Multi medya ile okuyun lalelerim:)
Hepinizi çok seviyorum,Jimin'in Jungkook'u sevdiği gibi 🌸🌷
Günüm gayet güzel geçiyordu. Her şey durgundu. Jungkook'u özlüyordum. Fakat o Taehyung ile buluşmaya gideli sadece iki saat olmuştu.
İki saat sanki iki ay gibi geliyordu. Onsuz zaten yapamazdım, onun yokluğuna asla katlanamazdım. Jungkook sadece duygularıma karşılık vererek her şeyin daha fazla yoğunlaşmasına sebep olmuştu.
Ona olan hislerim tamamiyle yoğunlaşmıştı. Onu daha çok özlüyor, daha çok arzuluyordum. Bu da beni yakıp kavuruyordu. Jungkook kadar sevgiye aç değildim, asıl sahip olmak istediğim onun sevgisiyken doyumsuzun önde gideniydim.
Hep öyle de kalacaktım.Jungkook beni sevse de, sevmese de ona karşı doyumsuz olacaktım. Sevgisi bana yetmeyecek, onu sevmeye doyamayacaktım.
Mutfaktan çıkıp salona gireceğim vaziyet Hoseok hyung çıkmak için hazırlanıyordu. Üzerindeki bu keyifsizlik artarken onun için üzülüyordum.
Son günlerde onunla hiç oturup adam akıllı konuşamamıştım. Hoseok hyungun morali ciddi anlamda bozuktu ve bunu dışarıya belli ediyordu.
Biz onun artık eskisi kadar güler yüzlü olmadığını, iyice düşüncelerine kapandığını görüyorduk. Yine de yanında olamıyordum. Kendimi ona karşı suçlu ve muhtaç hissettiğim için onunla konuşamıyordum.
Büyük bir ihtimal Hoseok hyungun bu sesizliğinin sebebi Taehyung'ken bu konuda kendimi suçlamaktan alı koyamıyordum. Hoseok hyungun iyice keyifsizleşmesi ile Taehyung ve Yoongi'nin aralarında bir şey olabileceğine karşı olan inancım artıyordu.
Artık konuşmamız gerekiyordu. Hoseok hyungun dertleşcek birine ihtiyacı vardı. Taehyung'a karşı olan duygularını bir tek ben biliyorken, ona kimse bu konuda yardımcı olamazdı. O benim abim gibiydi, onun yanında olmam gerekiyordu.
Artık ona sırrımı söylemem gerekiyordu.
Yavaş adımlarla yanına yaklaştığımda bir süre bakışlarımı Hoseok hyungta gezdirdim. Fakat o bana bakmayacak kadar dalgındı.
"Nereye gidiyorsun Hoseok hyung?" diye sordum, alçak bir sesle. Boğazım kururken onları yutkunarak gidermeye çalıştım. Hoseok hyung buruk bir gülümseme ile bakışlarını bana çevirdiğinde, düz bir sesle, "Dışarıya, biraz hava almak istiyorum. Bir arkadaşım da gelecek."diye cevap vermişti.
Aklımda Hoseok hyungun Kore'de arkadaşı olup olmadığını sorguladığım vaziyet merakla sormuştum.
"Arkadaşın Kore'de mi yaşıyor, yoksa Kanada'dan mı?" Hoseok hyung kısa ve öz bir şekilde, "Kore'den, zaten bir kaç gün oldu tanışalı." demiş, tam kapıdan çıkmak için kapı koluna uzandığında sabırsızca, "Ben de gelebilir miyim? Sana eşlik etmek istiyorum, ayrıca seninle konuşmam gereken bazı konular da var hyung." demiştim. Ve Hoseok hyungun tepkisini izlemeye koyuldum.
Bir süre gözlerini yüzümde gezdirdi. Boğazını temizleyip, gülümserken, "Tabi, olur." diye cevap vermişti.
Sonra ise gerekli eşyalarımı alıp-telefon ve cüzdan gibi-yalıdan çıkmıştık.
Hoseok hyungun spor arabasına doğru ilerlediğimizde ikimiz de konuşmuyorduk. Aklımda ona yapacak olacağım konuşmamı düşünüyordum. Jungkook'a aşık olduğumu öğrenince vereceği tepkiyi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memoria Persa | jikook
Fanfiction"Hasta bir çocuğa aşık olacak kadar aptalsın." 15|9|18 17|6|19 17|11|19#2 jikook 16|1|21#1 hayran kurgu 5|12|22#1 taegi