye başladı. Pamuk bağırarak annesinin yanına geldi.
"Anne ben de geleyim mi? " dedi
Oya hanım
"İyi hadi gel bakalım. Hem Gazel'e de yardımcı olursun fena mı?" dedi.
Pamuk koşarak Gazel'in yanına geldi. Adamlar Gazel'i görünce Demir'in arabasının ön kapısını açıp beklediler.
Gazel dik dik adamlara baktı. Kendi arabasına doğru ilerlemeye başladı. Pamuk şaşırmış ama birşey diyememişti.
Oya hanım arabaya binen Gazel'i görünce
"Yavrum -Demir'in arabasını göstererek- oraya binsene."
"Gerek yok yenge. Sen bin ben sizi takip edeceğim."
Demir gıcık bir şekilde Gazel 'e baktı. Makbule hanım birşey diyecekken Demir Gazel'in arabasına doğru ilerledi.
"Neden binmiyorsun. Merak etme yemem seni."
Gazel alaycı bir bakış attı.
"İstemiyorum. Arabana git hanımları bekletiyorsun."
"Asi gelin pozların bana sökmez. Çok mu film izledin?"
Gazel küstahça gülümsedi.
"Kadınların her dediğinizi uygulamasına ne alışmışsınız. Merak etmeyin ona alıştırdığımız gibi istediğimizi yapıp ses çıkartmamanıza da alıştırırız." dedi ve güneş gözlüğünü taktı. Arabayı çalıştırıp karşıyı izlemeye başladı. Demir seslice nefes verip arabasına döndü. Konaktan önce o sonra da Gazel çıktı. Bir süre sonra istedikleri dükkana vardılar.
......
"Ağam hoşgelmişsin, Hanımların siz de. Buyurun ne arzu ettiniz."
Demir konuşacakken Gazel lafı yarıda kesti.
"Yüzük bakıyoruz lütfen." dedi.
Satıcı Demir ile Gazel'e baktı. Demir başını salladı.
"Ooo.. Ağam hayırlı uğurlu olsun Allah bir yastıkta kocatsın inşallah." dedi. Demir ve Gazel düz bir şekilde teşekkür etti.
Diğerleri farklı bir tarafa yönelmişti.
Adam bir kaç model çıkardı Gazel'in önüne.
Gazel sadelikten yanaydı. Küçük bir taşlı yüzüğü eline aldı. Parmağına takıp elini karşısına doğru tuttu. Sonra çantasından kredi kartını çıkardı.
"Alıyorum bunu. -kartı uzattı.- buyurun beyfendi." dedi.
Satıcı Demir'e baktı. Gazel anlamış olacak ki elini adamın gözünün önüne getirip şıklattı ve kartı uzattı. Adam kartı alıp çekimi halledip geri iade etti.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim hanımefendi."
Gazel diğerlerinin yanına geldi. Pamuk da yüzük için ısrar etmiş ona bakıyorlardı.
Gazel yengesine seslendi.
"Yenge?"
"Efendim kuzum?"
"Ben bir su alıp geleceğim." dedi.
"Ben de geleyim seninle." dedi Demir.
Gazel eliyle dur işareti yaptı.
"Hayır gerek yok sen yüzüğünü seç." dedi ve dışarı çıktı. İleri de bir kafe görünce dayanamadı oraya ilerledi. Kafe orta halli ara sokakta bir yerdeydi. Etnik desenlerin yoğun olduğu bir kafeydi. Gazel bir yere oturdu. Anında garson tepesinde belirdi. Gazel menüye bakıp bir kahve bir de tatlı söyledi. O sırada kendisine doğru gelen bir kadın gördü.
Kadının saçlarının bazı yerlerinde örgü vardı. Omuzu açık bir buluz giymiş altında da dikkat çekici renkte bir eteği vardı. Kafasında da kırmızı siyahlı bandana vardı. Yüzündeki fazla boya 'Ben buradayım! ' diye bağırıyordu. Gazel karşısındaki kadını uzun süre inceledi. Falcı olmalıydı bu kadın veya bir deli.
"Beğenmedin mi tipimi güzel ablam?"
Gazel kabalık ettiğini düşündü.
"Ahh... Afedersiniz hanımefendi karşımda durunca istemsiz inceledim. Birşey mi arzu ettiniz?" dedi. Falcı kadın önce duraksadı sonra gülerek
"Hadi uzat elini de bakayım o güzel ellerinden bir fal."
"Gerek yok teşekkürler."
"Abla hadi be zengin kadınsın belli üç beş birşeyler at sen yoluma ben yoluma be." dedi.
Gazel bu kadına istemsizce gülümsedi ve elini uzattı.
"Al bakalım." dedi
Falcı kadın ellerini iyice izledi dokundu. Sonunda ona bakıp konuşmaya başladı.
"Ablacığım iş konusunda gıcır gıcırsın vallaha. Ama aşka gelince biraz fos."
" Aşka gelince ne?"
"Birşey yok yani çürük."
"Hıı.. "
"Ama birşey var ablam. -Elinin üstünde bir yeri gösterdi.- ama bak buralar kıpır kıpır ha. Tabi şimdi sen dik başlı kadınsın tipinden de belli zaten. Burada bir yakışıklı gezer durur. Fazla uzakta arama sakın ha -işaret ettiği yere daire çizerek- aha gene buralarda gezecek."
"Hmm.. Eee?"
"Kolay olmayacak bu dikkat et ablam yanlış kişiler yanlış yere çekmesin seni." dedi ve kadın bir an duraksadı ve Gazel'in yüzüne baktı.
"A be ele ne gerek var senin yüzün herşeyi bülbül gibi öter zaten." dedi ve devam etti.
"Abla seni yıpratmışlar. Üzmüşler ablam belli yüzünden güzel yüzünde gerçek gülümseme yok. Aşık olmamışsın hiç hani şu filmlerde olur ya dik başlı ruhsuz sert kadınlar. Aha işte onlardan olmuşsun! Ama bak diyorum sana -işaret parmağını önce diline sürdü sonra da masaya çizgi çizdi. - Falcı dedi dersin bu eldeki yakışıklı senin kısmetin."
"Peki ben nasıl anlayacağım o yakışıklıyı?"
"Onu b-..."
"Azize! "
İki kadın başını falcı kadına doğru gelen garsona çevirdi.
"Ne işin var burada? Hadi yallah yallah! " dedi elini sağa sola savurarak.
"Ne bağırırsın be! Gitmiyorum ben de müşteriyim."
"Babana yuttur o yalanları hadi kalk! " dedi garson ve kolundan tuttu falcı kadının.
Gazel araya girip garsonu hafifçe ittirdi.
"Çıkar mısınız o benimle."
"Ama efendim-... "
"Bırakın. Hemen."
Garson çaresizce falcının kolunu bırakıp ona sinirli sinirli bakarak gitti.
"Hadi oradan be hırbo." diye bağırdı Azize.
Gazel oturan kadını inceledi.
"Demek adın Azize.... Ben de Gazel."
"Güzel ablam soyadını deyiversene bana."
"Demirkan.. Gazel Demirkan."
"Anaaa! Kız ben Haşim ağanın yiğeniyle konuşmuşum ya. Valla Oya hanım diye demiyorum ama kadının bana emeği geçti yani Allah razı olsun."
"Amin." diye mırıldandı ve devam etti.
"Azize seni her yerde bulabilir miyim?" dedi.
Azize seslice kahkaha attı masada ki peçeteye uzanıp eteğinin köşesinden kalem çıkardı. Numarasını yazıp Gazel'e uzattı.
"Al ablam ulaş bana istediğin zaman."
"Pekala. -çantasından bir miktar para çıkardı. Eşyalarını toplayıp ayağa kalktı. Elini falcıya uzattı.- Teşekkür ederim Azize. Görüşmek üzere."
Azize elini kadına uzattı. Ve sıktı
"Görüşürüz tabi ablam."
Gazel başını sallayıp oradan ayrıldı. Kasaya gelip yediklerinin ve içtiklerini parasını ödedi. Dışarı hızlı adımlarla çıktı. O sırada biriyle çarpıştı. Demir karşısında durmuş onu sinirle bakıyordu.
"Neredesin sen?"
"Burada."
"Herkes seni arıyor Gazel."
"Tamam." dedi ve ilerledi.
Köşede duran Oya hanım öne atıldı.
"Ah Gazel ah!" dedi.
Konuşmayı kısa keserek alışverişe devam ettiler.
Gazel ve Demir için yeni kıyafetler bakıyorlardı. Gazel bir mağazaya girdi Demir ve Pamuk ise peşinden geldi. Oya hanım ve Makbule hanım dinlenmek üzere bir yere oturdular.
Gazel mağazaya havalı bir şekilde girdi. Güneş gözlüğünü çıkartıp elbiselerin olduğu kısma ilerlemeye başladı. Ellerini elbiselerde gezdiriyor ve aynaya dönüp elbiseyi üstüne tutuyordu. Başında erkek bir çalışan belirdi.
"Buyurun hanımefendi nasıl yardımcı olabilirim?"
"Elbise bakıyordum da ha birde gecelik takımı."
"Tabii nasıl bir model olsun?"
"Ben bakınıyorum teşekkürler."
"Pekala."
Gazel siyah askılı bir elbiseyi bedenini kontrol ederek eline aldı. Hızla kabine girdi.
Pamuk ile Demir yan yana duruyor mağzada bakınıyorlardı.
"Gazel'i kaybettik galiba abi?"
"Galiba kaybettik güzelim."
Pamuk kabinlerin olduğu kısma ilerledi oflayarak.
"Off Gazel bir yerde de durs-... Oha! "
dedi.
Gazel kabinden çıkmış üstündeki elbiseyi inceliyordu. Elbise bütün bedenini sarmıştı memnuniyetle gülümsedi Gazel aynadan kendini iyice inceledi.
O sırada Demir o tarafa gelmiş kollarını birbirine kavuşturmuş genç kadını izliyordu.
"Nasıl olmuş?" dedi Gazel ellerini belinde birleştirdi.
"Tek anlamıyla mükemmel." dedi görevli adam. Gözlerini Gazel'den ayıramıyordu. Gazel, Demir ile göz göze geldi ama hiç tepki vermeden kabine ilerledi. Gazel kafasını kabinden çıkartıp görevli adama döndü.
"Rica etsem bana gecelik takımları önerebilir misiniz?"
"Tabii ki hanımefendi hemen." dedi ve oradan uzaklaştı.
"Düğün için böyle bir kıyafet gerekli mi sence? " dedi Pamuk.
Gazel kabinden bağırdı.
"Düğün için aldığımı da kim söyledi?"
Pamuk kaşlarını çattı.
"Gazel farkında mısın biz şuan düğün alışverişi yapıyoruz." dedi.
Gazel oflayarak kabinden dışarı çıktı. Görevli adam elinde bir kaç renk gecelik takımıyla geldi.
"Hanımefendi böyle modellerimiz var." diyerek elindekileri Gazel'e uzattı. Gazel kutuları açıp gecelikleri üzerine tuttu.
Siyah saten bir geceliği beğenip görevliye uzattı.
"Bunu ve elbiseyi alıyorum." dedi görevliyle birlikte kasaya ilerledi. Gazel kartını çıkarttı. O sırada Demir'in kasiyere kredi kartını uzattığını gördü. Gazel kendi kartını Demir'in kartının üstüne koyarak kasiyere uzattı.
"Buradan alacaksınız." dedi. Kasiyer denileni uyguladı.
Demir konuşacakken lafını kesti.
"Ataerkil düşüncelerini kendine sakla. Herşeyi senin alıp benim saf saf durmamı bekleme." dedi. Hazırlanan paketleri alıp hızla dışarı çıktı. Arkasından diğer iki gençte çıktı.
.......
Tekrar herkes toplanmış Gazel'e gelinlik bakıyorlardı. Gazel hiçbir gelinliği beğenmiyor burun kıvırıyordu. Gazel seslice nefes verdi ve bir köşeye oturdu.
"Olcay." dedi.
"Ne... Kim?" dedi Oya hanım.
"Olcay."
"Gazel onu anladık neden böyle dedin?"  dedi Pamuk.
"Benim terzim. İstanbul'a dönüp ona gelinlik diktireceğim."
"Bende bende! " dedi Pamuk.
"Oya herşeye zıplayıp durma kızım. Çocuk gibi aaa... " dedi Oya hanım.
"Yenge gelmesinde bir sakınca görmüyorum." dedi Gazel.
Yengesi Pamuk'un yalvarışlarına dayanamayıp kabul etti.
"Evladım ne kadar sürer bu iş?" dedi Mahkbule hanım.
"Bilemiyorum hanımefendi. En kısa sürede bitirtmeye çalışırım."
Ayağa kalktı ellerini birleştirdi.
"Hemen yola çıkalım iş uzamasın." dedi. Kadınların önden gidebilmesi için geri çekildi. Kadınlar önden ilerledi. O esnada Demir Gazel'in kulağına eğildi.
"Evlenmeye meraklı gibisin bakıyorum. Gelinlik için İstanbul'a falan." dedi. Gazel hiç dönmeden konuştu.
"Pamuk için. Ve kendi konforum için. Cehennemin dibine gitsem gene kendi rahatımı düşünürüm." dedi ve Pamuk ile beraber dışarı çıktı.
Arabaya binip önce eve gidip Hicran'ı alıp daha sonra da havaalanına gittiler. Uçak biletlerini alıp yola koyuldular.
.......
Gazel ve kızlar eşyalarıyla birlikte havaalanından çıktılar. Şoför onu görünce hemen önünü ilikleyip valizleri aldı. Hızla kapıyı açıp hanımların girmesini bekledi. Sürücü koltuğuna binip arabayı çalıştırdı.
Gazel eline telefonu aldı ve numara tuşladı.
"Figen neredeysen hemen ****** otele gel."
"........"
"Gelinlik bahanesi gerçekten de işe yaradı." dedi.
"........"
İki kız da şaşkınlık içinde Gazel'e baktılar.
Ne yani Gazel İstanbul'a gelmek için yalan mı söylemişti?
"Bekletme çabuk ol. Ha bu arada Olcay'ı  o otele yolla." dedi ve telefonu kapattı.
"Ne yani sen şimdi..?" dedi Pamuk.
"Evet bahane uydurdum."
"Peki neden abla?"
"Önemli bir işim var e tabii ben genel müdürüm başka işlerim de var." dedi.
Hicran gülmeye başladı arkasından Pamuk da güldü.
....
Otele giriş yaptıklarında etraftaki sosyetik kadınlar ve erkekler Gazel'e bakarak fısıldaşıyordu. Durumu ilk Hicran fark etti.
"Abla bunlar...."
"İstanbul sosyetesinin 'sözde elit' hanımefendileri ve beyfendileri." dedi.
"Hayır öyle değil. Sana bakıp konuşuyor hepsi." dedi.
Gazel hızla bahsedilen tarafa döndü.
Daha sonra önüne dönüp görevli kişiyle konuştu.
"Kaliteli bir oda lütfen 3 kişilik." dedi.
"Emredersiniz Gazel hanım."  dedi görevli ve bir anahtar uzattı.
"271 numaralı oda. " dedi.
Gazel anahtarı eşyalarını taşıyan adama verdi.
"Hanımları odalarına götürün lütfen. Ayrıca Olcay Tunç gelirse odama götürün." dedi ve karşılık beklemeden diğer kadınlara ilerlemeye başladı. Kadınların çoğu gerildi. Çünkü Gazel Demirkan'ın hiçbir laf esirgemeden konuşacağını biliyorlardı.
"Merhaba Nurcan hanım." dedi genç kadın.
"Merhaba şekerim hoşgeldin. Nerelerdeydin özledik vallahi." dedi samimiyetsiz bir sesle.
Nurcan hanım riyakar, dedikoducu, sırf laf gelmesin, sosyete küçük görmesin diye kocası tarafından defalarca kez aldatılan ama ayrılmayan her defasında yüzünde bir ton boya ve botoks barındıran sevilmeyen ama parası yüzünden saygı duyulan bir tipti.
"Bir sorun mu var?"
"Ne gibi bebeğim?"
"Sürekli bana baktığınız fark ettim de."
"Ha eveeet! Tebrik ederim şekerim evleniyormuşsun." dedi.
Gazel olduğu yerde çakıldı. Bu kadın nereden öğrenmişti?
"Ayol neden nişan yok? Eğlenirdik biraz."
"......"
"Adı ne peki? Duyduğuma göre buradan değilmiş."
"Sosyete bir bekar daha kaybetti." dedi yüksek sesle ve güldü. Amacı Gazel'i küçük düşürmekti.
Gazel hiçbirşey demedi. Nurcan'a daha da yaklaştı.
"Bana mı kafa tutuyorsun sen?" dedi tehditkar bir sesle. Diğer kadınlarda konuşmaya başladı.
"Bunda kızacak ne var Gazel?"
"Tabiki de yani sonuçta evliliğin söz konusu. Biz sadece neden aceleye geldi demeye çalıştık." dediler.
Gazel eğer şuan sinirini belli ederse dedikoduların ardı arkası kesilmezdi. Geri çekildi sinsi bir gülüş attı.
"Ben öyle istedim. Sanırım yeterli bir açıklama olur hanımlar. " dedi ve asansöre doğru ilerledi.
Karşıdan gelen bir grup iş adamını görünce sesli bir küfür savurdu. Bir de bunlarla uğrayacaktı şimdi. Asansörün hemen gelmesine sevinerek içeri bindi hemen tuşlara bastı. Ama sevinci kısa sürmüş içinden biri asansör kapısına elini uzatmıştı. Genç adam başını kaldırdığında Gazel'i gördü. Memnun olmuşcasına gülümsedi.
"Gazel?"
"Erdem bey?" dedi ciddiyetle. Beş yada 6 adam asansöre binmişti hepsi de sürekli Gazel'e bakıyordu.
'Ah! Buz duvarları olan zor kadın! '
"Nasılsın?"
"Teşekkür ederim iyiyim." dedi.
"Bende iyiyim sorduğun için sağol." dedi Erdem.
Erdem Serez. Gazel'in bir numaralı aşığıydı. Statüsü ve konumu gereği kimse ondan cesur davranamıyordu. Gazel'e olan hayranlığını diğerleri gibi alttan değil açık açık belli ediyordu. 'Sosyetenin Playboy'u' olarak adlandırılırdı.  Cüretkar hareketleri çoğu kadınlar tarafından hoş görünse de bazı kadınlar tarafından ahlak dışı görülürdü.
Erdem Gazel'e yaklaştı.
"Dedikodular duyuyorum ama emin olduktan sonra sana söyleyeceğim canım."
"Yüzünde mükemmel bir morluk istemiyorsan çekilmek için 2 saniyen var." dedi sinirle.
Bu evlilik başına iş açmıştı. Bu saçma dedikoduları bir şekilde yok etmeliydi. Odasının bulunduğu kata gelince kalabalığı yararak çıktı. Sinirle yürüyüp odasına daldı.
Olcay ve kızlar karşılıklı sohbet edip gülüşüyorlardı.
"Emin olun ben hayatımda ondan zor kadın görmedim. Benim ünümdeki katkısı fazladır. Ona minnettarım." dedi.
Gazel seslice boğazını temizledi.
"Olcay beni bu kadar övmemelisin. Alışkın değilim hayatım." dedi.
Olcay sevinçle ayağa kalktı ve Gazel'e sarıldı.
"Şekerim bunlar gerçekler hoşgeldin. Beni istemişsin ne oldu parti mi var?" dedi.
Gazel önce kızlara sonra da Olcay'a baktı derin nefes aldı.
"Hayır düğün var."
"Haa tamam ayol hazır parçalarım var benim olmazsa senin için yeni birşeyler dikeriz bebeğim."
"Olcay öyle değil."
"Nasıl?"
"Gelinlik lazım bana."
"Nee?!! "
"Evleniyorum. "
Olcay şaşkınlıkla elleriyle ağzını kapattı.
"İ-na-na-mı-yo-rum! Buz kadın evleniyor ha? "
"Buz kadın?" dedi Pamuk sorarcasına.
"O ne be?" dedi Hicran.
Gazel göz devirdi .
"Şu sosyetenin bana taktığı lakap. Tabi benim haberim yoktu gene Olcay söyledi bana da. " dedi.  Olcay Gazel'in omuzuna vurdu.
"Doğru anlat kız. Bakın şekerler bu gördüğünüz kadınlara kimler kimler yürüdü de tek pas vermedi. Hepsini ağır bir dille reddetti. Ben o yüzden şaşırdım. -Gazel'e döndü.- Melek ile falan mı evleniyorsun? Yoksa aşık mı oldun??? " dedi.
Gazel kızlara baktı. Onlar işin gerçeğini bilmiyordu Demir'e aşık olduğunu söylüyordu.
"Evet."
"Bir haftada falan mı?"
"Yıldırım aşkı."
"O ne öyle yıldırım nikahı gibi "
"Of Olcay çok konuştun ya."
"Gelinliği yaparız da bu akşam bir kokteyl var bu otelde."
"Eee?"
"Sen de davetlisin."
"İstemiyorum."
"Hmm.. birini gördün mü buraya gelirken?"
"Nurcan bir de Erdem."
"E yuh be kızım sende ne bahtsızmışsın. Kokteyli düzenleyen Nurcan hanım zaten."
"Oofff.." diyerek seslice nefes verdi genç kadın. Eğer bu kokteylde bulunmazsa Nurcan kesin 'Gazel gerçekleri saklamak için gelmedi.' diye dedikodu çıkartırdı. Gazel istemese de başını salladı.
"Kızlara da kıyafet ayarla Olcay." dedi.
"Biz şart mı?" dedi Hicran sonra
Gazel'in bakışını görünce sustu.
Olcay hemen işe koyuldu.
Gazel saks mavisi kalp yaka askılı bir elbise giydi. Ayakkabı olarak da siyah ince topuklu ayakkabı seçti. Saçlarını toplamak için ne kadar Olcay'a yalvardıysa da saçlarına açık bırakıp kalın dalgalar yaptı. Mini inci küpelerle kombini tamamladı.
Pamuk siyah önü dantellerle kaplı bir elbise giydi. Ayakkabı olarak siyah ayakkabı tercih etti saçını da mini bir dağınık topuz yaptırdı. Orta boy halka küpeleri taktı.
Hicran siyah pelerinli V yaka bir elbise giydi. Ayakkabı olarak toz pembe ayakkabı tercih etti. Saçlarını alttan toplattırdı. Hiçbir aksesuar kullanmadı.
Kadınlar şimdi yan yana dizilmiş Olcay'a bakıyordu. Hicran ve Pamuk gülümsüyor Gazel ise göz deviriyordu. Olcay Gazel'e ters bakış atarak kızlara döndü.
"Bebeklerim mükemmelsiniz. -Gazel'i işaret etti.- O paçoz değil." dedi ve kızlarla birlikte kahkaha attı. Gazel oflayarak çantasına uzandı ve hızla kapıya gitti.
"Ben gidiyorum siz burada kalıp gülüşün." dedi ve çıktı. Olcay kızları alıp aşağı indi.
....
"Hoşgeldiniz Gazel hanım." dedi garson. Gazel baş selamı verip etrafa baktı. Çoğu kişi onu ve kızları fark etmiş bakıyordu. Gazel, Erdem ile göz göze geldi. Yanındaki kadınları dinlemiyor direk Gazel'e bakıyordu. Gazel bakışlarını başka bir yere odakladı.
Suna Dinçer!
Bu saçma sosyetede tek ve en sevdiği kadındı Suna Dinçer. Genç yaşlarda dul kalmış ama gene de kocasından kalan şirketi yönetmişti. Diğer sosyetikler gibi koca merakına düşmemiş dimdik durmuş ve iş kadını olmuştu. Suna hanımın çok sivri bir dili vardı ki kadınlar Gazel gibi ona da laf söylemeye çekinirdi.
Gazel kızları kolundan tutup Suna hanıma götürdü. Suna hanım Gazeli fark edince elindeki bardağı bırakıp sırıtarak ona yürüdü.
"Hoşgeldin tatlım! " dedi. İçtenlikle sarıldı.
"Hoşbuldum canım benim. Nasılsın?"  dedi gülümseyerek.
Hicran Pamuk'a yaklaştı.
"Vallahi ben Gazel ablayı daha önce böyle görmedim."
Pamuk kıkırdadı.
"Sanırım bende." dedi.
Suna hanımın gözleri gülen kızlara döndü.
"Bu şeker hanımları tanıma şerefine nail olabilir miyim?" dedi. Gazel gülümseyerek arkasına döndü.
"Hanımlar bu Suna Dinçer. Benim kadim dostumdur."
Pamuğu işaret etti.
"Bu Pamuk. Benim kuzenim kendisi."
"Memnun oldum küçük hanım. Çok şık olmuşsunuz."
"Teşekkür ederim Suna hanım. O sizin güzelliğiniz." dedi Pamuk.
"Suna... Suna de lütfen." dedi.
Gazel Hicran'ı işaret etti.
"Bu Hicran benim arkadaşım." dedi.
"Memnun oldum hayatım. Sende çok hoş gözüküyorsun gerçekten. Gazel!  Bu tatlı hanımlarla neden tanışmadım ben? " diyerek sitem etti.
"İkisi de Mardin'de yaşıyordu." dedi Gazel.
"İltifatlarınız için çok teşekkür ederim Suna  hanım. Siz de çok güzelsiniz." dedi Hicran.
"Ayol güzellik mi kaldı? Yaşlandık yahu! "
"Saçmalama Suna. Hala çok güzel ve asil bir kadınsın." dedi Gazel. Suna hanım elini yanağına koyup Gazel görmemişcesine kızlara konuştu.
"Bu şaşkın aynaya bakmadan bir de bana güzel diyor." dedi. Kadınlar hep birlikte gülüştüler.
Bu ortamı bozan Erdem ve Nurcan'ın onlara doğru gelmesiydi.
"Bakalım ne diyecek gene kokana." dedi Suna hanım.
"Hoşgeldiniz şekerim. Çok şıksınız." dedi Nurcan.
"Teşekkürler Nurcan hanım. Siz de. " dedi Gazel.
Erdem bir adım öne atıldı. Suna hanım o sırada Pamuk ve Hicran'a konuştu.
"Yılışık şey. Rahat bırakmadı kızımı gene yapıştı hemen." dedi.
"İyi akşamlar Gazel." dedi Erdem ve elini uzattı.
"Sana da Erdem." dedi soğuk bir şekilde genç kadın.
Suna zafer kazanmışcasına Nurcan'a baktı. Hemen bozulan Nurcan müziğin sesini kıstırdı.
"İzninizle misafirlerimin önünde Gazel Demirkan'a birşey sormak isterim." dedi ve gülerek Gazel'e baktı.
'Sürtük! Evlenme konusunu açacak.'
"Evleneceğin haberini aldık. Bu doğru mu? " dedi seslice. Suna hanım öne atıldı.
"Ne saçmalıyorsun Nurcan kes şunu." dedi.
"Sen karışma Suna. Bırakalım da Gazel konuşsun." dedi.
Ve insanların arasından sorular gelmeye başladı.
"Kimmiş?"
"Kaç yaşında? "
"Buradaki kişiler arasından mı?"
"Yoksa Erdem Serez mi?"
"Kesin Erdemdir."
"Erdem olsa  sabahtan tüm sosyeteye yayardı. Bence o değil."
"Ee peki kim o halde?"
Gazel başını sertçe ovaladı tam başını kaldırıp cevap vermesini engelledi.
"Müstakbel karıma bu kadar soru fazla değil mi?"
.......
Herkese Merhaba! 
Umarım hikayemi beğenmişsinizdir. İyi okumalar♡

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin