PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]

49.BÖLÜM~🕸️

Bölüm parçası : Justin Bieber ~intentions
(sözler gerçekten inanılmaz klibi özellikle Türkçe çeviri seçtim muhakkak göz atin💜)

🍁

Asu ve Burak yaklaşık Bir buçuk ay önce Uludağda yaşadıkları o mükemmel akşamdan sonra, aralarında ki engellenemez çekimi bir sonraki aşamaya taşıyıp nihayet bir ilişkiye başlamaya karar vermişlerdi.

Sanki bunca zamandır boşa kaybettikleri zamanları telafi edercesine, o günden sonra konuştukları gibi uzak ya da yakın demeden fırsat buldukça uçağa atlayıp, fotoğrafla ölümsüzleștirecek ne kadar yer varsa karar verip hemen yola çıkıyorlardı.

Asu, Burak'ın gerçekten de anlattığı gibi fotoğrafçılık konusunda ne kadar tecrübeli olduğunu gözleriyle görmüştü. Beraber gittikleri her yerde, bir şekilde en güzel açıları yakalayıp, o anı sonsuza dek ölümsüzleștirebiliyordu.

Asu kursta öğrendiği teorik bilgilerden daha da fazlasını ondan görüp tecrübe ettikten sonra, kendisi de bir çok fotoğraf çekmişti. Aslında gerçeği söylemek gerekirse, bu kadar ortak noktaları olabileceğini ikiside tahmin etmemişti.

Özellikle Burak, bir kadınla yatak odasının dışında bu kadar güzel vakit geçirebileceğini hiç düşünmemişti. Gün geçtikçe Asu'nun bu güne kadar ona gösterdiği'nin de dışında bir çok güzel yanını keşfediyor, gittikçe ona daha çok bağlanıyordu. Asu ise farkında olmadan her yönüyle Burak'ı kendisine daha çok hayran bıraktığının farkında bile değildi. Özellikle de Burak'ın midesine oldukça düşkün olduğunu öğrendikten sonra, ona gizli yeteneği olan aşçılığını dünya mutfağından seçerek yaptığı yemeklerle gösterdikten sonra..

Burak bu kadar özelliğin bir kadında toplanmış olması karşısında, ne kadar şanslı bir erkek olduğunu düşünmeden edemiyordu. Daha doğrusu bu zamana kadar Asu'nun bu yönlerini nasıl farkedemediğini..
Aslında düşündükçe bazı şeylere tıpkı fotoğraf çekerken olduğu gibi, sadece doğru açıdan bakılması gerektiğini keşfediyordu..

Bunların yanı sıra, Burak bir de Ağabeyi Bora'nın iğnelemeleri ile uğraşıyordu. Uludağdan döndükten sonra, başına gelecekleri çok iyi bildiği için, bir süre Asu ile aralarında ki ilişkiyi ağabeyinden saklamaya çalışsa da, onun tecrübeli gözlerinden hiç bir şeyin kaçmayacağını anlaması pek de uzun sürmemişti. Tabii bunda biraz da Azra'nın parmağı olduğunu tahmin edebiliyordu, zira kendisi ağabeyi'nin sevgili karısı olmasının dışında, Asu'nun da yakın arkadaşıydı. Belli ki karı koca'nın arasında gizli saklı yoktu ve Ağabeyi de bunu kendisine karşı çok güzel kullanıyor, her fırsatta dalga geçmekten çekinmiyordu..

Hâl böyle olunca da ortak bir kararla ilişkilerini kimseden saklamamaya karar vermişlerdi. Sonuçta kaç yaşına gelmiş özgür insanlardı, ve kimseden saklanmaya ihtiyaçları yoktu. Gerçi bu durum, şirkette ki çoğu kadının hayal kırıklığına uğradığı gerçeğini değiştirmiyordu, ama nihayetinde Burak kalbine ve ruhuna hükmedecek kadını çoktan bulmuştu..
Diğerleri de zamanla atlatırdı nasıl olsa.

İkisi de yalnız yaşayan insanlar oldukları için, Hafta'nın bazı günleri Burak'ın evinde, bazı günleri de Asu'nun evinde vakit geçiriyorlardı. Şimdilik ikisi de kendi kişisel alanlarının olmasını istedikleri için bu şekilde devam etmeye karar vermişlerdi.

Bu sabah işe giderken, Asu'nun arabası bakımda olduğu için, onu şirkete Burak bırakacaktı. Oradan da kendi işinin başına dönecekti. Şirkete geldiklerinde arabayı otoparka park edip, beraber Asansöre bindiler, ve en üst kata doğru yola çıktılar.

Asansörde yalnız olmalarını fırsat bilen Burak, Asu'nun kulağına doğru eğilip;
"Neden asansörlerde insanların aklına hep yapmaması gereken şeyler gelir bebeğim biliyor musun?" diye sordu. Gözlerinde yaramaz pırıltılılar dans etmeye başlamıştı.