15

3K 167 16
                                    

"Merhaba Mardin." dedi Gazel. Elindeki bavulla ağır ağır yürüdü havaalanında. Telefonu eline alıp Demir'i aradı.
Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...
Ama telefonu açan yoktu. Neden açmadı şu telefonunu? Gazel seslice nefes verdi. Bir taksiyi durdurup bindi.
...
Demir, Gazel'in aradığını görünce heyecanla ayağa fırladı ama telefonu açmadı. Ondan kaçması gerekirdi. Eğer telefonda konuşulanları yüzüne karşı sorarsa Demir kesin afallardı. Rezil olurdu.
En mantıklı şeyi yapacaktı.
Gazel'den olabildiğince kaçmak.
Demir ceketini alıp aşağı indi. Tam çıkarken annesiyle karşılaştı.
"Oğlum!" dedi.
"Efendim anne ne oldu?"
"Şey Gazel aradı da. Sana ulaşamamış." dedi. Demir alt dudağını 'bilmiyorum' dercesine sarkıttı.
"Hiç haberim yok." dedi. Makbule hanım Demir'in eline bakıp kaşını kaldırdı.
"Demir. Telefon elinde anneciğim." dedi.
"Aaa Demir, yengeciğim beklesene Gazel geliyor bir kaç dakikaya."
Demir'in gözleri büyüyebildiği kadar büyüdü.
"Ben gidiyorum!" dedi ve koşarak evden çıktı.
"Ayol resmen kaçıyor bu çocuk." dedi Makbule hanım. Hafif bir gülümseme ile işine devam etti.
Demir arabayı hızla konaktan çıkardı. Şirkete gidebileceği en hızlı şekilde gitti.
....
Gazel taksiden inip konağa girdi. Sevda ve Makbule hanım çardakta kahve içiyorlardı. Sevda genç kadını görür görmez koşarak sarıldı.
"Hoşgeldin fıstık gel otur." dedi. Gazel, Makbule hanıma da sarılıp oturdu.
"Valla anneciğim ne dersen de senin oğullarında biraz öküzlük var hani. Ya ben senin karınım değil mi? İki yüzüme bak ama yok! İşkolik beyimiz." dedi gülerek. Makbule hanım da gülerek eşlik etti.
"Oğullarım biraz uyuzdur ama gel gör ki sizleri severler." dedi. Herkes kahkaha attı. Gazel o sırada Makbule hanım ile göz göze geldi ve birbirlerine gülümsediler.
"Demir evde değil miydi?" dedi Gazel. Sevda hemen atıldı.
"Evdeydi ama koşarak kaçtı." dedi.
Gazel kaşlarını çattı.
"Nasıl yani?" dedi.
"Bilmiyorum ki. Bir anda dışarı çıktı. Hatta Makbule anneye de bir şeyler geveledi." 
"Sevda abla ne zaman çıktı?"
"Senden hemen önce. Hatta senin konağa geldiğini duyunca daha da hızlandı."
Gazel sakince gözlerini kapattı ve gülümsedi.
'Demek benden kaçıyorsun Demir Bey?' dedi kendi kendine.
Gazel ayağa kalktı.
"Ben şirkete gideyim bir göreyim Demir 'i." dedi. Sevda imalı imalı bakarak güldü.
"Tabii git sen git aman çok uzak kaldınız." dedi.
Gazel yüzünün kızardığını görünce hızlıca arabaya koştu. Arkadan
"Hoşçakal elticiğim!" diyen Sevda'yı duymamaya çalışarak konaktan çıktı.
...
Gazel, telefonunu hızlıca eline alıp Demir 'i aradı.
Demir telefonun çaldığını görünce ne yapacağını şaşırdı ve asistanına seslendi. Asistan koşarak içeri geldi.
"Buyurun efendim."
"Telefonu açar mısın?" diyerek telefonu uzattı. Asistan telefona şaşkın şaşkın baktı.
"Efendim karınız arıyor ama."
"Ya biliyorum al sen aç bir şeyler uydur."
Telefon kapandı. Aradan birkaç saniye geçmeden tekrar çaldı. Bu sefer asistan telefonu açtı.
"Alo?"
"..."
"Efendim merhaba ben Demir beyin asistanıyım."
"..."
"Demir bey nerede?" dedi asistan Demir'in yüzüne bakarak. Demir ağzını oynatarak ''Toplantıda" dedi.
"Top-Toplantıda efendim." dedi. Demir asitanın kekelediğini duyunca elini alnına vurdu.
Asistan diğer tarafın sesini duyunca telefonu kulağından çekip hoparlörü açtı. Ardından Gazel'in alaylı sesi duyuldu.
"Söyle o Demir beyine birazdan geliyorum." dedi ve telefon kapandı.
Demir ceketini alıp hızlıca kapıya koşacaktı ki asistan bağırdı.
"Demir bey durun nereye?!" dedi. Demir "Kaçıyorum." dedi.
"Efendim ama gerçekten toplantınız var!" dedi asistan. Demir duraksadı ve güldü.
"Bu harika! O zaman ben toplantıya gidiyorum. Sonrasını düşünürüz artık." dedi ve odadan çıktı.
....
Gazel şirkete girer girmez asansöre koşturdu. Demir'in olduğu kata geldi. Asansörden çıkıp asistanın olduğu yere doğru yürüdü. Asistan genç kadının yürüyüşüne hayran kaldı.
" Ne kadın ama! Hem güçlü hem zeki. " dedi. Asistan ayağa kalktı.
"Gazel hanım hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk telefonda konuştuğum sen miydin?"
"Evet efendim."
"Demir gerçekten toplantıda mı?"
"Evet efendim hatta bakın notlarıma."
Gazel göz ucuyla baktı.
"Gerek yok sana inanıyorum. Bana yalan söylemezsin herhalde?" dedi sorarcasına.
Asistan kafasını sağa sola salladı.
"Estağfirullah efendim." dedi.
Gazel dudaklarını ıslattı ve başını salladı.
"Ben Demir'in odasındayım. Onu bekleyeceğim bana bir kahve söyler misin?" dedi.
"Elbette efendim." dedi asistan. Gazel odaya girdi. Bu odanın farklı bir kokusu vardı.
Demir'in kendi kokusu ya da parfümünün...
Gazel gülümsedi. Buraya gelmek istedi çünkü aralarında geçen şeyleri yüz yüze konuşmak gerekiyordu. Ağır adımlarla onun koltuğuna oturdu. Masasını biraz düzenledi. Daha sonra bilgisayarını açtı. Şifreli olan bilgisayara gülerek baktı ve kendi doğum gününü yazdı. Bilgisayar hemen açıldı. Gazel gülümsedi.
"Şapşal." dedi. Resimlerin olduğu bir klasörü açtı. Lise zamanından kalma fotoğraflar vardı. Gülümseyerek baktı genç kadın.
Ne zamanlardı ama! Ne deli çağlar!
Sonra bir fotoğraf gördü.
Gazel'in gençlik fotoğrafı...
Uzun siyah saçlarını önüne almış kulağının arkasında ıhlamur çiçeği.
Bu fotoğrafı çok iyi hatırlıyordu. Ihlamur çiçeğini de Demir vermişti. Arkadaşlarıyla hep beraber piknik yaparken bir anda eline bir sürü ıhlamur çiçeği doluşturdu. Gazel anlamasa da bir şey demeden almıştı çiçekleri. Bir tanesini kulağının arkasında koyup fotoğrafını çektirmişti. Fotoğrafı incelerken köşede bir yazı gördü.
.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadıkım, sadıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
-Baheaddin Karakoç
..
Genç kadın elini şiirin olduğu kısımda götürdü. İçten bir şekilde gülümsedi.
Bu şiir her okuyan kişide yürek burkardı. Çünkü ıhlamur çiçeği asla açmayan bir çiçekti.
Genç adamın buraya yazdığı şiir aslında Gazel'di. Yani Gazel ıhlamur çiçeğiydi.
Ne açacak ne de gelecek olandı...
Asistan kapıyı çalıp kahveyi bıraktı. Gazel teşekkür edercesine asistana gözlerini açıp kapattı. Asistan aynı şekilde karşılık verdi. Hızlıca odadan ayrıldı.
Gazel başka bir fotoğrafa baktı.
Bu sefer lise arkadaşlarıyla çekilmiş bir fotoğraftı. Herkes kameraya bakıyorken genç adam ve genç kadın birbirlerine bakıyordu.
Bu fotoğrafı da çok iyi hatırlıyordu.
Gazel kameraya bakarken Demir onu dürtmüş ve ona bakmasını sağlamıştı.
Ve fotoğrafın köşesinde gene bir şiir...
...
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.

GAZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin