32|Burası da benim

13K 1K 1.1K
                                    

Multi medya ile okuyun güzellerim🌸

🌷

Küle dönmüştük. Zamanın inadına yavaş işlediği bu anlarda Jungkook'un bizi enkaza çevirmesi saniyeler sürse de, öfke ateşi sonunda ikimizi de küle çevirmişti.

Jungkook odasına çıkmasından beri iki saatten fazlası olmuştu. Bana öfkesini kusmuş, yağmalamıştı her bir yanı ama en çokta kendine zarar vermişti.

Bunu gözlerinde görmüştüm. O acıyı benim yüzümden hissederken ona ortak olmuştum. Acısıyla acım bir olmuştu.

Öfke ateşi ile yanan oydu, bense yaktığı ateşte kavrulandım. Sonucunda ikimizde küle dönmüştük. Müştemilattaydım. Saatlerce ağlamıştım ve saatlerce boğazıma bir yumru gibi oturan sancı ile başbaşa kalmış, kendi nefesimde boğulmuştum.

Fakat biliyordum ki Jungkook'ta şu an böyle hissediyordu. O da benim gibi aldığı nefeste boğuluyordu.

Biliyordum. Bilmeme rağmen yanına gidemiyordum. İçimde bir yerde ona karşı duyduğum hayal kırıklığı bunu engelliyordu. Ona çıkan yollarıma taş koyuyordu gururum. Kalbim ise o taşların altında eziliyordu.

Ve ben biliyordum, gururum ne kadar Jungkook için atan kalbimi ezmeye devam etse de yine de bitmeyecekti ona olan sevgim.

Gözlerim kıpkırmızı olmuş vaziyette yerimden kalktım. Seungi noona odamın kapısını tıklamış, bana müsait olup olmadığını sormuştu.

Onu daha da endişelendirmemek için gözlerimdeki yaşları elimin tersi ile sildim. Gözlerimin içi kızarsa da buna çare bulamazdım. Zaten Seungi noona her şekilde ağladığımı anlayacaktı.

"İyi misin?" Seungi noona edişeli bakışlarını yüzünde gezdirdiğinde onu başımla onaylamakla yetindim.

Boğazımı temizledikten sonra kuru bir sesle, "İyiyim Seungi noona." demiştim. Dışardan berbat göründüğüm halde nasıl iyi olabiliyorsam o kadar iyiydim.

Seungi noona burukça gülümsedi. Kapıyı kapatıp, bir kaç adımda dokunsa dağılacak bedeninin karşısına geçti.

Bakışları bir süre ağlamaktan kızarmış gözlerimde takılı kaldı.Sonra ise ellerini belime yerleştirirken bana sıkıca sarıldı. Anne şefkatinden farksız kollarını benim için açtı, bana annnem gibi sarıldığında başımı o yıkılmaz omuzlarına yasladım.

"Sakın üzülme Jimin. Her şey yoluna girecek evladım, her şey düzelecek. Jungkook sana aşık olduğu için bu kadar sinirlendi. Lütfen yıpratma kendini artık." Seungi noona bir az olsun içimdeki yangına su serperken dudaklarımdan çıkan titrek bir nefesle göz yaşlarımın omuzlarını ıslatmasına engel olamadım.

Seungi noona çok geçmeden ellerini sarı saçlarıma götürüp, okşadığında oraya küçük bir buse kondurdu.

"Jungkook sana aşık Jimin, görmedin mi nasıl ağladı? Sana birisinin dokunmasına dayanamıyor, emin ol şu an o da pişmandır. Sana değil kendisine kızıyordur." dedi Seungi noona sanki ikimizi de çok iyi tanıyordu. Çünkü söylediklerinde bir nebze olsun haklı sayılırdı.

Yine de ne yapacağımı bilmiyordum. Jungkook'un gözlerindeki o öfke beni korkutmuştu. Onun öfkesi ile karşılaşmıştım ama bu sefer çok farklıydı. Öfkeden deliye dönmüştü.

 Memoria Persa | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin