Derin bir nefes verdim. Tehlikeli işlere bulaşmıştım yine. Zaten onu tanıdığım zaman başlamadımı bu şeyler ?
Pişman değilim.
Merak duygum yüzünden şuan onu takip ediyordum. Yutkundum, beni fark etse beni kızar mıydı ki ? Olabilirdi.
Kızar.
Doğru kızardı. Yüzsüz gibi hâla okul çıkışları onu görmek için iş yerinin oraya gidiyordum. Ama seviyordum. Seviyordum işte. Bin kere git dese yine de gitmezdim.
Gidemezdim ki...
O tren çoktan kaçmıştı.
Taksi durunca gözlerim Denis'in arabasına kaydı. Arabayı park ediyordu. Yutkundum. İşte başlıyorduk. Çantamdan çıkarıp taksiciye parayı verdim ve bir süre Denis'in arabadan inmesini bekledim. Kalbim. Fazla hızlanmıştı. Neydi sebebi ? Korku ? Tehlike ? Heyecan ? Yada onu görme sevinci ?
Denis arabadan inip bir mekana inince ben de peşinden indim. Kafamı kaldırıp mekana baktım. Burada nereydi böyle ? İçeriden yüksek çaplı müzik sesi gelince yutkundum. Bar. Büyük bir ihtimalle bardı burası.
Bara gelmişti. Gay barı.
Yutkundum, bir insanın sevdiği adamın gay çıkması o kadar kötüydü ki...
İhtimal yoktu.
Sevebileceğine dair bir ihtimal yoktu.
Dolmuş olan gözyaşlarımı umursamadan içeri bir adım attım. Ses gittikçe artıyordu ve içimdeki şu korku da.
Neden korkuyordum ben de bilmiyordum.
Onu başka ile görmekten...
Yutkundum. Doğru.
Etrafıma bakındım. Erkek doluydu. Ve birkaç kız. Bir dakika... kız ? Gay bar değildi burası. Yutkundum, gay bar varken neden burası ?
Tekrar etrafı süzdüm. Loş ışık. Katlı bir mekan. Oturma yerleyi, yiyişen çiftler. Dans eden kızlar, erkekler. Sohbet eden, içki içen kişiler.
Denis sayesinde ilk defa bir bara gelmiştim. Yutkundum, sahi hiç bara gitmemiştim. Öyle bir düşüncem bile yoktu...
Peki ya Denis neredeydi ? Buraya onu takip ederek gelmiştim ama şimdi kayıplara karışmıştı. Ayakta dikilmeyi bırakıp bir yere oturdum. Başım ağırmaya başlamıştı. Cidden neden hâla buradaydım ? Onu bir erkekle görmek hoşuma mı gidecekti sanki ?
Hayır.
"Selam"
Kafamı kaldırıp karşıma oturmuş olan çocuğa baktım.
"Selam" diye karşılık verdim.
Güldü, "buraya gelmek için küçük değil misin ?" diye sordu alayla.
Evet. Öyleydim.
"Biraz" diye mırıldandım.
Tekrar güldü ve elini uzattı. "Ben Enes, peki ya sen küçük hanım ?"
Küçük hanım....
Elini sıktım ve "Ayla" diye mırıldandım. Daha sonra hemen elimi geri çektim. Neden şimdi benim yanıma gelmişti ki ? Gözlerim ister istemez onu süzdü. Sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı. Bir gömlek giyinmişti, 2-3 düğmesi açık. İyi duruyordu. Ah ! Ne diyordum ben ? "Neyse" diye ayaklandım. Gözlerini gözlerime dikti. "Ben gideyim" dedim ve zorla gülümsedim. Yanından geçip gideceğim an bileğimden tuttu. İşte o an. O an korkum daha da arttı. "Daha yeni tanışmıştık güzelim nereye böyle ?" diye sordu kalmamı istermiş gibi. Be birazda korkunç. Birşey demeden bileğimi çekmeye başladım. Daha da sıktı. "Otur şuraya !" dedi sert sesi ile. Yutkundum, neredesin Denis ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN HEP BENİMDİN
Novela Juvenil"Gitme. Beraber uyuyalım." "Gitme aklım sen de kalır, uyuyamam geceleri..." Artık beni sevmen de işe yaramaz adam. Ben senden vazgeçtim artık. Affetmek imkansız artık. Çek git adam. Senden daha fazla nefret etmeden çek git. Kitap kapağı : Queen Desi...