7🌸Tabii Ki De Vermeyeceğim!

2K 367 126
                                    

"Yürü dedim sana be! Bir kere de beni dinle mankafa!"

"Mankafa?"

"Evet,mankafa! Mankutlaştırılmış insanlar gibisin. Hiçbir dediğimi algılayamıyorsun! Bu kadar ısrar ettiğime göre bir nedenim olduğunu bile düşünemiyor musun?! Yeter artık, yürü!"

Sinirlerim tepeme çıkmış bir şekilde onu sertçe,var gücümle kolundan yakalayarak çekmeye başladım.

Bu sefer itiraz etmedi. Onu sürüklememe izin verdi. Ancak...

Önümüze bir anda çıkan birkaç adamla geç kaldığımızı anlamam uzun sürmedi.

"Yarım saatin doldu Jaebum."

Jaebum onları görür görmez gözlerini irileştirdi ve onu sürüklediğim koluyla beni arkasına çekti.

Şaşkınlık içerisinde karşımızdakilere bakarak konuştu.

"Si-sizin ne işiniz var burada? Hem... Ne yarım saatinden bahsediyorsun?"

Yüzümü buruşturdum. Olacakları izlemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu ve şu an sadece öyle yapıyordum.

Ah,hayır. Bunu Jaebum'a söylemeliyim.

Bundan dolayı onu kolundan tutup biraz daha kendime çektim. Boyuma gelecek şekilde eğildiğinde de kulağına fısıldadım.

"Sana söylemek istediğim şey de buydu. Ama sen dinlemek istemedin. Telefonun bendeydi. Bu kişiden mesaj gelince de sana zarar gelmesin diye, senin yerine cevap yazmak zorunda kaldım."

Telefonun bendeydi demem onun için yeterli olmuş olmalıydı. Nasıl yaptığımı sorgulamadı çünkü nasıl bir hacker olduğumu kendisi çok iyi biliyor.

Bir şey demedi. İki büklüm bana doğru eğilmiş şekilde yüzüme masum masum baktı. Ancak bir süre sonra o karşımızdaki adamların en önünde olan adam bağırınca sıçrayarak ona döndük.

"Ne fısıldaşıyorsunuz siz?!"

Ben sessiz kalarak Jaebum'un arkasına daha bir sığındım. Of!

1,2,3,4,5,6,7,8...

Ahh! Ne kadar çok adamıyla gelmiş böyle! Diğer üyeler bizi bulup gelse bile onlara karşı nasıl durabilirlerdi ki? Ya silahları da varsa?

"Benden istediğin miktarı o kadar kolay elde edemeyeceğimi sen de biliyorsun."

"Bilmiyorum,Jaebum. Benim adıma konuşma. Sana oldukça uzun bir zaman verdim. Ne yapıp edip o parayı bulman ve bana tıpış tıpış getirmen gerekiyordu. Eğer getirmediysen... Bana yapacak başka bir çare bırakmadın."

İçimdeki korku gerçekten giderek artmaya devam ediyordu. Ölmekten korkmuyordum. Çünkü... Biliyorum ki, ölüm bana nefesim kadar yakın.

Ancak... Ancak sevdiklerimi kaybetme ve onlara zarar gelme korkusu beni nefes alırken dahi nefessiz hâle getirmeye yetiyor.

Bir dakika.

O adam... O adam neden kaşlarını çatmış, gözlerini kısmış bir şekilde bana bakıyor?

"Yanındaki kim Jaebum? Şöyle dikkatli bakınca..." diyip susar susmaz Jaebum beni daha çok arkasına çekti. Beni daha bir gizledi.

"Onun kim olduğu seni ilgilendirmez. Derdin benimle,sakın ona musallat olayım falan deme."

Adam güldü. Adam diyorum ama yaşlı falan değil ha. Bizim yaşımızda gibi duruyor. Olsa olsa bizden en fazla 1-2 yaş büyüktür.

Gülmeye devam etti. Gülmesini bastırınca da Jaebum'a odaklanarak konuştu.

Baş Belası // Im Jaebum(✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin