"Baba sen ne dediğinin farkında mısın?!"
Sinirlerime hâkim olamayarak ona sesimi yükselttim. Genelde hep sinirlerimi bozar. Aslında hep de bağırırım. Ama bu seferki bağırışım çok daha farklıydı. Âdeta kükrüyordum.
"Bana sesini yükseltme!"
Sadece öfke saçtığım gözlerimle onun gözlerine bakmayı sürdürdüm. Ardından âdeta dişlerimin arasından tıslayarak konuştum.
"Beni Jaebum ile tanıştıran sendin. Onunla evleneceğimizi ta yıllar öncesinden söyler dururdun. Şimdi ne değişti?! Şimdi ne oldu da onu bırakmamı istiyorsun benden?!"
"O zamanlar işler farklıydı. Jaebum ile evlilik yapsaydın gerçekten gücümüze daha fazla güç katardık. Ancak şu an... Babası iflas etti ve ellerinde hiçbir şey yok. Güç yok. Güçsüz insanlarla da benim işim yok."
Ağzım hayretle açıldı.
"Sana inanamıyorum gerçekten! Ama bu sefer istediğini yapmayacağım! Çünkü yapamam! Bu saatten sonra asla Jaebum'dan vazgeçmem!"
Arkamı dönüp merdivenleri çıkıyordum ki yüksek sesle arkamdan bağırdı.
Durdum.
Yüksekten bana öfkesini kusan babama baktım.
"Senin isteyip istememen umurumda bile değil! Tek varisim sensin! Benden sonra ismimizi sen yükselteceksin! Gücümüze güç katmak için de çok değil,yalnızca 1 hafta sonra Arap Prensi Rohit ile nişanlanacaksın! Prenses olacak ve ismine dahi güç katarak-"
"YETER! Asla! Asla bunu yapmayacağım! Boşuna hayal kurup durma! Merak ediyorsan söyleyeyim. Sen öldüğün vakit ne yapacağım biliyor musun? O şirketi batıracağım. Arta kalan parayı da o çok küçümsediğin fakir insancıklara saçacağım!"
"Sen!"
Daha fazla hiçbir şey dinlemeden arkamı döndüğüm gibi son gaz merdivenlerden çıktım. Koskoca evin,buz gibi duvarlarının arasındaki sessizliğime geri döndüm.
Odama girip kapısını sertçe kapatarak kilitledim.
Beni tanışıtan oydu. Jaebum ile tanışmamı sağlayan. O hep kötü düşünse de ben Jaebum için gerçekten asla kötü düşünmemiştim.
Babam beni asla benden daha güçsüz bir insanla tanıştırmaz,konuşturmazdı. Bu yüzden hiçbir zaman samimi bir arkadaş edinemedim. Hep zenginlikleriyle, hep güçleriyle övünen insanlar vardı yanımda.
Jaebum ile beni tanıştırdığı zaman onun da böyle biri olduğunu düşünmüştüm aslında. Bu yüzden Jaebum'a karşı başlarda oldukça soğuktum. Ancak zamanla onun diğerlerinden farklı olduğunu fark ettim. O farklıydı... O samimiydi... O güvenilirdi...O kalbimi hızlandırıyordu.
Şimdi... Bana söylediği bu kelimeler...
Sinirle ellerimi saçlarımın arasından geçirdim. Başımı ellerimin arasına aldım. Sinirden elim ayağım boşalıyordu. Hâlâ nefes alışverişlerim düzelmemişti.
Babam... Eğer kafasına taktıysa mutlaka yapardı.
Deli gibi korkmaya başladım. Jaebum'dan ayrılamam. Ondan ayrılırsam gerçekten ölürüm ben. Dayanamam.
Kapımın kolu aşağı indirildi. Açılmayınca biraz daha zorlandı. Yine babamın sesini duydum.
Hem kapıyı yumrukluyor,hem de bağırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası // Im Jaebum(✓)
FanfictionAnnesini takip eden yavru bir ördek gibi o nereye giderse ben de arkasından oraya gidiyordum.Aynı zamanda çenem de boş durmuyor,sürekli ismini üst üste söyleyip duruyordum. O ise beni hiç tınlamıyor,yoluna devam ediyordu. "JaeBum?" "JaeBum?" "JaeBum...