30|İzler

14.9K 1K 1.2K
                                    

Multi medya 🌸 iyi okumalar lalelerim:')

🌷

Endişeliydim. Gergindim de. O kadar rahatsız ve gergin hissediyordum ki kendimi, Bayan Jeon o kadar yabancı ve soğuk geliyordu ki bana, onun karşısında nefes alamıyordum, sanki azından çıkaracak olacağı her kelimede kalbime ateş düşeceğini hissediyordum.

Oysa ki daha konuşmamıştık. Geniş ve ferah odasının balkonuna çapraz olarak duran modern çalışma masasında oturuyor, ben utangaç adımlarla, tıpkı annesinden azarlanmayı bekleyen çocuklar gibi yanına yaklaşıyor, tam karşısında başım önüme eğik bir şekilde duruyordum.

Kulağıma gelen bir nefes sesi, Bayan Jeon'dan geliyordu. Nefesinden anlıyordum, aklımda çoktan bana sarf edeceği cümleler sıralanmıştı.

Bana kızacaktı. Kalbimi acıtan sözler söyleyecekti. Bir bakışıyla değil, bir nefesiyle anlamıştım.

"Annen," Bayan Jeon'un pürüzlü sesi kulağıma çarparken, gözlerimi yerdeki pahalı halıdan ayırıp Bayan Jeon'un koyu kahve irislerine çevirdim. Jungkook'un gözlerine benziyordu gözleri. Tıpkı onun gibi bakıyordu ama tek fark parlamıyordu içi. Sönüktü, sanki hiç yanmayacaktı ışığı. Hep sönük kalacaktı.

Gözlerimle hafif parlayan ve bakımlı duran yüzünü inceledim. Bayan Jeon bir müddet bakışlarını bende gezdirerek üzerime bir kasvet gibi çöken gerginliğimi fark etmiş olacak ki,ufak bir tebessüm koyu verdi dudaklarına, "Annen," dedi tekrar, zihnime annemle ilgili görüntüler yığılmıştı saniyesinde. Saniyesinde tekrar hissettim annemin yokluğunu. Kalbim acıyla atmaya, aldığım nefes beni boğmaya başladığında saniyesinde hatırladım en büyük kaybımı. Annemi hatırladım.

Göz bebeklerim sulandı. Bayan Jeon ise sanki hiç susmamak üzere araladı dudaklarını. "Annen benim en yakın dostumdu Jimin. Yeujin, Yeujin çok iyi bir kadındı, sen çok küçüktün hatırlarsın. Senin gibi güler yüzlüydü, sen annen gibi hep güler yüzlüydün. Etrafınızdaki insanlar sizin yanınızda dertten sıkıntıdan kurutulurdu, bir güneş gibiydiniz." Bayan Jeon'un göz bebekleri de hafifçe sulanırken, aklına hücum eden annemin o güzel siması ile burukça tebessüm etmişti.

Ben de tebessüm ettim. Acı dolu, hasret dolu, özlem dolu. Annemin iki çift parlayan gözleri, beyaz narin elleri, yumuşacık saçları ve saf tebessümü zihnimi yoklamış, çok geçmeden de zihnime hakim olmuştu.

"H-hatırlıyorum. Küçüktüm o zaman ama yine hatırlıyorum annemi." dedim, zorlukla kızarmış gözlerimi elimin tersiyle silip, Bayan Jeon'un gözlerine baktım. Annem hakında böyle düşünmesi beni mutlu etse de, neden durduk yere bunları bana anlattığını anlayamıyordum.

"Jimin, şimdi seninle bir anne gibi konuşacağım. Bu yüzden beni dikkatlice dinlemeni istiyorum." Bayan Jeon oturuşunu düzeltti, gözlerime ciddiyetle baktı, onay almak amacıyla. Çok geçmeden başımla onayladım ve, "Tabi efendim." dedim, titreyen ellerimi arkamda gizleme ihtiyacı hissettim ama bir türlü heyecanımı üzerimden atamıyordum.

"Annen benim için çok değerliydi,hala da öyle. O beni en zayıf zamanımda buldu. Ben onu en zayıf zamanında buldum. Baban sen daha iki yaşındayken ölmüştü, ben annenle o zaman tanıştım. Kocam beni hastane odasında, Jungkook'un doğumundan sonra terk etmişti." dedi Bayan Jeon, sesi de güçsüzleşmişti, başını her ne kadar dik tutsa da, gözlerindeki taze acıyı görüyordum.

Jungkook'un gözlerine benzeyen gözleri, hafif kızarmıştı, dudaklarında sabit tutuğu burukça bir tebessüm ile acısını hala taze tutuğunu bana hissettirmişti. Babamı hiç görmemiştim, annem bana hiç hissettirmemişti ama Bayan Jeon bunu bana olan bakışlarıyla, gözlerinde gördüğüm hüzünle hissettirmişti.

 Memoria Persa | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin