Bölüm parçası: lauv, anne marie~Lonely
(multimedya'da mevcut)🍁
Bora babasının Tarabyada ki evine geldiğinde, kardeşi Burak'ın da burada olacağından haberi yoktu. Aslında Babası ile konuşmak istediği konu belliydi. Annesi..
Onun Türkiye'ye geleceğinden ve Azra'nın eski dairesinde oturacağından elbette babasının haberi yoktu. Şuan bunu konuşmak için gelmesinin sebebi, yarın bir gün olası karşılaşmaları halinde, herhangi bir karışıklığa ve yanlış anlamaya sebebiyet vermemekti.
"Naber kardeşim? İyi görünmüyorsun. Yanlışlıkla aşık olmadın ya?" dedi kardeşi ile dalga geçerek.
"Kimse ile uğraşacak halde değilim. Ağabey rahat bırak beni."
Kardeşini hiç olmadığı kadar asabi görmek doğru noktaya parmak bastığını gösteriyordu. Bu da Bora için eğlence demekti. Babasıyla konuşmayı biraz daha erteleyerek kardeşi Burak'ın karşısına oturdu ve yarasını biraz daha kașımaya karar verdi.
"Kim bu şanssız kızımız bakalım? Ne günah işlemiş olabilir acaba senin kirli düşüncelerine alet olmak için.."
"Lanet olsun! Senin işin gücün doğuracak bir karın falan yok mu? Rahat bıraksana beni."
"Ah benim minik ergen kardeşim. Söyle kim düşürdü şekerini. Göster ağabeyine hadi.." dedi gülerek Burak'ın sinirlenmesi inanılmaz hoşuna gidiyordu. Uzun zamandır kardeşiyle böyle ergencilik oynanamıștı. Burak hep kendini beğenmiş bir genç olmuştu. Şimdi bir kadın tarafından sürtüldüğü belli olan kaf dağında ki burnunu yerlerde görmek büyük bir zevkti.. Tabii bunu kendine bile itiraf ettiğini hiç sanmıyordu ya neyse. O itiraf edene kadar Bora da bilmiyormuş gibi yapmaya devam edebilirdi..
"Ee yılbaşında ne yapıyorsun bakalım bir planın var mı?" diye sordu kardeşinin daha fazla üzerine gitmemeye karar vererek konuyu değiştirdi Bora.
"Var gibi. Tam emin degilim.."
"O da ne demek? Var mı? Yok mu?"
"Bizim cocuklar Uludağ diyorlar. Ben de tamam demiş bulundum ama hiç gidesim yok açıkçası. Şimdi nasıl iptal edeceğimi düşünüyorum kara kara."
"Öyle mi.. Bu sene de Uludağ bayağı revaçta anlaşılan.. Kızlar da Uludağ'a gitmekten bahsediyorlar dı.." Belli ki kardeşinin bundan haberi yoktu. Demek ki kızlarda bir işler çeviriyor du.
Burak duyduklarından sonra bir an da kulak kesilmişti. Merakla sordu.
"Hangi kızlar?"
"Azra'nın çetesi işte.. Asu falan.." Ciğerin kokusunu alan kedi misali, kardeşinin birden kulak kesildiğini gören Bora oltayı doğru yere sallandığına biraz daha emin olmuş, bıyık altından sırıtmaya başlamıștı.
"Hmm.. Onlar da mı Uludağ'a gideceklermiș?" diye sordu Burak içinden hesap yaparken. Belli ki küçük şeytan duymuştu o akşam konuşulanları..
Bu Uludağ muhabbeti birden daha eğlenceli gelmeye başlamıştı.."Emin misin ağabey? Siz de migeliyorsunuz yoksa?"
"Kesin bir şey söyleyemem tabii.. Tam olarak neye karar verdiler bilemiyorum kardeşim. Ve hayır biz karımla ve kızımla kendi evimizde romantik bir şekilde kutlayacağız. Yani gelmiyoruz. Sen ne yapacaksın iptal mi edeceksin?" Şu saatten sonra kardeşinin planı iptal etmeyeceğini adı kadar iyi biliyordu, ama yine de formaliteden sorma ihtiyacı duydu.
"Sanırım vaz geçtim ağabey. Uludağ eğlenceli olabilir.."
"Diyorsun.." Bora kardeşinin gözlerinde çakan şimşekleri net bir şekilde görebiliyordu ama sessiz kalmayı tercih etti. Kardeşi kendisini kandırmaya devam edebilirdi, ama Bora onun çoktan asistanı Asu'ya kapıldığının farkındaydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]
RomanceMasama doğru yaklaştı, ve tam karşımda durdu. Eğilerek iki elini de masaya koydu. Yüzüme doğru biraz daha yaklaşarak, sanki bir sır veriyormuş gibi kısık sesle; "Biliyor musun? Gözlerini deviriyorsun.. Ve ben ufaklık, göz deviren yaramaz ve gamzel...