Multi efsane,masup olmasına rağmen.Gerçeğini düşünemiyorum bile :')♥İyi okumalar canlarım.
Bir de size tavsiyem şarkıyı döngü yapın,malum bölüm baya uzun ;)
🌷
Beraber parkta geçirdiğimiz zamandan sonra Hoseok hyung bize hazırlıkların bittiğini söylemiş, biz de vakit kaybetmeden yalıya geri dönmüştük.
"Ben çok güzel vakit geçirdim." Kwon yüzündeki tatlı gülümsemeyle bize döndüğünde tutuğu ellerimizi sallamıştı.
Jungkook'ta gülümserken, "Ben de çok güzel vakit geçirdim Kwon. Bunu tekrarlayalım." demişti.
Gülümsedim. Jungkook'un gözlerindeki o ışıltı beni hem duygulandırmış, hem de mutlu etmişti. Çocukluğunu yaşayamamanın ne olduğunu bildiği ve bu gibi şeylere muhtaç olduğunu anlıyordum.
Çocuk yaşta oyun oynayıp eğlenmek varken o zamanını hastanelerde yapa yanlız geçirmişti.
Belki de Jungkook'un parka ilk gelişi, salıncağı ilk görüşüydü bu. Uzak olduğu bu mekanları küçük bir çocuk sayesinde görmüştü. Kwon ona yaşayamadığı çocukluğunu hatırlatıyordu.
Konağın bahçe kapısından içeriye girdiğimizde Kwon yine ellerimizi çekiştirmişti.
"Bu sefer Jimin hyung yerine beni sen salla Jungkook hyung. Jimin hyung çok yavaş sallıyor." Kwon yine beni rencide ederken Jungkook bana kısa bir bakış atıp sırıttı.
Adım gibi eminim Kwon'un beni çekiştirmesinden keyif alıyordu.
"Sen öyle istiyorsan neden olmasın?" dedi Jungkook, bir eliyle Kwon'un kumral saçını dağıttı.
"Bir de Jimin hyungu üzme lütfen, o çok naif biri. Hep ağlıyor, bebek gibi." Kwon yerinde durup Jungkook'a döndüğünde bana kısa bir bakış atıp minik gözlerini söyledikleri ile beraber kaşlarını hafif çatan Jungkook'ta gezdirmişti.
Gözlerim yine istemsizce büyürken hızla elimi Kwon'dan kurtardım. Jungkook bir müddet bakışlarını Kwon'da gezdirdi.
Ne düşündüğünü bilmiyordum ama ağlak biri olduğumu zaten biliyordu. Bilmediği sadece neden ağladığımdı. Ona göre sahteyken göz yaşlarım, sebebinin ne önemi vardı ki?
Jungkook boğazını temizledi. Ellerini Kwon'un saçlarında gezdirdi. "Ben onu üzmüyorum Kwon, nereden çıkardın bunu?" diye mırıldandı.
Bu söylediği ile ancak Kwon'u kadırabilirdi tabi.
"Yine de ağlamasın Jimin hyung, ona gülmek yakışıyor." Kwon gözlerini Jungkook'tan ayırıp bana çevirdiğinde zorlukla gülümseyip yanına çömeldikten sonra aynı boyda olmamızı sağladım.
Jungkook gibi ben de ellerimi Kwon'un saçlarında gezdirirken, "Ben sadece yorgun olduğum için ağlıyorum Kwon. Ama söz artık hep güleceğim." demiştim, sesimi emin tutmaya çalışsamda başaramayacağımı biliyordum.
Jungkook'a karşı savunmasız ve güçsüz biri olduğumu bildiğim gibi. Jungkook'un Kwon'u kandırdığını söylerken ben kendimi bile kanıramıyordum.
"Hadi içeriye geçelim." dedim son kez, Jungkook'un gözleri üzerimdeydi. Düşünceli bakan gözleri kalbime işliyordu. Bilmek istiyorum her şeyi.Benim hakkımda iyi kötü ne hissediyorsa hepsini bilmek istiyordum.
Adımlarımızı yalının içine çevirdik. Bize kapıyı Jisa açarken gülümsemiş, "Hoş geldiniz." dedikten sonra arkamızdan kapıyı kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memoria Persa | jikook
Fanfiction"Hasta bir çocuğa aşık olacak kadar aptalsın." 15|9|18 17|6|19 17|11|19#2 jikook 16|1|21#1 hayran kurgu 5|12|22#1 taegi