Kitabıma yeni gelen sevgili okur öncelikle hoş geldin. Umarım okuduğun hikayeden memnun kalırsın🥰 Bu yazdığım ilk kitap olduğu için haliyle yazım hatalarım olabilir, hemen TDK'ya bağlamayın😅 Ama finali yapar yapmaz ilk işim güzel bir düzenleme yapmak olacak. Yapacağınız her güzel ve olumlu eleştiriye açığım yeterki saygı çerçevesinde olsun😉 Yorumlarınızı yazmanız beni mutlu, hatta musmutlu eder 🌈 Hayalet olmayın hayat belirtisi gösterin, seviliyorsunuz..
Xoxo😘😘
Rainbow..Ufak bir not; Hikayem Türkiye de geçmesine rağmen, içerik ve anlatım biçimi biraz Avrupaidir😉 Örneğin bolca; "Aman Tanrım!" lar, Yada "Lanet olsun!"lar görebilirsiniz. Şimdiden bilin istedim😉
Başlama tarihiniz:
🍂
Ben Azra..
Okuyacağınız hikaye'nin baş karakteriyim. Size kendimden biraz bahsetmek istiyorum ki, beni daha iyi tanıyın. Çünkü okuyacağınız hikâye benim hayatım. Bu hikâye de yeri gelecek benimle gülecek, bazen de anlattıklarım ile hüzünleneceksiniz. Yaşadıklarım bazılarınıza çok tanıdık gelecek, kendinizden mutlaka bir şeyler bulacaksınız..Ben 25 yaşında, yaşamayı ve eğlenmeyi seven, haftanın üç günü spor salonuna giden, kendi ayaklarının üstünde durabilen, İstanbul'un prestijli yatırım şirketlerinden birinde, İki yıldır Asistan olarak çalışan, ve işini severek yapan genç bir kadınım.
Yalnız yaşıyorum, çünkü gerçek anlamda da yalnızım..
Şöyle ki, Annemi doğduğum da, Babamı da iki yıl önce kaybettim. Tek çocuk olduğum için, haliyle bir kardeşim de yok.. Ama yine de halimden şikâyetçi değilim. Hiç bir zaman da olmadım.. Her zaman elindekilerle yetinebilen, hayatın ve Tanrı'nın bana verdikleriyle mutlu olabilen bir insan oldum.Kısaca zamanımı kendime acıyarak geçirmektense, Babam'ın bana öğrettiği gibi hayatımın her anını dolu dolu yaşamayı, imkansızın peşinde koşup, olmayanı zorlamamayı, ve var olanla mutlu olmayı öğrendim..
...
Bunların haricinde hayatımın olmazsa olmazlarına değinecek olursam eğer, her biri benim için ayrı kıymetli, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen, iş hayatında dahi birlikte çalıştığım can dostlarım, aynı anne babadan olmayan kardeşlerim;
Asalet timsalim, zeka küpüm Asu'm, Esmer bombam, pokahontasım Betül'üm, ve Sarı papatyam güvercinim Derya'm..Onlar, benim sahip olduğum tek ailem diyebilirim.. Biliyorum ki onlar olmasaydı eğer hayatım daha renksiz, tatsız tuzsuz ve çekilmez bir hayat olurdu.. Ama neyse ki çok şükür hepsi yerli yerindeydi.. Tanrı korusun onların olmadığı bir hayat düşünemiyorum bile..
Yani kısaca kendimi özetlemem gerekirse anlatacaklarım bu kadar diyebilirim. Ama hikayeme gelecek olursak, epeyi bir uzun sayılır. İsteseniz onuda okuyarak öğrenin derim..
🕸️🕸️🕸️
"Kızlar nasıl olmuşum? Abartmış mıyım sizce Ne dersiniz?" diye sordum kararsız bir şekilde On altıncı(!) Kombinimi denerken..
Ayna da kendime şöyle bir bakıp, etrafımda bir tur attım ve popomun nasıl durduğunu daha iyi görebilmek için bu kez aynaya sırtımı döndüm.
"Tanrım yakıyorum yine!" diye içimden bir geçirmedim değil.. Yine de halâ bir karar vermiş sayılmazdım, ve biraz daha oyalanırsam eğer, kızlar beni her an bırakıp gidecekmiş gibi bakıyorlardı. Ama yılmadım,"Hadi ama kızlar ne diyorsunuz? Söz bu son bir daha sormayacağım, fikrinizi söyleyin.."
Kızlar odamda ki yatağımın kenarında oturmuş beni seyrediyorlar, ne zaman hazır olurum diye kendi kendilerine hayıflanıyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomantikMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...