8|Çocukluk arkadaşıydım

11.2K 1.1K 271
                                    

Multi medya ile okuyun,oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💞💋

🌷

Taehyung'un aracı sonunda üniversitemin girişinde durduğunda istemeyerekte olsa bakışlarımı Jungkook'tan ayırmıştım. Aynı şekilde Jungkook'ta bakışlarını kaçırmıştı.

"İşte geldik." dedi Taehyung, dikiz aynasından bana gülümsedi.

"Teşekkür ederim Taehyung, görüşürüz." dedim tebessüm edip,Taehyung ise, "İstersen çıkışta seni almaya gelelim?" diye tekrar teklifte bulunmuştu. Bugün bana karşı fazla ince davranıyordu.

Bakışlarım ister istemez Jungkook'a kaymıştı. Boğazını temizlemiş, bakışlarını kaçırmıştı. Anlaşılan bu araçta olmam onu rahatsız etmişti.Burukça gülümsedim.

"Hayır gerek yok, zaten çıkışta işim var. Tekrar teşekkürler." dedim. Yalan söylemiştim. Çıkışta işim falan yoktu. Jungkook benim varlığımdan bu kadar rahatsız olurken bu teklifi kabul edemezdim.Ki başta kabul etmemem gerekirdi.

"Taehyung, gitsek artık" Jungkook bezgince konuşup, kısa bir bakış attı bana. O an neden hala beklediğimi bilmiyordum. Şimdiye çoktan inmem gerekmez miydi? Neyi bekliyordum?Jungkook'un da Taehyung gibi bana karşı düşünceli davranmasını mı?

Gözlerim ister istemez yanmaya başlarken daha fazla araçta kalamazdım. Daha fazla istenmediğim yerde kalamazdım. "Görüşürüz Taehyung." dedim zorlukla. Sonra ise araçtan çıkmıştım.

"Görüşürüz Jimin-ah! İyi dersler!" Taehyung arkamdan seslesiğinde zorlukla gülümseyip buğlanan gözlerimi hafifçe yumdum. Arkama dönüp el salladım. Taehyung'ta aynı şekilde el sallayıp hızlıca okuldan uzaklaşmıştı.

"Jimin!" Yoongi hyung seri adımlarla yanıma doğru gelirken çoktan nemlenmiş gözlerimi sildim. Yine oluyordu işte. Jungkook yine aynısını yapıyordu.

Benden nefret ediyor, ona  yaklaşmama, yakınında olmama izin vermiyordu. Beni bir yabancı olarak görüyor, bana karşı hep soğuk davranıyordu. Oysa ki ben onun çocukluk arkadaşıydım bir zamanlar. Beraber oynayıp beraber güldüğü arkadaşıydım. Şimdi ise aramızda yıkılmaz duvarlar vardı. O cemiyetin tanınan, Jeon ailesinin veliahtıydı, ben ise o evde çalışan-Jungkook'un deyimiyle-hiç bir işe yaramayan, beceriksiz bir hizmetçiydim.

Jungkook benim gözümde bir çocukluk arkadaşı, aşık olduğum kişiyken, ben onun gözünde ise sadece işe yaramazın teki 'aptal' bir Jimin'dim.

"Sana sesleniyorum aptal! Kimdi o aracından indiğin kişi?" Yoongi hyung bana tekrar seslendiğinde yerimden irkildim.

Yoongi hyung dahil herkesin gözünde aptal biriydim. Beceriksiz ve gereksiz de.

"Efendim?" dedim düz bir sesle, hafifçe boğazımı temizleyip. Yoongi hyung kaşlarını çatmış, kızaran gözlerimi incelemişti.

"Ağladın mı sen?" diye sormuştu hala gözleri gözlerimdeyken, elini çeneme koyup başımı kaldırırken.

Yoongi hyungun fark etmesine şaşırmamıştım fakat tekrardan gözlerim sulanmıştı. Güçsüzdüm ve bundan nefret ediyordum. Yetmezmiş gibi bu güçsüzlüğümü sevdiklerime de belli ediyordum.

"H-hayır hyung nereden çıkardın bunu?"dedim ve zorlukla gülümsedim.Eğer Yoongi hyung üstelemeye devam ederse ağlayacağımdan emindim.

Yoongi hyung bir süre konuşmadı, tam bir şey söyleyecekken kelimesini yuttu.Ağladığım gayet açık olmasına rağmen sebebinin sormadı.Sebebini biliyordu zaten.Jungkook'tu.

 Memoria Persa | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin