PATRON [Yarı texting] [TAMAMLANDI]

50.BÖLÜM~🕸️

Bölüm parçası: Cher Lloyd~Lost
(multimedya'da mevcut)

🍁

Üzerinden bir kaç gün geçmesine rağmen Derya halâ yüzüğüne bakmaktan kendini bir türlü alamıyordu, tıpkı şuan yattığı yerden yaptığı gibi elini havaya kaldırmış her açıdan nasıl göründüğünü inceliyordu. Demir'in böyle bir teklif yapacağını hiç tahmin etmemişti, en azından henüz. Hele de o gün yaşadığı şaşkınlığı hiç unutamıyordu, resmen en yakın arkadaşları tarafından oyuna getirilmişti. Pis hainler.. Ama neyse ki sonuç çok güzel olmuştu, insan kaç kez sevdiği adamdan evlilik teklifi alırdı ki? Özellikle de Demir gibi bir adamdan..

Demir'in yanına taşındığından beri herșey yolunda gidiyordu, bu süre zarfında evde bir kaç değişiklik yapmayı da ihmal etmemişti.
Demir oldukça zevkli bir adamdı, ve evi de kendisi gibi büyük, ferah ve şık döşenmişti ama artık evde bir kadının yaşadığı açıkça belli oluyordu. Zira artık evin giriş dahil bir çok yerinde taze çiçekler ve fotoğraflar yer alıyordu, bu da evin içinde yeni bir hayat belirtisi olduğunu açıkça gösteriyordu. Üstelik bu tekliften sonra Derya'nın Demir'in yanına taşınması haliyle daha bir anlam kazanmıştı..

Evliliğe giden bu ilk adımda, artık her ikisi de gelecekleri ile ilgili tabloyu daha net bir şekilde görebiliyordu. Demirin teklif ederken sarfettigi kelimeler aklına geldikçe (Senden minik Demir'ler ve minik Derya'lar yapmak istiyorum..) Kendini ister istemez evin içinde koşturan çocukların hayalini kurmaktan alıkoyamıyordu..

"Günaydın Bebeğim. Umarım yüzünde ki bu ifade dün geceki performansım içindir.." dedi Demir sevgilisini sabahın bu saatinde eli havada baygın baygın gülümserken görünce.

Daldığı hayal aleminden, yanında yatan dev'in sabah mahmuru kalın sesi ile bir anda çıkan Derya, yüzünde ki ifadeyi koruyarak Demir'e doğru döndü ve elini sevgilisinin esmer kaslı göğsünde tembelce gezdirmeye başladı. Manzarası gözüne birden çok güzel görünmüştü, içinden kendi kendine bu taşınma işini neden bu zamana kadar erteleyip durduğunu sorup duruyordu..

"Tabiki öyle koca adam, başka ne olabilir ki?"

"Hmm.. Bilmem bir an için halâ yüzüğünü seyrediyormușsun gibi geldi de.." dedi Demir bilmiş bilmiş sırıtırken, bir yandan da elini Derya'nın kendi göğsünde gezinen elinin üzerine koyup onu daha aşağılara yönlendirmeye başlamıştı.

"Ne münasebet canım, sadece gün ışığında nasıl göründüğüne bakıyordum.." diye kendini savundu Derya aynı tatlılıkla, ama Demir'in bunu yemediğinin gayet farkındaydı ve elinin Demir tarafından başka yerlere doğru çekildiğini anladığında ise hiç bozuntuya vermeden sevgilisine ayak uydurdu.

"Sen öyle diyorsan öyledir tabii sevgilim. Rica etsem birde buna bakar mısın acaba nasıl görünüyor.." Derya'nın eli artık tamamen Demir'in erkekliğinin üzerindeydi ve Koca adam kesinlikle uyanmıştı..

"Hmm.. Sanırım burada bir sertlik var, ama doğru teşhis için daha yakından incelemem gerekiyor.."

"Lafı bile olmaz Derya hanım. İstediğiniz gibi inceleyebilirsiniz, hatta uzuun uzun inceleyin acele etmenize hiç gerek yok.. Ne de olsa vaktimiz çok, hatta hatta daha sonra da ben sizi kontrol ederim. Ne de olsa herșey karşılıklı.."

"Yaa bilmem mi.."

....

Nihayet yataktan çıktıklarında saat neredeyse öğlene geliyordu. Derya mutfakta kahve makinesine su koyarken, az sonra Demir elinde büyük bir kutu ile mutfağa girdiğinde Derya merakla sevgilisine ve elinde tuttuğu kutuya bakıyordu.