0.24

2K 86 32
                                    

- Şarkıyı açmayı unutmayın -

İyi okumalaar :)

Bu sesi duymamayı o kadar çok isterdim ki... ve burada olmamayı, bu olanların hiçbirini yaşamamayı gerçekten çok isterdim. Acının her evresini yaşayan bedenim belki de alışmıştık artık. Doğru, hâla acıyordu birkaç şey. Ama alışmış gibiydim... Korktuğum olur gibiydi. Ben. Alışmıştım.

Ben acıya alışmıştım...

Ve bu ses.

Usulca ve korkakça arkamı dönüyorum. Abimin suratında öfkeden başka hiçbir şey yok. Sadece öfke... Yerin dibine girmek için dualar ediyorum. Ya da zaman dursun, bu olay hiç yaşanmamış olsun...

"A-abi ?" Sesimdeki şaşkınlığa engel olamıyorum.. ve korkaklığa.

Kaşları çatık ve öfkeli bir adam karşımda. Ne yapacağı belli belirsiz ve bu kişi benim abim. Ve daha sonra Denis beliriyor yanı başımda. Kendinde gibi. Ya da hep öyleydi, bana numara yapıyordu...
Ve abim sonunda sessizliği bozuyor...

"Yanlış mı gördüm yoksa sen kardeşimi öptün mü ?"  Bu sorusu Denis'e. Öfkesi sadece bana değil, ikimizede. Denis ve bana. Denis abimin yanına ilerliyor. Abimin gözleri Denis'in üzerinde. Sinir ile, öfke ile..
Denis abimin omzuna dokunuyor. "Yürü gidelim. Bu burada konuşacağımız birşey değil" diyor kararlı ses tonu ile.

Burada konuşamıyacağı şey ne ? Konu beni de ilgilendiriyor.

"Hayır !" diye kükrüyor abim. Olduğum yerde sıçrıyorum, 1-2 adım geriliyorum. "NEDEN KARDEŞİMİ ÖPTÜN ? SÖYLİYECEKSİN !" Derin nefesler alıp veriyorum... Evet, korkuyorum...

Denis gözlerini açıp kapatıyor. "Sarhoştum tamam mı ? Sarhoştum !" diye bağırıyor birden abime karşılık olarak... Zorlukla yutkunuyorum. Annemin ve babamın burada olmamasına şükür ediyorum.

"Sarhoş olunca herkesi öpüyor musun ?!"

O an anladım. Bu bir sevgili kavgası gibiydi...Belki de burada olmamam bile gerekirdi. Denis abime yaklaşıyor, yaklaşıyor... bir nefeslik mesafe var aralarında. Kafamı çeviriyorum ânında. Bunun burada yapılması...iğrenç ! Gerçekten iğrençler ! Ama beklediğim şey olmuyor. Denis sadece yakınlığı koruyarak konuşuyor. Bir o kadar kısık, bir o kadar duyulacak bir şekilde.

"Sadece tanıdığım ve sevdiğim kişiler !"

Sadece tanıdığım ve sevdiğim insanlar...

Bu ne demek oluyordu ? Hangi seçeneğe giriyordum ? Sevdiği insan mı, tanıdığı biri mi... Hiçbiri ! Hiçbirisi olmayı yeğlerdim... O kadar çok isterdim ki.

Benimle alay ediyordu. Bunu anlamamak aptallık olurdu. Benimle eğleniyordu sadece. Canım sıkılmış ve benimle eğleniyordu. Öyle değil mi ? Öyleydi değil mi ?

Öyleydi tabi.

Öyleydi...

"Beni sinir etme Denis ! Eğer kardeşime bir daha dokun.." diye söze başlayan abime kaydı gözlerim. Bir anda susmuştu. Gözleri Denis'in gözlerindeydi. Kim bilir şuan neler hissediyordu... Heyecan, sevgi, kıskançlık...Benden kıskanmış mıydı onu ?

Tabi kıskanmıştı !

O an erkek olsaydım belki de beni dövebilirdi. Döverdi elbet ! Belki de onu tutan tek şey kardeşi olmamdı. Daha fazla katlanmak istemedim bu sahneye. Herşey çözülmüştü işte. Abim Denis'i yine affetmişe benziyordu.. Yanlarından geçip gittim sadece. Boğuyordu artık.

Artık gerçekten bıkmıştım.

Boğuyordu !

"Güzelim ? Hadi bak daha fazla sinirlendirme beni. Hadi söyle kimdi o şerefsiz ?"

SEN HEP BENİMDİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin