11

3.3K 153 6
                                    

1 HAFTA SONRA....
.....
"Burada sıkıntıdan öleceğim! " diye bağırdı Gazel.
Pamuk Hicran ve İstanbul'dan gelen Figen, Şahoğlu konağına Gazel'i ziyarete gelmişlerdi.
Tabii sıkıntıdan kafayı yiyen bir Gazel ile karşılamak onları şaşırtmamıştı.
Genç kadın bunlara alışık değildi.
"Patron biraz sakin." dedi Figen.
"Sakin deyip durma Figen. Tamam işleri buradan yürütüyorum ama gerçekten sıkıldım buralarda." dedi.
Pamuk gülümsedi.
"Haydi beraber çarşıya çıkalım gezeriz biraz." dedi.
Gazel ne kadar mırın kırın etse de kızlar hep beraber odadan çıktılar.
Karşılarına Makbule hanım çıktı.
"Hanımlar nereye gidiyorsunuz? "
Gazel öne çıktı.
"Kızlarla biraz gezeceğiz efendim."
Makbule hanım gülümsedi.
"İyi iyi ne güzel! Gazel kızım da baya sıkılıyordu zaten." dedi.
Gazel hızla dışarı çıktı. Kızlar da Makbule hanıma veda ederek Gazel'i takip etti.
Arabaya hızla bindi ve kızları bekledi.
Pamuk ön koltuğa Figen ve Hicran ise arkaya bindi.
Gazel arabayı çalıştırdı.
"Neden Makbule teyzeye anne demiyorsun sen? "
Gazel yandan öyle bir bakış attı ki Pamuk elini ağzına götürüp görünmez bir fermuar çekti.
Genç kadın gaza basıp konaktan ayrıldı.
.....
Çarşıya geldiklerinde dört kadın yan yana geziyorlardı. Çoğu kişi Pamuk'u tanıdığı için saygıyla konuşuyordu.
Ne de olsa Haşim ağanın kızıydı.
Gazel bir elbise mağazasına girdi.
Siyah, yakası boğazlı bir elbise gördü.
Bedenine uygun olanı alıp üzerine tuttu. Hızlıca denedi. Elbise çok yakışmıştı. Kabine geri dönüp üstünü değiştirti.
Hızlıca kasaya ilerledi. Kıyafetin ücretini ödedi. Tam çıkacakken karşısında biri durdu.
Sinem Eryılmaz.
"Merhaba Gazelciğim." dedi itici bir sesle.
"Merhaba."
Kızlar da Gazel'in yanına gelmişti.
"Beni tanıdın herhalde? " dedi.
"Evet Sinem Eryılmaz. Tanıyorum."
"Çok güzel." dedi ve kibirli bir bakışla kızları izledi.
Sinem Eryılmaz, kumral, buğday tenli kahverengi gözlü güzel bir kadındı.
Gazel'de kısa olmasında rağmen ayağındaki topuklularla neredeyse aynı boya geliyordu.
"Demir ile evlenmişsin? "
Gazel derin nefes verdi.
"Evet Sinem evlendik."
İsteksiz bir şekilde burun kıvırdı.
"Imm... Hayırlı olsun."
Gazel bu kadını ve babasını zaten sevmiyordu. Konuşmasına nasıl katlansın?
"İyi." dedi Gazel ve Sinem'i ittirerek ilerledi ancak Sinem'in sesi kısa süreliğine durmasını sağladı.
"Demir'e selam söyle. O nasıl olsa anlar."
Bu apaçık Gazel'e kışkırtmaydı.
Gazel topuklarının üzerinden geri döndü.
Küçümseyen bakışlarını Sinem'e yolladı.
"Tabii ki Sinem. Kocama (!) selamını ileteceğim."
' Kocama' kelimesini bastıra bastıra söylemişti.
Bu da zaten Sinem'in sinirlenmesine yetmişti.
Gazel gözlüğünü takıp arabaya ilerledi.
Pamuk kahkahalar eşliğinde ön koltuğa oturdu.
"Gazel'in kocam dediği esnada yüzünü gördünüz mü? "
"Mükemmeldi ama Demir ağabeyi nereden tanıyor? "
"Tanıması gayet normal." dedi Figen telefonla uğraşırken.
Telefonu kızlara çevirdi.
"Bir ara sevgiliydiler."
Gazel dikiz aynasından Figen'e baktı.
"Oha! "
"Yuuh! "
"Öyle miymiş? " dedi Gazel.
Pamuk abartılı bir şaşkınlıkla Gazel'e döndü.
"Abartma lan! Nasıl bilmiyorsun? Hiç mi magazin okumuyorsun? "
"Yok. Bana yasak."
"Anlamadım. " dedi Hicran.
Figen güldü.
"Patrona magazin okutmayız. Acımıyor mahkemeye kadar sürüklüyor onları."
"Neden ayrıldılar peki?" dedi Hicran.
"Sinem yüzünden herhalde. Net bilgi yok."
Gazel birşey demeden arabayı çalıştırdı. Pamuk heyecanla Gazel'e döndü.
"Hı Pamuk söyle." dedi Gazel.
"Sen daha önce hiç Demir'i gördün mü? "
"Hayır. Selçuk'u görmüştüm."
"Demir ağabeyi bir gün sevebilir misin?" dedi Pamuk.
Gazel sadece göz devirdi.
İhtimali bile çok absürt ve saçma olurdu.
Yol ortasında kenara çekilmiş bir araba ve bir erkek gördüler. Yaklaştıkça Kerem olduğunu anladılar.
"Aa Hicran bak seninki! " dedi Pamuk.
"Ya sussana Pamuk." dedi.
Gazel arabayı köşeye çekip durdu. Arabadan inip Kerem'e yürüdü.
"Kemal? "
"Aa yenge. N'aber ya? "
"Ben iyiyim de sen pek iyi değilsin herhalde? "
"Valla biraz öyle oldu ya araba bozuldu."
"Bir de ben bakayım istersen."
"Yok sağol yenge ya çekici çağırdım zaten. Onlar gelince ben de dönerim eve."
"Ben seni bırakayım istersen? "
Kerem arabaya bakındı.
"Yer var mı?"
"Evet tabii ki. Ön koltuğa oturursun. Pamuk arkaya geçer. -Gazel aklına gelen fikir ile gözleri fal taşı gibi açıldı. - Yok yok olmaz ön koltuk olmaz." dedi. Kerem kaşlarını çattı.
"Neden? "
"Imm çünkü..... Çünkü Pamuk'un bileği incindi yürüyemiyor. Ayağa falan hiç kalkamaz arkaya otur sen."
"Olur peki."
Bir süre sonra çekici gelmiş ve Kemal işleri halletmişti. Gazel ile arabaya doğru ilerlediler.
Figen gülerek konuştu.
"Hicran."
"Hıı... "
"Geliyor."
"Kim? "
"Kerem."
Hicran hızla başını çevirdi.
"Eyvah!" dedi.
Pamuk kahkahalar eşliğinde konuştu.
"Ne eyvahı be! Şenlik var şenlik."
Figen hızla emniyet kemerini taktı.
Kerem Figen'in tarafındaki kapıyı açtı ama emniyet kemerini görünce
"Neyse diğer tarafa geçeyim." dedi. Hicran terleyen ellerini üstüne sildi. Kerem kapıyı açıp Hicran'ın yanına oturdu.
"Merhaba kızlar. " dedi.
Gazel arabaya binip çalıştırdı.
"Kusura bakmayın kızlar sizi de sıkıştırdım burada."
"Hiç sorun değil. " dedi Figen gülerek.
Hicran'ın yanakları alev almıştı bile.
Kerem kafasını Hicran'a çevirdi. Kaşlarını çattı. Hicran'a doğru eğildi.
"İyi misin? " dedi .
Pamuk kıkırdadı. Hicran kesinlikle şuan çok iyidir.
"Hı-hım." dedi Hicran onaylayan bir sesle.
"Hayır yüzün kırmızı olmuş. Hastasın sandım." dedi Kerem Hızlıca camı açtı.
"Hasta o hasta." dedi Pamuk.
"Hasta demişken geçmiş olsun Pamuk." dedi Kerem.
"Ha?"
"Bileğin incinmiş ya. Onu diyorum. "
"Öyle mi olmuş?"
Gazel gözlerini kocaman açıp bağırarak
"Bileğini incittin ya salak." dedi.
"Evet. Yoksa ben ön koltuğa oturur hanımları burada rahatsız etmezdim." dedi Kemal.
Kızlar Gazel'in çevirdiği minik oyunu anlayınca Hicran hariç gülmeye başladılar sonra Pamuk kendini toparladı.
O sırada Hicran gözlerini büyütmüş şekilde dikiz aynasından Gazel ile göz göze geldi. Gazel sinsi bir bakış atıp göz kırptı.
"Yaaa evet sorma Kerem abiciğim varya bir acıyor bir acıyor sorma. Çok yanıyor canım."
"Sağlık ocağına gidelim. " dedi Kerem.
"Ne? " dedi Gazel.
"Hadi Gazel hadi gidelim yazık kıza canı yanıyor."
Pamuk telaşla
"Ay yok Kerem abiciğim hiç gerek yok.
Geçer zaten birazdan."
"Saçmalama kızım. Gazel bak dur sağlık ocağının önünde arkadaşımız var orada Okan bakar hemen."
"Ama Kerem... "
"Ya Gazel dur."
Gazel aniden fren yaptı. Oflayarak arabadan indi.
"Şimdi bittin Gazel. " diye mırıldandı kendi kendine.
Kerem arabadan çıkıp Pamuk'u kucağına aldı.
"Gel bakalım bücür. " dedi ve içeri götürdü. Pamuk çaresizce Gazel'e baktı.
Gazel kızlara gel işareti yaptı. Figen çıkarken Hicran kollarını bağlayıp başka tarafa baktı. Gazel kaşlarını çattı.
"Ne oluyor be? "
"Beter olun. Siz misiniz bana oyun oynayan? Al bak oh olsun size! " dedi.
Gazel oflayarak Figen'e döndü.
"Şunu da alıp içeri gelin hemen."
dedi ve hızlıca içeri girdi.
Kerem koltuğa oturmuş Pamuk'u izliyordu.
Okan tam Pamuk'un bileğine bakacakken Figen koşarak içeri girdi.
"Yardım edin! Hicran bayıldı! "
Gazel ve Kerem koşarak dışarı çıktı.
Figen , Okan'ın kolundan tutup çekti.
Okan şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi.
"Hanımefendi ne yapıyorsunuz? "
"Pamuk'un şuanda bileğinde birşey yok ama varmış gibi davran doktor ne olur? "
"Ama neden? "
"Ya hayat memat meselesi doktor." dedi Pamuk. O sırada Kerem kucağında Hicran ile beraber içeri girdi.
Hicran bayılmış koltukta uzanıyordu.
Okan Pamuk'un bileğine dokundu.
"Ay! " diye çığlık attı Pamuk.
Okan dik dik bakarken fısıldadı.
"Abartma. "
Doktor genç kızın bileğine biraz baktıktan sonra Kerem'e döndü.
"Krem veriyorum. Bir kaç güne geçer çok ciddi birşey değil."
"Hmm. Güzel." dedi Kerem.
Hicran o sırada gözünü açıp dik dik kızlara baktı.
Figen Gazel'i dürttü. Gözleriyle Hicran'ı işaret etti.
Hicran yalan söylemişti!
Kerem Hicran'ı farkedince Hicran yeni ayılmış gibi bakışlar attı. Arkasını dönüp elini tutarak kaldırdı.
"Şimdi nasılsın? "
"Teşekkürler.... Ben.... İyiyim. " dedi.
Gazel mırıldandı.
"Yalancı! "
"Tanışmış mıydık? " dedi Kerem.
Hicran çekinerek
" Hayır. " dedi.
"Seni Gazel'in düğününde görmüştüm. Kerem ben. Memnun oldum. "
Gülümseyerek elini uzattı. Hicran ince parmaklarını Kerem'in elleriyle birleştirdi.
"Hicran. Bende memnun oldum. "
İki genç bir süre bakıştılar.
Doktor Okan'ın öksürmesiyle herkes toparlandı.
"Eğer sorunlar hallolduysa iş yerimi terk etmenizi rica edeceğim." dedi.
Herkes yavaşça çıkarken Figen Okan'a döndü.
"Teşekkürler doktor. Siz yardım etmeseydiniz ifşalanırdık."
"Sorun yok da siz burada mı yaşıyorsunuz ?"
"Hayır İstanbul'da. Patronum... Yani Gazel hanımın asistanıyım onu ziyarete geldim."
Okan elini uzatarak
"Anladım. Mm.. Okan ben. Memnun oldum. "
"Figen. Bende memnun oldum. " diyerek elini sıktı.
Okan yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirdi.
Figen anlamak için kaşlarını çattı.
Fazla vakti yoktu. Bunları daha sonra da düşünürdü.
"Hoşçakalın gitmem gerek." dedi ve Okan'ın cevap vermesini beklemeden dışarı koştu.
.....
Gazel önce Pamuk'u evine bıraktı. Daha sonra Hicran ve Figen'i Hicran için alınan eve bıraktılar.  Gazel ve Kerem eve gidiyordu.
Kerem sürekli Gazel'e bakıyor. Tam ağzını açacakken vazgeçip önüne dönüp susuyordu. Gene aynı şeyi yaptığında Gazel yola bakarak konuştu.
"22 yaşında diye hatırlıyorum. Bekar."
Kerem anlamayan gözlerle baktı.
"Ne? "
"Hicran diyorum."
"Ama ben ondan bahset demedim ki." dedi çekingen bir sesle.
Gazel aniden frene bastı. Kerem öne doğru savruldu. Genç kadın hızla Kerem'e döndü.
"İyi hadi söyle ne diyeceksin? "
Kerem sessiz kaldı. Aslında Hicran'ı soracaktı. Aklı bir çift kahverengi gözlerde kalmıştı.
"Güzel kız. " dedi Kerem başka tarafa bakarken. Sonra devam etti.
"Konuştuğu biri var mı? "
"Yok." dedi Gazel. Hafif gülümseyerek arabayı çalıştırdı.
"Konuşmak istesem? " dedi sorarcasına.
"Denemekten zarar gelmez Kerem."
Kerem kocaman gülümsedi. Deneyecekti.... Hemde en yakın zamanda.
"Ee sen nasılsın anlat bakalım." dedi Kerem.
"İyiyim sağol."
Kerem biraz bekleyip konuştu.
"Sana birşey diyeyim mi?...  Cidden çok değişmişsin. "
"Ama bu konu can sıkmaya başladı Kerem. "
"Nasıl yani? "
"Önüne gelen 'Değişmişsin Gazel.' 'Eski Gazel yok.' Evet yok ve bitti."
"Eski halini özledik Gazel. Çocukluğun....."
"Benim çocukluğum 7 yaşında bitti. 7 yaşında o uçurumdan benim çocukluğum da atladı."
Konağın önüne gelince Gazel hızlıca arabadan çıktı ve konağa girdi. Kerem de arkasından konağa girdi.
.....
Gece geç saatte Demir odaya girdi. Gazel koltukta uzanmış dışarıyı izliyordu. Demir'in geldiğini fark etti ama kafasını çevirmedi. Demir üstündeki ceketi çıkardı. Yavaşça Gazel'e yaklaştı.
"Bir sorun mu var? " dedi merakla. Gazel dışarıya bakarak konuştu
"Hayır gayet iyiyim." dedi ve banyoya yöneldi. Demir hızlıca ayağa kalktı.
"Lütfen konuşabilir miyiz? "
Gazel yavaşça arkasını döndü.
Demir koltuğa oturdu. Yanındaki koltuğa iki kez yavaşça vurdu 'otur dercesine'.
Gazel koltuğa oturdu. Demir derin nefes aldı.
"Biliyorsun istesek de istemesek de şuan 1 haftadır evliyiz. "
Yutkundu ve devam etti.
"Birbirimizden haz etmiyoruz. "
Gazel onaylar şekilde başını salladı. Demir devam etti.
"Hiç olmasa ailemizin yanında çift gibi..... "
"Pardon? " dedi Gazel. Hızla ayağa kalktı.
"Bu evliliğin kurmaca olduğunu herkes biliyor zaten. Kimi neye inandıracaksın ha? "
Demir sakinleşmeye çalışıyordu.
"Sadece bir teklifti Gazel."
Gazel kibirli bir bakış atıp
"Reddedildi." dedi.
"İyi! İki yabancı hayatı yaşamaya devam." dedi Demir.
Gazel umursamadan hızla banyoya gitti. Demir ellerini saçlarına daldırıp çekiştirdi.
"Bir kere.... Sadece bir kere fırsat verse... "
Ayağa kalkıp odadan dışarı çıktı. Ağır adımlar ve boş bakışlarla aşağıya indi genç adam. Dışarısı soğuktu ama umurunda değildi. Dışarı çıktı.
Çardağa oturup bekledi. Derin nefes aldı.
Ne yapacağını bilmiyordu genç adam. Konuşmak istese olmuyor , tartışmak istese tartışamıyordu.
Kafasını göğe kaldırdı. Bu akşam hava kapalıydı. Sanki genç adamın derdine ortak olmuştu gökyüzü. Gözleri doldu. Boğazında anlayamadığı bir yumru vardı. Sevdiği kadın onunla tek bir an geçirmeye bile katlanamıyordu.
Seneler geçmişti aklından bir an olsun çıkmamıştı o gözleri.  Nasıl göründüğünü unutmuştu. Sadece o huzur ve mutluluk veren sesi ve o hırçın bir çift mavi göz.....
Gözünden bir damla yaş aktı. Sonra bir tane daha,  sonra birkaç tane daha....
Derin ve titrek bir nefes aldı genç adam. Yüreği o kadar çok yanıyordu ki engel olamıyordu kendisine.....
Bir el dokundu sırtına. Yavaşça arkasını döndü.
O el Selçuk'a aitti.
Kardeşinin yanına usulca oturdu. Elini sırtına koyup sıvazladı. Demir daha da ağlamaya başladı.
"Olmuyor abi... Beni sevmiyor. Asla sevmeyecek." dedi.
"Şşş... Gel buraya" dedi kollarını açarak. İki kardeş birbirine sarıldı.
Kardeşine destek olması gerekmeseydi Selçuk da ağlardı.
"Üzülme diyemem. Çok zor bir durum ama yarının bize ne getireceğini bilemeyiz kardeşim. Sen metanetli ol. Başka çaremiz yok. O deli kızın da sana gönlü kayacaktır."  dedi.
Demir sadece bakıyordu. Bomboş ama hüzünlü..
"Belki de açılma vakti gelmiştir." dedi Selçuk.
Demir hızla ayağa kalktı.
"Hayır olmaz."
"Ne demek olmaz? "
"Abi Gazel'i tanıyorsun. Sözlerinin ağırlığını da. Ben bunu kaldıramam. Onda bir adım görmeden birşey yapamam."
"Demir böyle olm-.... "
"Abi lütfen. " dedi.
Hızla konağa girdi.  Selçuk üzgünce arkasından baktı.
"Umarım ikiniz de çok mutlu olursunuz kardeşim."
.......
Merhabaaaa!!  Haklısınız bölüm atamadım çok üzgünüm . Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar diliyorum 💛💛💛💛💛

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin