SEN HEP BENİMDİN

0.13

Herkese mutlu hafta sonları ve bol güzel vakitli 15 tatil diliyorummm 🙈

Kitap çok okunmuyor, ama ben yine de yazmaktan vazgeçmeyeceğim arkadaşlar.

Sizde biraz yorum falan yaparsanız çok çok sevinirim :)

Multi : Sedat ve Ayla (temsili)

"Senin için üzülüyorum teyze. Çok acılar çekmişsin" diyen kıza burukça gülümsedim. "Daha yeni başlıyoruz, dur bakalım" dedim sesimi titremesini engelleyerek. "Haydi teyze devam et !"

Abim.

Evet, belki geçerli bir sebebi vardı affetmek için. Ama o kadar kolay degildi.

Olamazdı.

İstesem de olamazdı. Onca yıl bizden uzak durmuştu, haberi var mıydı bizi ne kadar kırdığını ?

Vardı elbet.

O da kendi derdi ile uğraşıyordu ama pek çözmüş gibi durmuyordu.

Sevgili bile yapmıştı. Bu durumu kabullenmişti çoktan o.

Peki ya annem ? babam ?

Onlar ne diyecekti bu duruma ? Nasıl açıklayacaktı...

Derin bir nefes verdim, zordu. Zor.

"Ne düşünüyorsun ?" düşüncelerden ayrılıp Ece'ye baktı.

Yutkundu, "hiç" dedi sadece. Ne diyebilirdi ki ? Abisinin gay olduğunu mu ?

"Demek hiç ha ? Eskiden herşeyi anlatırdın kankana. Başka kanka mı buldun yoksa ? Döverim onu." Ece'nin bu hallerine gülmeden edemedim.

Acayip bir kızdı. İyi ki hayatımdaydi.

"İyi ki hayatımdasın Ece" dedi içindeki sesi dışarıya vurarak.

"Ne demek canım" diye cevapladı Ece onu.

Kıkırdadı, bir havalanmıştı sanki. Gözlerim kantine giriş yapan Sedat'a kaydı.

"Geliyor seninki.."

Yutkundum, yine sinirliydi. Acaba bu sefer ne olmuştu ? Neye sinirliydi ?

"Bu da hep sinirli"

Ece haklıydı.

Sedat sinirle içeri girerken bir masaya yöneldi ve masada oturan çocuğu tuttuğu gibi kaldırdı. Çocuğun yakasıma yapışarak duvara yapıştırdı. Şaşkınlıkla olanları izlerken birkaç kişi çoktan Sedat'ı tutmaya gitmişti bile.

"Yaklaşmayın ecdadınızı sikerim sizin !" diye kükredi Sedat.

Zorlukla yutkundum.

"Lan bana bak bana !" diye bağırdı rehin aldığı çocuğa. Çocuk korku dolu gözlerle Sedat'a baktı.

"Lan bak. Bak güzel kardeşim eğer bir daha benim işime karışırsan seni öldürürüm ! Bu kibarca bir uyarı olsun sana." dedi ve fazla uzatmadan çocuğun yakasını bıraktı. Çocuk öksürerek yere düşerken acıyan gözler ile ona baktım. Gözüm masadaki suya ilişti. Suyu kapıp hızla çocuğun yanına gittim ve suyu uzattım. "Al iç şunu, iyi misin ?" dedim endişe dolu sesimi gizliyemeyerek. Çocuk suyu alıp kapağını zorla açtı ve kafasına dikti. İyiydi.

"Teşekkür ederim" diye mırıldandı sesinin çıkacağı kadar.

"Rica ede-" koluma yapışan el ile cümlem yarıda kalmıştı. Kafamı kaldırdım, Sedat ile göz göze geldik.

"Ne yapıyorsun sen ?" dedi kaşlarını çatarak.

Omuz silktim, "yardım ediyorum Sedat" dedim.