Memoria Persa | jikook

🌷|Özel Bölüm

Multi medya ile okuyun canlarım:')
Özledim :')

🌷

Üzerimdeki bacaklarıma yapışan deri pantolona ve köprücüklerimi açıkta bırakan tişörtüme baktım bir süre. Ve parmağımdaki yüzüğe. Harikaydı ve göz bebeğim gibiydi. Ona baktıkça içim kıpır kıpır oluyordu.

Okul dönemi başlamıştı ve Jungkook'la geçirdiğim en güzel kış tatiliydi. Nişanlanmıştık. Üstüne üstlük ayrı eve çıkalı sadece iki gün olmuştu.

Hollanda'dan sonra Japonya'ya gitmiştik, orada da Tokyo'yu gezmiş son bir hafta kala Seul'e geri dönerken Jungkook tatil boyunca benden gizli bir şekilde bu evi satın almış, dizayn etmişti.

Her şeyi önceden ayarlamıştı. Zaten evlilik teklifiyle bana dünyaları verdiği yetmezmiş gibi, bu evi tutmuştu. İki katlı, açık mavi renkli havuz vilası bu yere ev demek pek doğru kaçmazdı, o ayrı.

Geniş bahçesini ve balkonunu saymıyordum. Burası cennet gibiydi ve ben yalıyı çoktan unutmuş, buraya alışmıştım.

Başlarda Seungi noonadan ayrılacağım için üzülsem de artık üzülmüyordum. Bayan Jeon'un bile benden önce haberi olan bu ev tamamıyla benim için süprizdi.

Jungkook'un süprizi.

Aynaya bakarak sırıttım. Alyansımın olduğu parmağıma usulca dokundum. En güzel yerde yatak odamızdı. Siyah laleli duvar kağıdı, siyah bir yatak, aynı renk dolap ve diğer eşyalar iç karartıcı değildi.

Açıkçası dün gece bu yatakta Jungkook'la uyumuştum. Rengi önemli değildi.

Boynumda hissettiğim sıcak nefesle tebessüm ettim. Jungkook kollarını belime dolamış, kafasını tişörtümün açıkta bıraktığı boynuma gömmüştü.

"Hazırsan çıkalım sevgilim." diye mırıldandı, sesi tenimi huylandırken onu başımla onayladım. Karnımdaki ellerini nazikçe okşadım, sırtımı ona yaslarken.

Aynı üniversiteye gidiyorduk. Jungkook'un ilk yılıydı. Bunun için heyecanlıydım. Jungkook ise gayet normal karşılıyordu bu durumu. Onunla aynı okulda okumak beni mutlu ediyordu. Aynı bölümü okumak.

Fakat içimi kemiren bir kıskançlık vardı. Jungkook üniversitede arkadaşlar edinecekti. Onun güzelliğini fark eden birileri çıkacak diye şimdiden korkmaya başlamış, hiç olmadığım kadar okula giderken kendime özen göstermiştim.

"Hazırım." dedim, gülümseyip. Sırtımı Jungkook'tan ayırıp, ona doğru döndüm. Bakışlarımı onda gezdirdim.

Bacaklarını saran siyah deri pantolonu, kemeri, siyah gömleğiyle oldukça şıktı. Saçları alnını açık bırakcak şekildeydi. Kendine sanki bugün daha bir önem vermişti.

Sebebini merak ediyordum. Eğer okula bu şekilde giderse herkesin ona hayranlıkla bakacağından ise emindim.

"Harika görünüyorsun, fazla..." Jungkook delici gözlerini üzerimde baştan aşağıya gezdirdi. Adem elması yutkunmasıyla hareket ederken,"İddalı ve..." Gözlerimi açık göğsünden ayırıp yüzüne çıkardığımda tek kaşımı kaldırdım, muzip bir şekilde sırıtırken.

"Ve?" diye tekrar ettim onu. Üzerime attığı etkilenen bakışlar hoşuma gitmişti. Üzerimdeki kıyafetlerle güzel göründüğümün farkındaydım, fakat bunu Jungkook'tan duymak daha iyi hissettiriyordu.

Jungkook alt dudağını hızlıca yaladı. Adımlarını yavaşça bana ilerletti, parmak ucu parmak ucuma değecek şekilde durdu karşımda.

Elini belime doladı, oradan yavaşça kalçama kaydırdı. Alnımı alnıma yaslarken, gözlerimi kapattım.
"Seksi." diye fısıldadı Jungkook, yüzüme doğru, deri pantolunumun üzerinden kalçamı sıkıca kavradı.