10

3.2K 156 3
                                    

Gazel yattığı yerde usulca gerindi. Demir çoktan çıkmıştı. Kapının dışından birkaç kadının sesi geliyordu. Kapıyı çalmaya başladılar. Gazel kaşlarını çattı. Kalkıp kapıyı açtı.
"Buyurun? "
"Kızım çarşafı versene. "
"Ne? Neden ki? "
Kadınlardan biri tuhaf tuhaf güldü.
"Ya hu kızım adettendir konuşturma bizi işte."
Gazel kapıyı kapattı. Çarşafı yerinden söküp kapıya gidecekken durdu.
Kahretsin!
Çarşaf istedikleri gibi değildi.
Gazel 'Banane zaten berdel bu. Ne bekliyorlardı mutlu mesut bir evlilik mi?' diye düşündü. Kapıya yaklaştı ama sonradan vazgeçti.
Kadınların konuşmalarına katlanmak istemiyordu.
Buna bir çözüm bulmalıydı. Hızla keskin bir parça aramaya başladı. Bulunca çarşafı yere serdi. Eline doğru tuttu sivri parçayı. O sırada kapıdan ittirme sesi geldi. Gazel o korkuyla elini derinden kesti. Kan çarşafa damladı. Gazel kesik elini arkaya alıp diğer eliyle kapıyı açtı. Çarşafı kesik olmayan eliyle uzattı ve hızla kapattı.
"Sizin de lanet adetiniz de yerin dibine girsin! " diye bağırdı.
Bulduğu bir kumaş parçasını eline sardı ve hızla dolaba ilerledi. Üstünü değiştirdi. Kapıyı sessizce açtı ve evin dışına doğru ilerledi. İki adam genç kadının önünü kesti.
"Hanımım buyurun? "
"Çıkın önümden. "
"Bir isteğiniz varsa biz halledelim."
"İstemez. Kendim yaparım çıkın."
Adamlar çekilmek zorunda kaldı. Gazel hızla dışarı çıktı.
Gazel koşarak sağlık ocağına gitti. Bir doktor oturuyor, hemşire ile konuşuyordu.
"Bakar mısınız doktor bey? " dedi.
Uzun boylu doktor Gazel'e doğru döndü.
Doktor Gazel'i incelerken elini gördü.
Beyaz bez tamamen kıpkırmızı olmuştu.
Hızla Gazel'i içeri aldılar. Hemşire ilk yardım çantasından gerekli malzemeleri aldı. Doktor ona yaklaşıp birşeyler mı
Doktor bezi çıkarıp genç kadının eline bakarken diğer yandan da sorular sordu.
"Elinize ne oldu? "
"Kesildi."
"Ne ile kestiniz? "
"Bilerek kesmedim doktor."
"Anladım."
Doktor yarayı ilaçla temizleyip sardı. Gazel işi bitince ayağa kalktı.
"Teşekkür ederim doktor bey. "
"Rica ederim...... Hanımefendi."
"Gazel... Gazel Demirkan."
Arkadan bir ses geldi.
"Okan? "
Bu ses Demir'e aitti. Gazel arkasını dönüp baktı. Daha sonra doktora döndü.
"Adınız Okan mı?"
Doktor gülümsedi.
"Evet. "
Gazel tekrar Demir'e döndü.
"Senin burada ne işin var? "
"Ben ziyarete geldim. "
Gazel cevap vermeden dışarı çıktı.
"Neden burada? " diye sordu Demir.
Okan ellerini birleştirdi.
"Elini kesmiş."
"Ne?"
Demir koşarak dışarı çıktı. Hızla giden Gazel'in önünü kesti.
"Eline ne oldu?"
Gazel tek kaşını kaldırdı.
"Hiçbir şey. Çekil önümden."
"Söyle."
Gazel sinirli bir şekilde bağırdı.
"Sizin saçma salak adetleriniz yüzünden." dedi ve Demir'i omuzundan ittirip hızla ilerledi.
Genç kız yürüyordu ama nereye gideceği hakkında bir fikri yoktu. Boş boş geziniyordu.
Sonunda sıkılıp konağa girdi.
Makbule hanım gözleri yaşlı bir şekilde çardakta oturuyordu.
Genç kadın kaşlarını çattı. Yavaşça yanına ilerledi.
"İyi misiniz? "
Makbule hanım başını kaldırıp Gazel'e baktı. Gazel şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Makbule hanımın gözleri şişmiş kan çanağına dönmüştü adeta. Gazel usulca yanına oturdu.
"Sorun nedir? "
Makbule hanım başını yere indirdi. Titrek bir nefes aldı. Başını kaldırıp uzaklara baktı.
"Sadık ile Fatma gelmiş."
Gazel omuzlarını dikleştirdi.
"Görmek istedim kızımı ama herkes karşı çıktı. Cihat, Selçuk, Furkan, Demir.... Hepsi hepsi." dedi ve ağlamaya başladı.
"Güvende miydi acaba? Ne yedi ne içti? Meraktan ölüyorum. Anne yüreği işte." dedi çaresizce.
Gazel sessiz bir şekilde konuştu.
"Güvendeydi."
Makbule hanım anlamayan bakışlarla Gazel'e baktı.
"Nasıl yani? Sen nereden biliyorsun? "
"Onları ben sakladım."
Makbule hanımın dizlerinin bağı çözüldü adeta.
Bu kız kendi kızını ölümden kurtarmıştı. Ama kendini ateşe atmıştı.
"Fatmam'ı sen mi korudun o kadar gün? "
"Yazlığımda kaldılar. Nikahları kıyıldı. Evlenmeden önce odaları hep ayrıydı."
Makbule hanım sımsıkı sarıldı Gazel'e. Gazel hiçbir şey yapmadan bekliyordu.
"Yavrum Allah senden razı olsun. Allah sana uzun ömürler versin."
Bu sarılmaya her ad verilebilirdi.
Mutluluk, çaresizlik, yorgunluk....
Ama genç kadının şuan en iyi bildiği birşey vardı.
Uzun zamandır biri bu şekilde en içten sarılmamıştı.
"Senden birşey isteyebilir miyim? " dedi Makbule hanım
"Tabii buyurun."
Makbule hanım kocaman gülümsedi.
.....
Sadık konağın kapısına bavulları bıraktı. Fatma tereddütle baktı kapıya. Sadık Fatma'yı anlamış olacak ki genç kızın ellerinden tuttu.
"Sadık korkuyorum. " dedi Fatma.
"Korkma güzelim herşey güzel olacak inşallah."
İki genç konağa adımını attılar.
Hizmetliler şaşkınlıkla çifte bakıyordu.
Oya hanım camdan fark etmiş koşarak aşağı indi. Mert öfkeyle aşağı indi. Herkesten önce aşağı indi ve Sadık'a sıkı bir yumruk attı.
"Nerelerdesin lan sen şerefsiz! "
Yelda koşarak araya girdi.
"Mert yapma ne olur! " dedi yalvarırcasına.
Sadık'ın iki yakasından sıkıca tuttu.
"Sen çekil Yelda! Ulan neredeydin it herif. Ne hale geldik biliyor musun sen lan? "
Sadık konuşmuyordu sadece Mert'e bakıyordu.
Mert sert bir yumruk daha attı.
Sadık yere düştü. Ağzı kanamıştı. Fatma koşarak Sadık'a baktı. Mert tekrar Sadık'ın üstüne yürüyecekken Fatma kendini öne attı.
"Abi ne olur dur! " dedi yaşlı gözlerle.
"Neden yaptınız Fatma? Neden? Gazel neler yaşadı biliyor musunuz?"
"Biliyoruz." dedi Sadık ayağa kalkarken.
Mete kaşlarını çattı.
"Bize o yardım etti."
Mert istemsiz güldü.
"Yalan bu." dedi.
Sadık başını 'hayır' dercesine sağa sola salladı.
"Değil."
"Yalan lan! " diye bağırdı Mete. Yelda Mete'nin koluna yapıştı.
"Gazel bize yardım etti. Sakladı bizi. "
Mete sinirden zangır zangır titriyordu. Hızlıca konaktan çıktı. Arabasına binip sürmeye başladı Yelda ve Oya hanım da onu diğer araba ile takip ettiler. Mete direksiyona vurup duruyordu.
"Neden Gazel! Neden yaptın? Neden kendini ateşe attın?! "
.......
"Beni Fatma ile buluşturur musun?"
"Neden olmasın? Tabii ki yaparım."
dedi Gazel.
"Allah razı olsun güzel kızım."
"Cümlemizden."
Bir süre sessizlik oluştu iki kadının arasında.
Makbule hanım Gazel'i inceledi. Çok narindi. Çok güzeldi. Dayanamayıp fısıltıyla konuştu.
"Gözlerini babandan almışsın. Yüzünü annenden."
"......"
Gazel cevap vermek yerine Makbule hanıma baktı.
"Görmüş geçirmiş biri olarak söylüyorum. Ali abinin hırsı yıkılmazlığı, Efsun'un temiz kalbi bir bedende vukuu bulmuş. Çok şirin güzel bir çocuktun. Ama gel gör ki o günden sonra.... " Makbule hanım bekledi.
Gazel gözlerini sıkıca kapattı. Aklına o sahne geldi. Annesinin öldüğü an...
Bir anda titredi.
Makbule hanım devam etti.
"Kalbini kapatmışsın. 15-16 yaşlarında bir ara cıvıl cıvıl olmuştun. Ama o zaman da kara gölge gibi Haşim ağa çöktü üzerine. İstanbul'a gittin. Şimdi ise geri döndüğünde sert bir kaya ile karşılaştık."
Gazel hızla ayağa kalktı. O sırada kapıdan Demir girdi. Gazel hızla arkasını dönüp gidecekken bir ses onu durdurdu.
"Gazel! "
Bu Mete'nin sesiydi.
Herkes bir anda Mete'ye döndü.
Hatta Selçuk ve karısı Sevda bile dışarı çıktı.
Gazel anlamayan gözlerle Mete'ye ilerledi.
"Neler oluyor Mete? "
Mete hızla Gazel'e yürüdü. İki kolundan sıkıca tuttu.
"Nasıl yaparsın bunu nasıl? " dedi.
Gazel kaşlarını çattı.
"Ne diyorsun Mete söyle. Mete bırak kolumu! " dedi ve kendini onun ellerinden kurtardı. Demir ve Selçuk Mete'yi tuttular.
O sırada konağın içine Oya hanım,Yelda, Pamuk, Sadık ve Fatma girdi.
Fatma'yı gören sevda şaşkınlıkla
"Fatma? " dedi.
Demir arkasını döndü. İçini kocaman bir alev topu sardı. Hızla iki gence doğru yürümeye başladı.
"Defolup gidin evimden lan! " diye bağırdı.
Selçuk Mete'yi bırakıp Demir'e doğru koştu.
"Sadık ile Fatma'yı sen mi sakladın?! " diye bağırdı.
Demir olduğu yere çivi gibi çakıldı. Selçuk dahil herkes şaşkınlıkla Gazel'e bakıyordu. Gazel ise sadece Mete'ye...
"Neden kendini ateşe attın Gazel neden?"
"....."
"Sen bize bunu nasıl yaparsın? "
"Başka şansım yoktu Mete."
"Arkamızdan iş çevirdin! "
"Mete hayır."
"Ne o zaman ne? "
"Sebebi yok. Düşene bir tekme ben vuramam... Vurmam. "
Mete arkasını dönüp ellerini saçlarına daldırdı. Sinirle çekti. Kuruyan dudaklarını yaladı.
Yelda korkuyla konuştu.
"Mete'm ne olur sakin ol."
Mete hızla Gazel'e döndü.
"Sayın Gazel Demirkan'ın aklından neler geçtiğini bilmek çok basit:
Onlar yardım istedi. Sen yardım ettin ama hesap etmediğin bu evlilikti. "
"Mete yeter."
"Ne o yoksa Demir'e olan aşkından mı yaptın? "
"Mete yeter dedim."
"Çürüyüp gideceksin. Kendini yakıyorsun. Aynı annen..... "
Mete'nin konuşmasını bitiren Gazel'in bakışları oldu.
Oya hanım korkuyla sadece "Mete." diyebilmişti.
Gazel yavşaça Mete'ye yaklaştı.
"Defol git."
"Gazel ben özür dilerim beni yanlış anladın."
"Defol git Mete."
"Gazel, Efsun yengemi çok sevdiğimi biliyorsun."
"Sana defol git dedim! " dedi ve Mete'yi kolundan ittirdi. Mete üzüntülü gözlerle konağın dışına çıktı.
Makbule hanım Fatma'ya bakıp iç geçirdi.
"Kızım.. " diyebildi titrek bir sesle.
Fatma tam adım atacakken bir ses onu durdurdu.
"Sakın. "
Bu ses Demir'e aitti.
"Bu eve sakın adım atayım deme."
"Abi.. " dedi Fatma. Sesi ağlamaklıydı.
"Selçuk abi.... " dedi. Selçuk'ta kafasını çevirdi.
Makbule hanım ağlamaklı bir sesle
"Demir..." diyebildi sadece.
Demir annesine bağırdı.
"Anne içeri gir. "
"Demir yapma... " dedi annesi.
Demir herkesin ürkmesine sebep olan bir sesle
"İçeri gir! " diye bağırdı. Selçuk başıyla Sevda'ya işaret etti. Sevda Makbule hanımı alıp zor da olsa konağa girdi.
Demir daha sonra Fatma'ya döndü.
"Sende defol evimden! " dedi. Sadık bacakları titreyen Fatma'nın omzundan tuttu. Sessizce konaktan çıktılar.
Selçuk da konağa girdi.
Avluda sadece Demir ve Gazel kalmıştı.
Demir ağır ve sert adımlarla Gazel'e ilerledi.
Ne demeliydi bu kadına?
Gazel'e bir adım mesafe kala durdu.
Gazel mavi gözlerini onun sinirli gözlerine kitledi. İkisi de konuşmuyor birbirine bakıyordu.
Demir derin nefes aldı.
Gazel konuşmasına izin vermeden konağa girdi. Demir hızla merdivenleri çıktı. Odaya girdiğinde bas bas bağırmaya başladı.
"Sen nasıl yaparsın böyle birşeyi?! "
"Karışma bana." dedi Gazel. Arkasını dönüp gidecekken Demir kolundan tutup kendine çekti genç kadını.
"Bana cevap ver." dedi Demir tehdit eder bir sesle.
Gazel sinirle elini Demir'in göğsüne koyup ittirdi. Öfkeyle bağırdı.
"Dokunma bana! "
"Cevap ver dedim sana! " dedi Demir.
"Yardım istedi." dedi Gazel ve devam etti.
"Etmeyip ne yapsaydım sürünseler miydi?!" dedi.
"Beter olsunlar. "
"Beter olsun dediğin kişi kız kardeşin. Diğeri de kocası."
Demir dayanamadı. Çok gür ve sert bir sesle bağırdı.
"Kes sesini! O benim hiçbir şeyim artık! "
"Pişman değilim." dedi Gazel inadına başını dik tutarak. Ve ekledi.
"Gene olsa gene yaparım."
Demir artık sabrının son kısımlarını bitirmişti. Kapıya sert bir yumruk atıp odadan çıktı.
O sırada aşağıdan Makbule hanım, Sevda ve Selçuk'un sesi geliyordu. Demir koşarak aşağı indi.
Gazel de yükselen sesleri duymuş aşağı inmişti.
....
Makbule hanımın ağlama sesleri konağın her yerinde duyuluyordu. Sevda telaş içerisinde kayınvalidesini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Anne ne olur sakin ol bak yalvarırım."
"....."
Makbule hanım cevap vermek yerine daha da içli ağlıyordu. Odaya Selçuk girdi. Ağlayan annesini görünce yüzü değişti. Bozuk olan morali daha da bozuldu. Sevda Selçuk'a döndü.
"Selçuk anneni hastaneye mi götürsek? Korkuyorum birşey olacak diye." dedi.
Selçuk sessizce başını salladı. Makbule hanım o anda ayağa kalktı. Selçuk 'un yakasını tuttu.
"Neden sahip çıkmadınız kardeşinize neden? Ne yapar o şimdi orada ha? " dedi Makbule hanım ağlayarak. Sevda koşarak kayınvalidesini Selçuk'tan uzaklaştırdı.
"Gidecek gücü varsa kendine sahip çıkacak gücü de vardır." dedi Demir. Makbule hanım yaşlı gözlerle oğluna baktı.
"Bu kadar zalim olma Demir. Onlar cahildi bir hata yaptı."
"Anne yeter! Bu konuyu uzatma daha fazla. Yenge annemi odasına çıkar sakinleşsin."
Makbule hanım çaresiz odaya çıktı.
Evin en küçük oğlu Furkan içeri girdi. Önce hızla dışarı çıkan abilerinin gördü. Konuşmasına izin vermeden ayrılmışlardı evden. Daha sonra içeride oturan Gazel'i görünce seslendi.
"Yenge? "
"...."
Gazel cevap vermedi. Camdan dışarıya bakıyordu.
"Yenge? "
"....."
"Gazel yenge."
"Ne? " diye bir tepki verdi Gazel.
Şaşırmıştı genç kadın.
Ne yapsın alışamamıştı hala bu 'yenge' sözüne.
"Yenge ne oluyor Allah aşkına."
"Imm... Annen. Biraz fenalaştı."
Furkan konuşmadan yukarı fırladı.
Gazel evden çıkan Demir ile Selçuk'u izledi.
İki adam da kardeşlerine neredeyse kin doluydu. Ne zaman bitecekti bu kavga.
Allah bilir yalnızca Allah bilir.
'Gazel ne yaptın sen? ' dedi kendi kendine genç kadın.
İlk defa yaptığı birşeye karşı galiba pişmanlık besliyordu.
Hepsi Pamuk içindi oysa ki.
Derin nefes aldı genç kadın.
Neler olacağını zaman gösterecekti.
Yavaşça ayağa kalktı ve Makbule hanımın seslerine aldırmamaya çalışarak odasına gitti. Tabletini açıp işleriyle ilgilenmeye başladı. O sırada Figen aradı.
"Merhaba patron."
"Merhaba Figen."
"Ben nasılsınız diye sormak için aramıştım."
"İdare eder. "
"Güzel. "
"Figen benim için Mardin'de şöyle güzel iki katlı bir ev bulur musun? "
"Ayrı eve mi taşınıyorsunuz patron? "
"Bana değil Hicran'a. "
"Anladım. Hemen efendim."
Genç kadın telefonu kapatıp işlerine devam etti.
........
Herkese merhabaa:)
Vote verseniz elinize yapışmaz yani dğcldşckdğfldğd
Özür dilerim bölüm biraz geç geldi. :(
Lütfen oylarınızı bekliyorum!
İyi okumalar 💙💛

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin