Gazel öyle birşey yapmalıydı ki şuan tüm sosyete sesini kesmeliydi. Yapacağı en ufak asilik aleyhine olurdu. Sosyeteyi umursadığı için değil hem boş işlerle uğraşmak istemediği hem de bağlantılarına zarar vermemek içindi. Gazel başını kalıdırp kalabalığı izledi ve güldü.
"Hanımefendiler ,beyefendiler! " diye başladı cümleye. Arkasını döndü. Demir'i görünce derin nefes aldı.
Demir siyah bir gömlek ve simsiyah bir takım giymişti. Kırmızı bir kıravat tercih etmişti. Gazel emin adımlarla ona doğru ilerledi ve gülümseyerek koluna girdi. Dürtmesiyle beraber kalabalığa doğru yürüdüler.
Şaşkınlıktan dona kalmış Erdem'e çarparak ilerlediler. Gazel Demir'in kolundan çıktı ve asilce gülümsedi.
"Müstakbel nişanlım, Demir Şahoğlu."
"Ne! "
"İnanamıyorum Demir Şahoğlu mu?! " dedi bir kadın. Gazel ona dönerek
"Evet sorun nedir? " dedi.
Suna hanım seslice konuştu.
"Şu herkesin bağlantı kurmaya çalıştığı İstanbul'un en kaliteli işlerine sahip olan Demir Şahoğlu?" dedi.
Gazel kaşlarını çattı. Ve Demir'e baktı. Demir ise elleri ceplerinde sadece Gazel'e bakıyordu.
Suna hanım Gazel'e biraz daha yaklaştı.
"Şekerim hatta biz de yapmaya çalışmıştık hatırlıyor musun?"
"İ-İmkansız ben onunla öyle birşey yapsam hatırlarım Suna."
"Benimle yapmadın zaten. Ağabeyimle yaptın." dedi Demir.
Gazel şaşkınlıktan nasıl tepki vereceğini şaşırdı.
Erdem koşarak Gazel'in önüne geçti.
"Gerçekten evleniyor musun Gazel. Hayatım lütfen yalan de gülelim." dedi alay edercesine. Demir tek kaşını kaldırıp Gazel'e daha da yaklaştı. Elini beline koydu.
"Sevgilim... Bir sorun mu var ?"dedi. Erdem Demir'e ters ters baktı. Gazel belindeki elin sahibinden kurtularak sahte bir gülüş attı.
"Hayır. Herşey yolunda... Canım. " dedi.
Genç kadın kendi ağzını parçalamak istedi.
Erdem derin bir nefes aldı.
"Doğruymuş. -Gazel'e döndü.- Peki bugün asansöre bindiğimizde neden cevaplamadın?" dedi.
Demir'in gözleri Gazel'e kaymış cevap bekliyordu. Gazel yutkundu.
"Tek tek söylemekle uğraşamazdım. Bu akşam ki davet de açıklayacaktım. Süprizi bozmak istemedim ama sen ve Nurcan hanım süprizimi biraz bozdunuz. Her neyse işte! Evet Erdem bizi tebrik etmeyecek misin?" dedi.
Gazel aleyhine olan şeyi lehine çevirdiği gibi şimdi de Erdem'i zorluyordu. Çünkü Erdem'in kendisini ne kadar istediğini biliyordu. Kışkırtmak amacıyla genç kadın Demir'in koluna girdi ve Erdem'e kibirli bir bakış attı.
Erdem öylece duruyor dişlerini sıkıyordu. Hiç birşey demeden oradan ayrıldı.
Gazel samimiyetsiz bir kahkaha attı ve arkasını döndü. Demir o anda kolunu tuttu.
"Senin burada ne işin var?"
Gazel sinirle Demir'in eline vurup kolunu kurtardı.
"Bana sakın dokunma Şahoğlu canın yanar. Beni bu durumdan kurtardın sanma işler daha berbat bir hal aldı! " dedi ve hanımların yanına ilerledi. Demir ceketini düzeltip Gazel'i takip etti. Suna hanım birşeyler anlatıyor kızlar da gülüyordu.
Gazel gelince ciddiyete büründüler. Demir Gazel'in hemen arkasında belirdi.
Suna hanım sitemle
"Evlilik ha?! -Nurcan hanımı göstererek - Şu kokana bile biliyor ben nasıl bilemiyorum?"
"Suna.. Haklısın sana söylemem gerekirdi. Ama çok ani oldu."
"Neyse canım bunun için küsecek değilim. En fazla trip atarım biraz."
Gazel göz devirdi. O sırada yanlarında Olcay belirdi.
"Gazel şekerim , Demir bey merhabalar efendim ben Olcay. Tasarımcıyım."
"Terzi değil misin?"
"İkisi de . Hem çizer hem dikerim. -Gazel'e döndü.- Mmm.. Gelinlik için birkaç model buldum.
İsterseniz Demir bey ile seçin beraber." dedi.
Gazel zoraki bir şekilde gülümsedi ve eline tableti aldı.
"Gelinlik şu olsun. " dedi.
Kalp yaka kolları ve omuz kısmı dantellerle kaplı bir gelinlikti. Balık tarzında olan gelinlik çok sade duruyordu. Olcay şaşkınlıkla baktı.
"Ama şekerim bu kıyafet biraz basit değil mi?"
"O zaman neden modellere ekledin Olcay?"
"Araya karışmış."
"Tamam şimdi de onu istiyorum.
"Pe-peki tatlım. Ayakkabı olarak tercihin nedir?"
"Düz ayakkabı işte Olcay. Bembeyaz olsun."
Olcay göz devirdi. Bu kadına kafa tutmaya gelmezdi.
"Ona da peki. Çiçeğin nasıl olsun rengi falan -heyecanla gülümsedi.- Aaa! Bak çiçeğin rengini iyi seç biliyorsun her çiçeğin kendine özgü bir manası var."
"Biliyorum... Hmm.. Peki gül olsun."
Olcay sevinçle güldü.
"Oo... Hangisi tatlım kırmızı mı beyaz mı?"
"Siyah."
Ortamdaki herkes Gazel'e bakıyordu.
Ses çıkarmadan baktılar genç kadına diyecek hiçbir şey bulamıyorlardı.
Demir sinirle konuştu.
"Siyah gül... Yani ölüm ve yas." dedi.
Gazel başını çevirip ona öfkeyle bakan adama gülümsedi.
"Tebrikler canım." dedi.
'Canım.' kelimesini bastıra bastıra söyledi.
Demir sinirle gözlerini kapattı.
"Aslında... " diye söze başladı Hicran. Demir dahil bütün başlar ona döndü.
"Öbür yandan da pozitif bir anlamı da vardır siyah gülün. Evet, siyah ölümün rengidir. Ama ölüm her zaman mateme sebep olmaz. Ölüm aynı zamanda yeni şeylerin başlangıcıdır, keşfedilmemiş bölgelere bir yolculuktur." dedi.
Gazel odaklanmış Hicran'a bakıyordu. Ama aklında kalan sadece bir cümleydi.
'Ölüm aynı zamanda yeni şeylerin başlangıcıdır! '
Bakışlarını Hicran'dan çekip o ortamdan hızlıca ayrıldı. Etrafta deli gibi geziniyor kafasındaki sesleri bastırmaya çalışıyor. Artık dayanamaz hale geldiğinde sendeleyerek lavaboya ilerledi. Bir kabine kendini kapattı. Kulaklarına bütün gücüyle bastırdı. Dişlerini sıkıyor, ağzından kaçan iniltilere hakim olamıyordu.
'Ölüm aynı zamanda yeni şeylerin başlangıcıdır.!
"Yeni başlangıç."
Gözlerinden yaşlar akıyor vücuduna tırnaklarını geçiriyordu. Seslice nefes almaya başladı.
"BAŞLANGIÇ! "
"Gazel!!! " diye bağırdı kapıdan bir ses
Gözlerini açtı genç kadın. Dışarıdan Erdem'in sesi geliyordu. Genç kadın zor da olsa toparlandı. Çantasından telefonu çıkarttı. Gözünden akan makyajı sildi saçlarını ve kıyafetini düzeltti. Yüzünde en ufak bir acı belirtisi kalmadı. O sırada boynunda tırnak izi gördü. Bir küfür savurdu. Açık olan saçlarını öne aldı. Olcay 'a şuanda bir teşekkür borçluydu. Tek kaşını kaldırıp kabin kapısını açtı.
"Ne oldu?"
"İyi misin Gazel?! " dedi Erdem.
"Evet neden?"
"Bir ses duydum."
"Ben değilim."
"Yalan söyleme güzellik senden başkası yok burada."
O sırada başka bir kadın sesi gelmişti. Sanırım midesi bulanıyordu . Gazel tekrar Erdem'e baktı.
"Şimdi çık."
"Ama Gaz.... "
"HEMEN ÇIK! "
Erdem pes etti ve dışarı çıktı. Gazel diğer kadının da çıkmasını bekledi. O çıkar çıkmaz makyaj çantasından kapatıcıyı getirdi. Hızla boynunu sürmeye başladı. Kimse onu bu halde görmemeliydi. Yoksa güçsüz bir kadın olarak gözükürdü .
Hayır hayır.
Gazel boynuna kapatıcıyı sürerken aynadaki görüntüsüne baktı. Soluk bir yüz, biraz akan makyaj, çizik bir boyun...
Gözleri doldu genç kadının bu kadar halsiz olmayı o da beklemiyordu.
Hızla toparlandı ve yüzündeki makyaja da el attı.
Yüzüne küçük bir gülücük kondurup lavabodan çıktı.
Çıkmasıyla karşısında Demir'i görmesi bir oldu.
"Nerelerdeydin?" dedi. Gazel alaycı ve aşağılar gibi bir bakış attı.
"Seni ne ilgilendirir?"
"Müstakbel kocan olarak ilgilendirir diye düşünüyorum."
Gazel göz devirdi ve içeriye doğru ilerledi.
Kızların yanına gidip eğlenmeye devam etti.
Gecenin sonuna doğru telefonu titredi. Arayan Figen'di.
Hızla dışarı çıktı ve telefonunu açtı.
"İşlem tamamdır patron. Artık işlettiğiniz yerin sahibi sizsiniz. Demirkan şirketlerinin biri tamamen sizindir." dedi.
Gazel telefonu kapattı. Yüksek sesle bir kahkaha attı. Elini kolunu bağlayan herşeyden kurtuluyordu. Balkonda derin nefesler alıp zafer gülüşünü yüzüne koymuştu.
"Benim... Artık benim."
"Senin olan şey nedir şekerim?" dedi Suna. Gazel yüz ifadesini hiç bozmadan.
"Başardım Suna. O şirketlerden biri benim. Tüm yetki sahibi benim. "
Suna elindeki bardağı yere düşürdü. Sonra da arkadaşına sarıldı.
"Canım ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama böyle bir işe girişmese miydin?"
"Artık çok geç. Yarın sabah Haşim ağanın sesini duymak için sabırsızlanıyorum."
Suna çaresizlikle başını salladı. İçeriye doğru ilerledi.
Gazel çok yüksekte olduğunu fark etti hem de çok... Buradan atlasa? Kimse fark etmezdi.
Çok yaşamamış mıydı? Bu kadar acı yüreğine fazla gelmişti zaten toparlıyamıyordu bir türlü.
Boşluk bulduğu yere çıktı.
Sözler kelimeler çaresiz kalınca bu kez insanın bedeni işe giriyor.
Bir adım daha...
Gazel'i düşüncelerinden bölen beline baskı yapan bir çift eldi. Onu aşağı doğru itti. Gazel güçlü bir çığlık attı. Çığlığını duyan kişiler bağırmaya başladı.
"Gazel düşüyor yardım edin! "
Gazel balkon demirlerine tutunmuştu.
Balkona yakın olan Olcay koşarak Gazel'e geldi. Kollarından kavrayıp yukarı doğru çekti. Daha sonrasını kendi halleden Gazel balkona tekrar çıkmayı başardı. Ama olduğu yere çöktü.
"Hemen su getirin hemen! " dedi Olcay.
Pamuk ve Hicran kalabalığı farketmiş oraya bakıyorlardı. Gazel'i fark edince ikisi de korkuyla genç kadına koştu.
"Gazel ne oldu?! "
"İyi misin abla? " dediler.
Gazel elini iyiyim dercesine salladı. Olcay'a tutunarak ayağa kalktı.
"Biri beni aşağı itti."
Demir ve Erdem kalabalığı yararak geldi.
"Nasıl itti? Gördün mü iten kişiyi?" dedi Demir.
Gazel hayır dercesine başını salladı.
"Düşmanın falan var mı çevrede? " diye sordu tekrardan.
"Gazel'in her tarafı düşman kaynıyor ." dedi Suna.
"Gel seni taşıyayım."dedi Erdem.
Gazel eliyle Erdem'i durdurdu.
"Ben kendim giderim." dedi. Kızlara baş işareti yapıp. Sendeleyerek de olsa ilerledi.
Asansöre binince tuttuğu nefesini dışarı verdi.
Kızlar endişeyle Gazel'e bakıyordu. Gazel bakışlarını hissettiği anda dikleşti ve gülümsedi.
"Sorun yok." dedi.
"Gazel az kalsın ölüyordun nasıl sorun yok? " dedi Pamuk.
Gazel ters bir bakış attı.
"Ama ölmedim." dedi.
Odalarının olduğu kata gelince asansörden çıkıp hızlıca odalarına girdiler.
Gazel bir gecelik alıp banyoya gitti.
Lavaboya ellerini bastırarak başını eğdi. Derin nefesler almaya başladı.
"Sakin ol... Sakin ol sorun yok." dedi.
Yüzündeki makyajı sildi ve hızla geceliğini giydi.
Kızlar da çoktan giyinmiş yataklarına yatıyorlardı.
Herkes birbirine iyi geceler dileyip yattı.
......
"Olcay ne olur bırak beni." de Gazel
"Olcay abi bizi bırak Allah aşkına." dedi Hicran.
"Allah'ım bizi Olcay abinin şerrinden koru amin." dedi Pamuk.
Olcay sabahın erken saatinde odaya tabiri caizse dalmış, kızları yataktan sürükleyerek uyandırdı.
"Yahu bunlar -Hicran ve Pamuk'u gösterdi.- neyse. Sen nasıl yatarsın ayol? Zaman kısıtlı zaten kalk prova yapmamız gerek." dedi Olcay.
Gazel oflayarak kalktı. Olcay hemen odanın ortasında olan eşyaları toplattırdı ve bir basamak koydurdu.
Gazel'in eline gelinliği verip giymesini söyledi.
O sırada odanın kapısı çaldı. Adamlardan biri kapıyı açtı.
"Hosgeldiniz efendim buyrun." dedi.
"Demir bey hoşgeldiniz efendim."
"Olcay bey ben aslında..... "
"Gazel'i izlemek için mi? Buyrun oturun koltuğa Gazel gelir şimdi. "
Demir aslında kendine takım elbise diktirmek istediğini söylemek için gelmişti. Bir anda kendini koltuğa otururken buldu.
Olcay Allah seni kahretsin bu nasıl fermuar? Ulaşamıyorum." diye hayıflanarak geldi Gazel.
Demir karşısında duran sırtı dönük huriyi izliyordu. Hafif bir tebessüm belir yüzünde.
Çok güzeldi. Fazla güzel...
Gazel önüne döndüğünde Demir ile karşılaştı.
Sıkıntıyla üfledi. Olcay fermuarı kapatınca basamağa çıktı.
Olcay şaşkınlıkla
"Şekerim sen kilo mu verdin?" dedi.
Gazel başını salladı. Bu kadar strese kilo vermemesi imkansızdı.
Gazel'in telefonu çaldı. Önemli bir toplantıya gitmesi gerekiyordu. Zorla da olsa Olcay'ın elinden kurtulabilmiş hızla giyinip şirkete gitmişti.
Üstüne beyaz bir gömlek altına kalem bir etek giymişti. Saçlarını aşağıdan örmüş halka küpelerini takmıştı. Yolda arabanın içinde spor ayakkabılardan kurtulup siyah stiletto giymişti.
Araba şirkete geldiğinde dışarı çıkmak istedi ama magazincileri görünce duraksadı.
"Allah kahretsin! " diye tısladı. Güneş gözlüğünü takıp çantasını koluna taktı. Arabadan iner inmez magazinciler peşinden koştu.
"Gazel hanım evleniyor musunuz?"
"Efendim Demir Şahoğlu ile evleneceğiniz söyleniyor doğruluğu var mı?"
"Gazel hanım bir açıklama yapmayacak mısınız?"
Gazel güvenliklerin yardımı ile anca kurtuldu. Şirkete girer girmez herkes hazırola geçti. Figen kapıda elinde dosya ile bekliyordu.
"Hoşgeldin patron."
Gazel dosyayı sertçe çekti hızlıca asansöre ilerliyordu.
"Yok edin şunları." diye bağırdı.
"Dediğini duydunuz hadi gidin! " dedi Figen.
İki kadın asansöre bindi. Gazel başını Figen'e çevirdi.
"Onlar nasıl? "
"Gayet iyi patron yanlız Fatma hanımın hala yakalanma korkusu var."
"Nasıl yani?"
"Abisinin elinin her yere uzanacağını söyledi. "
Gazel alaycı bir gülüş attı.
'Nah uzanır!' dedi kendi kendine.
"Düğün tarihi ayarlandı mı?"
"Evet patron 2 gün sonra."
Gazel onaylarak başını salladı. Asansör istediği kata gelince beraber aşağı indiler. Cam odaya giriş yaptı.
"Hoşgeldiniz beyler. Oturun lütfen." dedi ve toplantıya hemen başladı.
....
Demir arabasını park etmiş, şirkete ilerliyordu.
Şirkete giriş yaptığında herkes şaşkınlık ile izliyordu.
'Demek ki doğruymuş. Evleniyorlarmış.' diye herkes içinden geçirdi .
Demir bir masaya ilerledi. Kadın ayağa kalktı.
"Efendim hoşgeldiniz. Gazel hanım toplantı odasında." dedi. Demir gülümsedi.
"Ah! Hoşbuldum. Ben nişanlımı odasında beklesem daha iyi olmaz mı?"
Kadın duraksadı.
"Siz nasıl arzu ederseniz Demir bey."
Odasının katını söyledi ve Demir asansöre gidince hemen telefona sarıldı. Bir dakika bekledikten sonra konuştu.
"Alo, Sinem hanım. Efendim söylentiler doğruymuş."
......
Demir odaya ilerlerken cam odadan Gazel'i dinliyordu. Kemik gözlüğünü takmış hararetle birşeyler anlatıyordu. Etrafında adamlar sadece onu dinliyor hiç kafalarını çevirmiyorlardı. Demir biraz daha Gazel'i izledi. Sonra odasının kapısında büyük yazıyı gördü.
YÖNETİCİ
GAZEL DEMİRKAN
.
Yazıyı biraz inceledikten sonra içeri girdi.
Odanın duvarları bembeyaz renkteydi. Tablolarla odaya efsunlu bir hava veriyordu. Tüm eşyaları simsiyahtı. Dolaptaki dosyaları düzenliydi. Etrafta tek bir düzensizlik yoktu. Masaya yaklaştı ve dokunarak inceledi. Masanın üstünde bazı çizimler duruyordu. Kalemler bile düzenliydi. Eline çerçeveyi aldı. Gazel siyah bir elbiseyle kameraya poz vermiş hafiften gülümsemişti. Demir elini fotoğrafa götürdü. İnkar edemezdi Gazel'den hoşlanıyordu. O akşam istemeye gittiklerinde Pamuk yerine Gazel'i isteyeceklerini duyduğunda ne diyeceğini şaşırmıştı. Evlenme sebebi aklına geldi. Elindeki çerçeveyi sıktı.
Bir süre sonra 'çıt' sesi geldi. Çerçeve cam ile birlikte çatlamıştı. Masada diğerlerinden ayrı olarak bir dosya daha gördü. Herşeyi simsiyah dosyayı eline aldı. Dosyanın kapağını açıp incelemeye başladı. Sessizce küfür etti.
"Nasıl yani? Şirketi kendi üzerine mi yapmış? Haşim ağa hiç öyle biri değil ama." dedi. Telefonu cebinden çıkardı. Kağıtların fotoğrafını çekti. Ayak sesleri duyunca başını kaldırdı.
Genç adam hızla yerine bıraktı.
Hemen kendi yerine oturdu ve beklemeye başladı.
Gazel kapıyı hızlıca açtı. Hemen karşısındaki dosyalara ilerledi. Peşinden Figen de gelmişti. Demir'i görünce duraksadı. Gazel dosyaları inceliyordu.
"Figen yarın toplantım yok diye biliyorum doğru mu?"
"......"
"Figen! "
"Hosgeldiniz efendim." dedi Figen.
Gazel gözlüğünü çıkartıp arkasını döndü.
"Ne diyorsun sen? " dedi. Demir'i görünce duraksadı. Hiç tepki vermeden koltuğuna oturdu. Demir'e bir bakış attı.
Masayı incelerken kırık çerçeveyi gördü. Demir'e bakıp tek kaşını kaldırdı. Masadaki konuma bakarken siyah dosyadan çıkan bir kağıdı gördü. Demir nefesini tuttu. Gazel siyah dosyaya bakarak sinirle konuştu.
"Figen odadan kaybol ve kimseyi alma."
"Emredersiniz." dedi ve koşarak çıktı.
Bir adamın odaya doğru ilerlediğini gördü.
"Figen hanım merhaba! Gazel hanım içeride mi? "
"Evet neden?"
"Birşey göstermem gerek."
"Ölmeye hazırsan göster."
"Anlayamadım?"
"İçeride ateş ile barut var. Bize düşen kaçmaktır." dedi ve adamın koluna girerek uzaklaştırdı.
Gazel hala dosyaya bakmaya devam ediyordu. Sonunda bakışlarını kesmesine sebep olan Demir'in gülüşüydü.
"Kedi kaplan olmuş.... Orman Kralı'na baş kaldırmış... "
........
♥İYİ OKUMALAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL
Teen FictionG&D ... . BU HİKAYEDEKİ KİŞİLER VE MEKANLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEKLE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR.