1

16.1K 344 54
                                    

"İyi uçuşlar dileriz hanımefendi."

dedi kadın hostes. Genç kadın bir baş selamı verdi ve kafasını cama çevirdi. Derin nefes aldı. Mardin'e gidiyordu. Yıllardır gitmediği o cennet memleketine. Yaşadığı yer için bir sürü şey söylenebilirdi; Katil, acı, feryat...
Töre adı altında verilen zalim kararlar insanların hayatlarını ellerinden zalimce söküp alıyordu. Kaç anne ağlamaktan kahrolmuş, kaç genç kız küçük yaşta heba olmuş, kaç koca çınar adamlar toprak olmuş, kaç genç delikanlılar sürünmüşlerdi.
Burası Mardindi. Hayatın ta gerçeği..
-------
"Alo. Kızım neredesin?"
"Geliyorum yenge 10 dakikalık bir yol daha var. " dedi. Oya hanım telefonu kapatır kapatmaz yüzünde kocaman sırıtma oldu. Gazeli geliyordu. Siyah incisi, okyanus gözlüsü ...
Onu görmeyeli tam 6 sene olmuştu. Kapının hızla açıldığını görünce korkuyla titredi ve elindeki telefonu yere düşürdü Oya hanım. Gelen kocası Haşim ağaydı. Gazelin zalim amcası. Bir kez bile merhamet etmemişti bu kıza çünkü o Efsun'un kızıydı. O aşık olduğu kadının başka adamdan olan çocuğuydu. Ama anne babası ölünce onu sahiplenmiş sonrada daha fazla katlanmamak için İstanbula hem okumaya hemde şirketin başına geçirttirmişti.
Tüm Mardin bilirdi Haşim ağanın Efsun'a olan hislerini. Ama Efsun hanım Haşim ağaya değil de ağabeyi olan Selim'e aşık olmuştu. Üstelik Haşim ağayı da Oya hanımla evlendirmişlerdi. 4 çocukları olmuştu. Mert, Sadık, Nihal ve Pamuk .... fakat hiçbir zaman Haşim ağa sevmemişti Oya hanımı. Oya hanım ise ilk gördüğü gün aşık olmuştu kocasına ama nafile. Yıllar geçmişti ama Haşim ağanın içinden ne öfkesi ne sevgisi azalmıştı.
"O geliyor değil mi Sen çağırdın düğüne onu? "
"Evet Haşim ben çağırdım. O bizim kızımız sayılır. Böyle yapm-... "
"Kes sesini Oya! Bana akıl vermek ne haddine? Misafirler geliyor haydi yürü." dedi ve hızla çıktı odadan.
Bugün Oya hanımın kızı Nihal evleniyordu. Kafasını çevirdi yerdeki telefonu elinden aldı hızlıca çıktı odadan. Misafirler tek tek geliyordu. Siyah bir kaç arabayla birlikte. Şahoğlu aşireti gelmişti. Haşim ağa iyice gerindi. Kibirli bir bakış attı. Oya hanım onun aksine kocaman gülümsedi.
"Hoşgeldiniz Makbule hanım. " dedi yüzündeki gülümsemeyi eksiltmeden. Makbule hanım da karşılık verdi.
"Hoşbulduk Oya hanımcım. Nasılsınız inşallah?"
"Hamdolsun iyiyiz. Sizler nasılsınız? "
"Elhamdülillah iyiyiz."
İki kadın böyle konuşurken ağalar önden gitmişti Oya hanım kafasını Demir'e çevirdi.
"Makbule bu Demir mi? Maşallah çok büyümüş. " dedi gülümseyerek. Demir ise bir baş selamı verip Cihat ağanın yanına gitti. Cihat ağa onu görünce "Tamam oğul haydi arkadaşlarının yanına git." dedi . Demir arkadaşlarının yanına gitti.
..
Oya hanım başka misafirlerle ilgilenirken Makbule hanım hızla kızı Fatma'ya döndü. İşaret parmağını oda doğru uzatıp "Sadıkla sakın göz göze gelme - o sırada Fatma hızla gözlerini annesine kaldırdı. - anlamadım sanıyorsun değil mi? Fatma sakın! "
Makbule hanım çok geç kalmıştı bile. Fatmayla Sadık çoktan birbirlerine bakıp hasret gidermeye başlamışlardı. Düğün evin geniş avlusunda yapılıyordu. Bazıları heyecanlı bazıları meraklı bazıları hasretli ...
Konağın içine siyah uzun bir araba girmişti. Birkaç kişinin dikkatini çekmişti. Arabanın önünden takım elbiseli bir adam çıktı. Arka tarafın kapısını açtı. Gazel yavaşça arabadan indi. Üzerinde dizlerinin bir karış üstünde sarı renk bir elbise ve ayağında siyah topukluları vardı. Kafasını avluya doğru çevirdi. Şoföre dönüp "Eşyaları yukarı çıkar." dedi. Yavaşça ilerlemeye başladı. Oya hanım kocaman gülümsedi. Yüksek bir sesle "Gazel! " dedi hızla yanına geldi. Gazel güneş gözlüğünü çıkartıp yengesine baktı. Sımsıkı sarıldılar. Haşim bey çoktan gerilmiş dümdüz Gazel'e bakıyordu.
"Haşim biraz sakin mi olsan?" dedi Cihat ağa. Haşim ağa duymadı bile. Gazel etrafa göz süzdü. Bazı yerlerdeki erkek grupları çoktan bu güzel kadına bakmaya başlamışlardı. Demirin olduğu yerde de erkekler konuşmaya başlamıştı.
"Yarabbim sen neler yaratıyorsun?"
"Allahım bu nasıl bir güzellik?"
Gazel kafasını Haşim ağaya çevirdi. "Gazelim ne olursun sakin ol. Git amcanın elini öp haydi! " dedi Oya hanım. Gazel derin nefes aldı. Tüm asaleti ve dik bakışlarıyla yürüdü. Oya hanımın yanına gelen Makbule hanım "Bu Gazel mi? Aman Allahım yürüyüşü aynı Efsun değil mi?" dedi. Oya hanım gülümseyerek başını salladı. Aynı Efsun gibiydi. O da yürürken dimdik karşıya bakar kibar yürürdü. "Evet Gazelim aynı annesi gibi. " dedi mutlulukla.
Makbule hanım gururla Oya hanıma baktı. Bu kadın nasıl bir şeydi böyle? Kocasının aşık olduğu kadının çocuğuna hem annelik yapıyor, üstüne birde gururla bakıyordu genç kıza. 'Haşim seni hiç haketmedi Oya!' diye iç geçirdi.
Gazel, Haşim ağanın tam karşısında durdu. Gözlerinin en içine tüm nefretiyle baktı. Ona daha küçükken yapmadığını bırakmayan amcasına. Babasına ve annesine olan öfkesini ondan çıkaran amcasına. Yılların donuk kadını haline gelmesine sebeplerinden biri olan amcasına...
Haşim ağa iğrenç bir gülüş attı. "Hoşgeldin yiğenim. " dedi ve sarıldı. Gazel ellerini yumruk yapmış , vücudu kaskatı kesilmişti. Haşim ağa Gazelin kulağına yaklaştı. "Hangi yüzle geldin buraya?" dedi. Gazelin gözleri kopkoyu bir hal almıştı. Haşim ağaya döndü. "Ben Efsun'un kızıyım unuttun mu? Allem eder kallem eder istediğimi alırım. İstediğim yere giderim!" dedi ve geri çekildi. " Amca darılıyorum ama! Kendi evine gelen insana 'hoşgeldin.' denir mi? Misafir miyim ben?" dedi. Oya hanım korkuyla nefesini tuttu. Koşarak Mert'in yanına gitti. "Oğlum misafirlerin hepsi onlara bakıyor. Allah aşkına birşeyler yap! " dedi. Mert karısına baktı. "Yelda Gazel'i Nihal'in yanına götür hemen." dedi. Yelda kafasını salladı. Karı-koca koşarak iki öfkeden kaplan kesilmiş insanın arasına girdi. Gazel ciddi dururken Haşim ağa gülüyordu. Mert babasına baktı. "Baba yeter. Misafirlerin hepsi size bakıyor." dedi. Yelda Gazel'in koluna girdi. "Okyanus gözlüm insan bizi de görür yahu! Nihal seni bekliyor sabahtan beri yürü bakalım deli kız! " dedi ve sürüklemeye başladı. Gazel içeri girene kadar Haşim ağanın gözlerine bakmaya devam etmişti. Haşim ağa hızla Oya hanımın yanına gitti. "Ben sana demedim mi? Bak geldi hemen herkese nasıl da rahatsızlık verdi." dedi. Oya hanım dolu gözlerle kocasına baktı. "Allah bilir ne dedin kıza Haşim? Ne dedin de sana böyle baktı yüce Rabbim bilir." dedi soğuk bir sesle. Haşim ağa sinirle arkasını döndü.

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin